Tunuslu ses sanatçısı Emel Mathlouthi ismini pek çoğumuz Arap Baharı sırasında söylediği “Ya Tounes Ya Meskina” (Zavallı Tunus) ve “Kelmti Horra” (Kelimelerim Özgür) şarkılarıyla tanıştık. 2015 yılında ise Oslo’da düzenlenen Nobel Barış Ödül Töreni’nde sahne aldı ve Mathlouthi, sesini tüm dünyaya duyurdu. Bazıları onu neslinin Fairuz’u olarak tanımlarken bazıları da şarkılarını Arapça söylemesine rağmen müziğini rock ve elektronik müziğe daha yakın bir yerde konumlandırdı ve Tunus asıllı müzisyeni protest müziğin bir temsilcisi olarak gördü.
Miras aldığı kültürü farklı dillerde seslendirmeyi önemsediğini ve şarkılarını dünya barışına katkıda bulunmak için söylediğini her fırsatta dile getiren Mathlouthi, ülkemizde de çok seviliyor. Özellikle pandemi döneminde Tunus’taki evinden tüm dünyaya sosyal medyada aracılığıyla şarkılarını fısıldayan dünyaca ünlü olan Tunus asıllı Emel Mathlouthi, 5. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali için Türkiye’ye geliyor. 10 Ekim akşamı AKM Türk Telekom Sahnesi’ne gerçekleşecek konserle festivalin açılışını yapmaya hazırlanan Mathlouthi, “Türkiye’yi seviyorum, lütfen beni daha çok davet edin” diyor.
İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali’nin açılışında sahne almaya hazırlanan Mathlouthi, AKM’de gerçekleşecek konseri için ilk albümü “Kelmti Horra”dan son albümüne kadar uzanan bir repertuvar hazırladığını söylüyor. “Bu yıl 10. yılını kutladığımız albümden başlayarak en son dijital albümüm olan ‘The Tunis Diaries’de dahil olmak üzere sizin için repertuvarımdan şarkılar seslendireceğim” ifadesinde bulunan Mathlouthi, Türk dinleyicisi için birkaç sürprizi olduğunu söylüyor. Bu yıl 5. kez düzenlenen İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali’ne geçmiş yıllarda katılma imkanı bulamasa da bu yılki etkinlik için oldukça heyecanlı olduğunu da sözlerine ekliyor.
Mathlouthi, verdiği söyleşilerde sıklıkla Türkiye’ye olan muhabbetinden bahsediyor. Her yıl birkaç kez Türkiye’ye geliyormuş. “Türkiye benim ikinci vatanım” diyen Mathlouthi, “Burada her şeyi seviyorum; insanları, dostlukları ve cömertlikleri, kültürü, müziği ve doğal güzellikleri… Allah, Türkiye’ye her zaman gelmeyi nasip etsin. Lütfen beni daha sık davet edin!” şeklinde konuşuyor. Geçtiğimiz yıl Paris’te St. Eustache Kilisesi’nde verdiği konserle dinleyicilerini unutulmaz dakikalar yaşatan Mathlouthi’ye Türkiye’de performans sergilemeyi hayal ettiği bir yer olup olmadığını soruyorum. “Türkiye’deki birçok güzel mekanda performans sergilemek isterim, eski mabetler veya yankısının gerçekten özel olduğu hamamlar gibi. Dağlarda performans sergilemeyi de çok isterim” cevabını veren Mathlouthi, her türlü öneriye açık olduğunun da müjdesini veriyor.
“Tunus’un genç divası” ve devrimin sesi olarak tanınan Mathlouthi, geçtiğimiz ağustos ayında Filistin’de İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da bulunan Beytüllahim ve Ramallah’ta iki farklı noktada konser vermiş ve bu konserler sebebiyle Tunus’ta vereceği bir konserin iptal edildiğini duyurmuştu. Büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu söyleyen Mathlouthi, yaptığı açıklamada “Tunus’taki sevgili izleyicilerime, çok uzun zamandır beklenen Hammamet konserimizin resmi bir neden olmaksızın iptal edildiğini duyurmaktan çok üzgünüm. Güzel Filistin’deki son turumuzun beni normalleşmekle suçlayan haksız bir tartışmaya yol açtığına inanıyoruz. Bu gösterilerin Filistinliler tarafından Kudüs, Ramallah ve Beytüllahim’de Filistinli bir izleyiciye düzenlendiğini vurgulamak isteriz” ifadelerini kullanmıştı.
Mathlouthi’ye geçtiğimiz ay yaşanan bu olayın kendisinde nasıl bir iz bıraktığını sorduğumuzda, “Tunus’ta düzenlenecek Uluslararası Hammamet Festivali’nde sahne alamamak gerçekten üzücü. Çünkü orası evim ve evimde böyle bir şeyin olması hiç adil değil ve yürek parçalayıcıydı” diyor. Sevenlerinin kendisini performans sergilerken görmeyi bekliyorken böyle bir haberin onları hayal kırıklığına uğrattığından bahseden Mathlouthi, “Bu yüzden onları hayal kırıklığına uğramış görmek zor. Umarım gelecek yıl tekrar performans sergileyebilirim” diyor.