Hastalıkla ilgili bilgi veren Liv Hospital Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kerim Çağlı, hastanın 10 yıldır İdiyopatik Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (İPAH) tanısı konmuş bir hasta olduğunu belirterek, “Nadir görülen bir hastalıktı. Hastalık akciğer ana atar damarında nedeni bilinmeyen bir mekanizmayla tansiyon yükselmesiyle karakterize bir hastalıktır. Hastamız bu altta yatan hastalığa bağlı olarak akciğer ana atar damarında 8 santimi bulan bir balonlaşma beraberinde, bu damarla ilişkili kapak yapısında ciddi yetersizlik ve balonlaşan damarın komşu sol ana korner artere basısına bağlı olarak ciddi bir kardiyak beslenme bozukluğuyla merkezimize acil cerrahide bulunmak üzere gönderilmişti” diye konuştu.
Bu hastalığın oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle de çok riskli olduğunun altını çizen Çağlı, bu hastalık için kardiyologlardan, kalp damar cerrahlarından ve anestezistlerden oluşan bir ekip oluşturduklarını söyleyerek, bu ekiple ameliyat planlamasını yaptıklarını ve bu planlama neticesinde ameliyata başladıklarını kaydetti.
Hastaya ameliyatında hem koroner arter bypass cerrahisi yaptıklarını hem de balonlaşan ana ve yan dal pulmoner atar damarları suni damarlar ile değiştirdiklerini söyleyen Çağlı, hastaya uygulanan tekniğin dünyada bir ilk olduğunu vurgulayarak, “Bu damarla ilişkili olan pulmoner kapak dediğimiz kapağı da protez kapak kullanmadan özel bir tamir tekniğiyle tamirini yaptık ki bu tamir tekniği tüm köke yönelik kapağın yaprakçıkları, menteşe kısmı, o yaprakçık kısmının oturduğu çerçeve kısmı ve onu çevreleyen damar kısmını içerecek şekilde kompleks bir tamir oldu. Tamir edildikten sonra bu yapıyı suni damarın içine adapte ettik. Dolayısıyla bu uygulanan teknik itibariyle ve aynı seansta kombine prosedürler itibariyle bu hastamız literatürdeki tek vakaydı dolayısıyla Dünyada bu tekniğin ilk kullanıldığı bir vaka” şeklinde konuştu.
Ameliyat sonrası süreçle ilgili bilgi veren Çağlı, tedbir amaçlı hastayı, yaşam desteği olan ECMO cihazına takarak yoğun bakıma çıkardıklarını belirterek, “3 günlük bir uyutmayı planladık ve 3 günün sonunda hastamız hem başarılı bir şekilde ECMO cihazından hem de solunum makinesinden ayrıldı. 5’inci gün de yoğun bakımdan servise çıkarıldı. 10’uncu gün de servisten hem mutlu hem de sağlıklı bir şekilde taburcu edildi” ifadelerini kullandı.