Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle Genç Öncüler Gençlik, Spor ve Eğitim Derneği tarafından düzenlenen 8. Kısa’dan Hisse Kısa Film Festivali devam ediyor. 16 Kasım’a kadar sürecek olan festivalin etkinliklerinde film gösterimleri, atölyeler, ustalık sınıfları ve panellerin yanı sıra sinemanın güncel sorunları ve teknolojinin etkileri ele alınıyor. Program kapsamında bugün, ustalık sınıfı etkinliğine yönetmen Ömer Faruk Sorak konuk olacak. Sorak ile mesleğin zorlukları ve püf noktaları konuşulacak. Yarın ise görme ve işitme engelli bireyler için sesli betimleme ve işaret diliyle hazırlanan filmlerin özel gösterimi gerçekleşecek.
Önceki gün AKM Yeşilçam Sineması’nda, Abdulhamit Güler moderatörlüğünde “Başlangıç Mı Son Mu: Sinemada Yapay Zekâ” paneli gerçekleşti. Yönetmen Hamit Coşkun ve öğretim görevlisi Ferhan Zengin’in yer aldığı panelde, ‘Tehlike mi imkan mı’ sorusu çerçevesinde yapay zeka ve sektördeki karşılığı ele alındı. Amaçlarının konuyu sorularla zenginleştirmek olduğunu söyleyen festivalin sanat direktörü Güler, “Yapay zeka; üreticileri nasıl etkileyecek, üretim aşamasını bu kadar kaplarsa, sanat bu işin neresinde kalacak? Program boyunca bunları irdeledik” dedi.
Öğrenme üzerine inşa edilmiş yapay zekanın, Filistin meselesinde pek de iyi bir sınav veremediğine işaret eden Güler şunları söyledi: “Yapay zeka internet veritabanını kullanıyor. İnternet veritabanını dolduran batılı kaynaklar olduğu için, yapay zekanın referans olarak sunacağı şeyler de batılı bakış açısı. Dünya bugün Filistin’e niye bu kadar sağır? İnternette bir şeyler arayarak kendi zihnini oluşturan o yapı, Filistin meselesine ‘acaba mı’ diyor. Mısırlı komedyen Bassem Youssef yapay zekaya İsrail’i sorduğunda net bir cevap verirken, aynı soruyu Filistinliler için sorunca ‘o konu tartışmalı’ diyor. Yapay zeka dünya kamuoyunu temsil ediyor. Tam bu noktada, yapay zekanın neyine
ve ne kadar güveneceğiz meselesi ortaya çıkıyor.”
Coğrafya ve medeniyetimize ilişkin verilerin de yapay zeka veri tabanına girmesi gerektiğini belirten Güler, üretimin altını çizerek, “Bugün yapay zekaya sinema dediğinizde kaç tane Türk sinemacısı ya da filminden bahsedecek? Hadi internet veri tabanında olan 500 filmden bahsetsin, ama Amerikan sineması dediğinizde size binlerce filmden bahseder. Yapay zeka, insanlık birikiminin internete şu ana kadar yansımış olan verilerini kullanıyor. Bizim kadim medeniyetimizi temsil edecek bakış açısında olan insanların, yapay zekaya malzeme olacak şeyleri çoğaltması gerekir. Bu sayede yapay zeka yakın gelecekte belki de kendi zihnini tazeleyecek” ifadelerini kullandı.
Katılımcıların cümlelerinden oluşturulan senaryonun tutarlı olduğunu ama özgünlüğe ilişkin soruların bulunduğunu aktaran Güler, “Panelde üretim olmalı diye düşündüğümüz için bir senaryo oluşturduk. Panel başvuru formunda, katılımcılardan ikişer cümle istedik. Arkadaşımız bu cümlelerle birkaç gün boyunca yapay zekayla konuştu ve bir senaryo ortaya çıktı. Senaryonun logline ve sinopsisine baktık, afiş oluşturduk. Hikayeye baktığımızda tutarlı. Ama bu bir muhabbet sonrasında gelinmiş evre. Yapay zeka çok meraklı. Kendine güveni de az. Bu yanıyla ona karşı avantajımız var” diye konuştu.