Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Engin Çekin, dış kulak yolunun iyi korunan ve kendi kendini temizleyebilen bir yapıya sahip olduğunu, buna rağmen mantar, virüs ve bakteri gibi çeşitli etkenlerin oluşturduğu enfeksiyonların bölgeyi etkileyebildiğini ifade etti.
Dış kulak yolunu kaplayan koruyucu yağlı tabakayı ortadan kaldıran her türlü koşulun bu etkenlerin ciltten içeri girmesine ve dolayısıyla dış kulak enfeksiyonuna neden olabildiğini aktaran Çekin, uygun olmayan pH değerlerindeki suyun teması sebebiyle bu tabaka veya cildin hasar alabileceğini vurguladı.
Doç. Dr. Çekin, özellikle aşırı suda kalanlarda ve kulak çubuğu gibi çeşitli aletlerle dış kulak yolu temizliği yapmaya çalışanlarda koruyucu yağlı tabakanın inceldiğini veya kaybolduğunu dile getirerek, "Buna bir de kirli ya da uygun olmayan koşullardaki su ile temas eklenince dış kulak enfeksiyonu kaçınılmaz olur. Havuz, deniz veya duşta dış kulak yolunun suyla teması nedeniyle dış kulak yolu enfeksiyonu ortaya çıkabilir. Yaz aylarında artış gösteren ve tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen rahatsızlığın sıklıkla en önemli nedeni, uygun koşulları sağlamayan havuz sularıdır." diye konuştu. Kesinlikle ihmal edilmemelidir. Hastalığın tedavisinde hastaya uygun olarak seçilen antibiyotikli ve ödem giderici damlalar genellikle yeterlidir. Bazı durumlarda ise tedavinin yanı sıra, hekim tarafından yapılacak kulak bakımına da ihtiyaç duyulmaktadır. Dış kulak yolu çok şiş olan hastalarda ise dış kulak yoluna yerleştirilen pamuklu tıkaçlar ilaçlarla devamlı ıslatılarak tedavi etkili hale getirilmektedir. Çoğunlukla ağızdan antibiyotiğe ihtiyaç duyulmaz."
Doç. Dr. Çekin, "Havuz kullanıcıları, başta dış kulak yolu ve göz enfeksiyonları olmak üzere birtakım hastalıklardan korunmak için uygun temizleme sisteminin usulüne uygun şekilde kullanıldığına emin olmalıdır. Belki de havuzun görüntüsünden çok kullanılan dezenfeksiyon sistemi seçimde belirleyici olmalıdır." dedi.