Filmlerinin soykırım ve işgal politikalarının bir parçası olmasını istemeyen sinemacılar, MUBI’ye İsrail’e destek veren şirketlerle ilişkisini kesme çağrısında bulundu. Aralarında Cem Yiğit Üzümoğlu, Onur Saylak, Alican Yücesoy, Beril Kayar, Semih Kaplanoğlu ve Emin Alper gibi isimlerin olduğu 390 oyuncu, yönetmen ve yapımcı, “Sessiz kalmak taraf olmaktır” diyerek açık mektup yazdı.
İşgalci ve soykırımcı İsrail’e askeri ve teknolojik destek veren Sequoia Capital’den yatırım alan MUBI’ye tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki sinemacılardan da tepkiler dinmek bilmiyor. Türkiye’deki 390 yönetmen, yapımcı, oyuncu ve meslek birliği, “Gazze’deki Soykırıma Karşı Türkiye Sinema ve Televizyon Emekçilerinden Uluslararası Dayanışmayı Büyütme Çağrısı ve MUBI’ye Açık Mektup” başlıklı metinle imza kampanyası düzenledi. “Sessiz kalmak taraf olmaktır” diyen sinemacılar, filmlerinin soykırım ve işgal politikalarının bir parçası olmasını istemediklerini söyledi.
ÜNLÜ OYUNCU VE YÖNETMENLER İMZALADI
Geçtiğimiz hafta Film Yönetmenleri Derneği (Film-Yön), “Filistin ve Gazze’de soykırım suçu işleyen İsrail ordusuna dolaylı da olsa destek vermek istemiyoruz” diyerek tepkisini dile getirmişti. Şimdi de aralarında Cem Yiğit Üzümoğlu, Emin Alper, Alican Yücesoy, İhsan Kabil, Onur Saylak, Semih Kaplanoğlu, Melikşah Altuntaş, Osman Nail Doğan, Pelin Esmer, Beril Kayar, Yamaç Okur, Nazif Tunç, Nadim Güç, Mahmut Fazıl Coşkun, Ferit Karahan gibi isimlerin yanı sıra Senaryo ve Diyalog Yazarı Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (Senaristbir), Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen), Set Fotoğrafçıları Birliği (SFB) ve Sinema TV Sendikası gibi meslek birliklerinin de olduğu önemli yönetmen ve oyuncuların imza verdiği açık mektupta, MUBI’ye Gazze’deki soykırımı finanse eden şirketlerle ilişkisini kesmesi çağrısında bulunuldu.
FİLMLERİMİZ ARACILIĞIYLA GÖRÜNÜRLÜK ELDE ETTİ
Sequoia Capital’in iştiraklerinin zulme destek olduğu açıkça belirtilen mektupta, “Bizler, Türkiye’de sinema ve televizyon alanında üretim yapan emekçiler ve sinema paydaşları olarak, kuruluşundan bu yana maddi ve manevi destek sunduğumuz ve bağımsız sinema alanı için varlığını önemli bulduğumuz MUBI’nin, filmlerimiz aracılığıyla elde ettiği görünürlüğü; Gazze’de yaşanan soykırım ve savaşı finanse eden bir şirketle paylaşmasını kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verildi.
SİNEMA VİCDAN VE ADALET ALANIDIR
Sinemalarının soykırımla anılmasını istemeyen emekçiler, şu sözlerle mektubu sonlandırdı: “Sinemayı yalnızca bir mecra değil; aynı zamanda bir vicdan, ifade ve adalet alanı olarak görüyor; MUBI’ye Filistin İçin Sinema Emekçileri (Film Workers for Palestine) kolektifinin 9 bini aşkın sinema çalışanı adına yazılan açık mektubunu ve ardından uluslararası 38 sinemacının yaptığı ortak çağrıyı destekliyoruz. Sinemamızın, soykırım ve işgal politikaları ve bunun parçası olan bir iş modeli ve ekonomi ile yan yana durmasını istemiyoruz. Türkiye’deki sinema ve televizyon emekçileri ve paydaşları olarak, Gazze’deki katliama karşı büyüyen uluslararası dayanışmaya bulunduğumuz coğrafyadan destek veriyor; uluslararası alandaki tüm meslektaşlarımızı bu dayanışma için harekete geçmeye çağırıyoruz. Sessiz kalmak, taraf olmaktır!”
DAHA BÜYÜK KAMPANYA TALEBİ
Öte yandan MUBI’ye tepki için başlatılan imza kampanyasından birçok sinemacının haberi olmadı. Vicdani olarak böyle bir kampanyaya en önce imza verecek ve soykırımın karşısında duracağı bilinen isimlerin, çok fazla duyurulamayan bu mektupta imzası bulunmuyor. “Haberimiz olsaydı biz de imza verirdik” diyen duyarlı sinemacılar, yeni ve daha kapsamlı bir kampanya başlatmak istiyor.
