Düşük doz aspirinin rahimdeki kan akışını artırabileceğini ve dolayısıyla IVF tedavisine yumurtalık tepkisinin ilerletilebileceğini ifade eden Dr. Fıçıcıoğlu, “Bu nedenle daha önce tüp bebek tedavisine kötü yanıt veren kadınlara fayda sağlayabilir. Aspirinin, IVF gibi yardımcı kavrama teknikleriyle kullanımı hakkında önceki araştırmalar tutarsız olmuştur. Bazı çalışmalar, aspirin tedavisinin gebelik oranlarını artırdığını göstermiştir; Diğerleri, düşük yapma riskini arttırdığını belirttiler. Eğer doktor aspirini almayacağını önermişse de, kadının hala istemekte karar verse, o zaman bunu doktoruna bildirmesi önemlidir. Günümüzde popüler olmalarına rağmen, in vitro fertilizasyon (IVF) / intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) başarı oranları düşük kalmaktadır. IVF veya ICSI sonrası taze embriyo transferi (ET) geçiren kadınlar arasındaki klinik gebelik oranı, transfer başına yüzde 20’den yüzde 45’e değişir. İVF ve ICSI tedavisinin sonucunu etkileyen başlıca faktörler yaş, alınan yumurta sayısı, embriyo kalitesi, transfer edilen embriyo sayısı, embriyo transferibaşarısı ve endometriyum alıcılığıdır” diye konuştu.
IVF geçiren kadınlarda düşük doz aspirinin etkinliğini destekleyen kanıtlar tutarsızdır. Bir dizi bildiri, aspirinin faydalı bir etkisini bildirmiştir, ancak diğerleri bu bulguları doğrulamamıştır. İnfertiliteye olası bir neden olarak suboptimal uterin perfüzyonun önerildiğini kaydeden Dr. Fıçıcıoğlu, “Bozulmuş uterus kan akımı embriyo implantasyon başarısızlığına neden olan endometrial reseptiviteyi azaltabilir. Düşük doz aspirin, trombosit agregasyonunu azaltarak ve vazokonstriksiyonu inhibe ederek uterin ve ovaryan kan akışını ve doku perfüzyonunu artırabileceği hipotezi ileri sürülmüştür. Bu etki, IVF ve ICSI tedavilerinin sonuçlarını, endometrial reseptiviteyi ve blastosist implantasyonunu arttırarak artırabilir. Bununla birlikte, IVF geçiren kadınlarda düşük doz aspirinin etkinliğini destekleyen kanıtlar tutarsızdır. Bir dizi bildiri, aspirinin faydalı bir etkisini bildirmiştir, ancak diğerleri bu bulguları doğrulamamıştır. Daha önce yapılmış randomize kontrollü çalışmalar ve meta-analizler, sonuçsuz veya tutarsız sonuçlar göstermiş veya implantasyon hızı veya arter pulsatilite indeksi gibi dolaylı sonlanım noktalarına odaklanmıştır” açıklamalarında bulundu.