Son yıllarda, yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerin ülkelerine iadesinde yaşanan yoğunluk dikkat çekiyor. Özellikle Türkiye, tarihi eser kaçakçılığıyla yürüttüğü mücadele sonucu son 20 yılda 15 ülkeden 12 bin 16 eser iade edildi. Topraklarımıza 2022’de bin 120 tarihi eser iade edilirken, bu sayı 2023 yılı için şimdiden 3 bine ulaştı. Sadece iade edilmekle kalmadık, Mısır, Irak, Çin, Kazakistan’a da tarihi eserlerini geri gönderdik. Peru’ya geri verilecek bir eserin hukuki süreci halen devam ediyor.
2023’te başta ABD, İngiltere, İtalya, Fransa ve Avustralya olmak üzere birçok gelişmiş ülke 100’ü aşkın tarihi eseri evine geri gönderdi. Bu ülkelerin başında ise Türkiye, Yunanistan, İtalya, Irak, Mısır geliyor. Sayılar böyle olunca “Bu zamana kadar eserlerimizi istemiyor muyduk, dünyada neden bu kadar iade var” ya da “Bu iadeler zorunluluktan mı, gönüllü mü iade ediliyor” soruları ortaya çıkıyor. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanı Zeynep Boz, son zamanlarda artan iade haberlerinin nedenini ve izlenen yolu Yeni Şafak’a anlattı.
Ülkemiz, kültürel miras ve kaçak kazı nedeniyle çok fazla yağmaya maruz kalınca eserlerin takibini de yapmak zorlaşıyor. Bunun yanı sıra ABD, Kanada, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkede eser iade talebimiz bulunuyor. En merak edilenlerden birisi de bu iadelerin nasıl gerçekleştiği konusu. Boz, en mutlu oldukları iadelerin gönüllü iadeler olduğunu belirterek “Bizi en sevindirenler gönüllü iadeler. Her sene birçok gönüllü eser iadesi oluyor. Bunu ülkeler değil kişiler yapıyor. Türkiye’nin kültürel mirasına sahip çıktığını görenler, özür dileyerek eserleri iade ediyor. Bu, sizin verdiğiniz kuvvetli mesaj ve çabanın bir sonucu” diye konuştu.
Yasa dışı yollarla kaçırılan tarihi eserler konusunda ülkelerin birbirine ilham verdiğine de değinen Boz, “Arkeolojik rezervler açısından zengin köken ülkeler, tarihi eserlerini geri isteme konusunda hiçbir zaman cesaretsiz davranmadı. Bu görünürlüğü, kamuoyu tarafından bu işe gösterilen ilgi, iletişim kanallarının artması, sosyal medya avantajı, daha fazla insanın arkeoloji, sanat tarihi bölümlerinden mezun olması ve daha fazla hukukçunun bu alanda çalışmasına bağlıyorum. İş birliğinin yöntemleri de her gün değişiyor. Türkiye, en cesur ülkelerden biri. Söyleyeceğinden çekinmeyen, hırsıza hırsız diyebilen, yanlışa yanlış diyebilen bir ülke” dedi.
Tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili yediden yetmişe mücadele eden Kaçakçılıkla Mücadele Dairesi Başkanlığı, çeşitli faaliyetlerde bulunuyor. Bu faaliyetlerle toplumun, tarihi eserlerin korunması hususunda bakış açısının geliştirilmesi hedefleniyor. Müzelerde çocuklara ve yetişkinlere eğitim düzenleniyor. Yine çocuklar için “Biri Arkeolog Mu Dedi” isimli bir kitap ve “Yüzsüz Deli Hırsız” adında bir Hacivat Karagöz oyunu yapılırken, 23 Nisan için senfonik bir çocuk şarkısı hazırlanıyor. Gençler için “Artemis’in Yolculuğu” isminde bir çizgi roman çalışılıyor. Öte yandan kaçak kazıların yüksek olduğu köylere gidiliyor, kültürel mirasın milli bir mesele olarak anlaşılması gerektiği anlatılıyor. YouTube, TikTok gibi video platform siteleriyle kültür varlıklarını tahrip eden, kaçak kazıya, izinsiz defineciliği özendiren videoların kaldırılması için görüşmeler yapılıyor.