Tanınmak başarı değil

İstanbul’un tarihi yapılarına zarar vermeye çalışan Gürgen ve Azmi’ye engel olmaya çalışan dört çocuğun maceralarını anlatan ve TRT Çocuk kanalında yayınlanan İstanbul Muhafızları beyazperdeye uyarlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Kültür A.Ş. ve Neher Prodüksiyon ortak yapımı ile bu hafta vizyona giren ‘İstanbul Muhafızları: Ab-ı Hayat Çeşmesi’nin yönetmen koltuğunda Çağrı Cem Bayraklı oturuyor. Gerçek oyuncuların ve anime karakterlerin yer aldığı filmde Suna Selen, Funda Güray, Lemi Filozof, Gözde Mukavelat, Ali Uyandıran, Berk Yaparel, Ziya Çiçek ve Merve Sevin rol alıyor.

‘İstanbul Muhafızları: Ab-ı Hayat Çeşmesi’nin oyuncuları Funda Güray ve Lemi Filozof ile bir araya geldik. Pixar veya Dreamworks gibi şirketler nasıl programlar kullanıyorsa bu projede aynı programların kullanıldığını söyleyen Lemi Filozof, “Her oyuncu birçok iş yapar, hepsine gönlünü koymayabilir. İyi iş, kötü iş vardır. Bu projede gönül vererek yer aldık. Kimse şu iş bitsin de gidelim gözüyle bakmadı” diyor. Oyuncu olarak kendini zorlamayı sevdiğini söyleyen Funda Güray ise “Dramda, komedide, korku dizisinde de rol aldım. Çeşitli işler yapmayı seviyorum. Bu iş geldiğinde de çok heyecanlandım. Çünkü çok fazla yapılan bir şey değil Türkiye’de” şeklinde konuşuyor.

Kariyerinde detaylı planlar yapmak yerine, aynı yerde mi duruyorum yoksa bir şeyler öğreniyor muyum şiarıyla hareket ettiğini kaydeden Filozof, başarıyı şu sözlerle tanımlıyor: “Projeler arasında kıyas yapmak doğru gelmiyor bana. Maddiyatsa konu, o da tartışmalı. Daha çok tanınmak, belki evet, eskiye göre daha çok tanınıyorum ama başarının tam tanımı bu da değil. Türkiye’de daha çok tanınan daha iyi yerde görünse de ben sadece kendi kaliteme yakışan işlerin içinde olmayı tercih ediyorum. 15 yaşında oyunculuğa başladım. 30’umda oyunculukta yüksek lisans yapmaya karar verdim. Hep aynı şeyleri oynamak, hiç güncellenmemek, hep cepten yemek çok tehlikeli.”

Kendini izlerken en çok hangi yönlerini eleştirdiğini sorduğumuz Güray, “Bir oyuncu en acımasız eleştiriyi kendisine yapar. İçinde daha iyisinin olduğunu bilmek, daha iyisini yapacağına inanmak eleştiriye neden oluyor. İlk başlarda oynadığım rollere bakınca artık kendimi daha az eleştiriyorum” cevabını veriyor ve ekliyor: “Ben hem işletme hem reklamcılık okudum. Çift anadal yaptım. Oyunculuğa sonradan girdim. İlk zamanki ve şimdiki halime baktığımda kendimi oyunculuk anlamında geliştirdiğimi görüyorum. İki yıl kast direktörü asistanlığı yapmam da hem kamera önünü hem de arkasını bilmemi, karakter biriktirmemi sağladı.”

Kendini izlediğinde ‘keşke daha iyi olsaydı, kelimelerin hakkını verseydim, şurayı daha güzel söyleseydim, şu kelimelerin üstüne bassaydım, biraz sakin olsaydım, burayı çok hızlı geçmişim’ diye eleştirdiğini belirten Lemi Filozof, “Mükemmelim diyen bir oyuncu varsa tanışmak isterim” diyor. Oyunculuğun hayatının ne kadarını kapladığını sorduğumuz Filozof, “Oyunculuk tabii ki her zaman hayalimdi. Ama bütün hayatımı kaplamıyor. Kaplamasın zaten. Benim de beslenmem lazım. Her yerde de olmasın. Bir boş alan kalsın. Doğaya bakmak, düşünmek, okumak, sohbet etmek, en önemlisi gezmek lazım” yanıtını veriyor.

İstanbul’un tarihi ve kültürel mekanlarında çekimlerin ve animasyon aşamasının yaklaşık bir yılda tamamlandığı İstanbul Muhafızları: Ab-ı Hayat Çeşmesi’nin çekimleri Hidiv Kasrı, Yerebatan Sarnıcı, Hz. Yuşa Tepesi, Büyük Valide Han, II. Mahmud Bendi, Balat sokakları ve Sultanahmet gibi İstanbul’un tarihi mekanlarında gerçekleştirildi. Çocukların bu tarihi mekanları çok sevdiğini söyleyen Lemi Filozof, “İstanbul’da çocuklar arasında İstanbul Muhafızları turu oldukça meşhur. Çocuklar çizgi filmden görüp gitmek istiyor” diyor.