Dünyayı tanımak için çıktığı yolcukluklarını iyilik aracı haline getiren Haktan Albayrak, gittiği yerlerde durumu olmayan insanları bulup yardım ediyor. Arakan Müslümanları, Filipinler’deki çocuklar, Almanya’daki Suriyeliler’den sonra Albayrak, şimdi de kendi imkânlarıyla topladığı yardımları birkaç arkadaşıyla birlikte Tanzanya’daki Müslüman yetimlere ulaştırdı. Tanzanya’daki genel durumun kötü olduğunu belirten genç gezgin, sosyal ve ekonomik açıdan şu değerlendirmeyi yapıyor: “Başkent dışında hiçbir yerde iş yok, altyapı eksik, hastane, okul ve yol yok. Türkiye’de hayat uzunluğu ortalama 70 yaşken Tanzanya’da 60. Ortalama yaş ise 17. Hasta çocuk ve yetimlerin sayısı çok yüksek. 26 yaşındaki gençler çocuk yapıp yetimhaneye bırakıyor. Bu inanılmaz. Anne babası olanların çoğu aç kalırken yetimhanede yaşayan çocukların durumu daha iyi. Çünkü onlar en azından her gün yemek yiyebiliyor.”
Almanya’da doğup büyüyen 23 yaşındaki genç, @haktanalbayrak adlı instagram hesabından organize ettiği kampanyada toplanan yardımları Abdullah Mumcu, Mustafa Parlak ve Mert Cura adlı üç arkadaşıyla Tanzanya’ya götürdü. Çocuklardan etkilendiğine değinen Albayrak, “Çocuklar sevgilerini gösterirken başka bir şey düşünmüyorlar. Tamamen gerçek duygularla bize sarılıp ayrılmak istemediler. Bizi görüp yanımıza gelen çocuklar bizden hiçbir şey istemedi. Boş ellerle gitseydik de yine aynı sevgiyle karşılayacaklarına inanıyorum” diyor. Bu yıl Stuttgart Üniversitesi Uluslararası Medya Yönetimi bölümünü bitiren Albayrak, yüksek lisans için hazırlığa devam ediyor. Almanya’daki Suriyeli mültecilerin sayısının 800 bine ulaştığını anlatan genç gezgin, mültecilerin maddi durumlarının iyi olduğunu, maddi yardım yerine onlara çalıştığı okulda Almanca öğrettiğini söylüyor. Serengheti Milli Parkı’nı, Kilimanjaro Dağı ve Zanzibar Adası’nı merak edip Tanzanya’ya gitmeye karar veren genç, gideceği yerleri araştırdığı sırada yardıma muhtaç öğrencileri görür ve yardım için hazırlık yapmaya başlar. Bütün organizasyonu arkadaşlarıyla yaptıklarını söyleyen Albayrak, şöyle devam ediyor: “Yetimhane yöneticisi Tanzanyalı Seth ile iletişime geçtik. Bağışlarla ayakta duran bu kurumda Yusuf, Abdullah gibi Müslüman çocuklar vardı. Instagramdaki sayfamdan, bir video ile duyuru yaptım. Binlerce kişiye ulaştık. Yüzden fazla kişi bize maddi katkı sağladı, beş yüze yakın kişiyse tebriklerini iletti. Toplam 47 çocuk için 3 ay yetecek yiyecek aldık. Yetimhane bahçesine büyük bir oyun alanı yaptırdık. Çocuklara su tankı, mutfak eşyaları, temizlik ve okul malzemeleri dağıttık. Kalan parayı da yetimhaneye bıraktık.”
Çocuklar ilk karşılaşma anında duygulandığını belirten Albayrak, “Yerliler cana yakın ve meraklıydı. Sürekli konuşmak istiyorlardı, bizimle hep iletişimdeydiler. Yetimhane görevlisiyle haftalardır yazışmama rağmen bizim geleceğimize son dakikaya kadar inanmadı. Çocuklar da bizim geleceğimizi bilmiyordu. Yetimhaneye girer girmez bütün çocuklar bize sarıldı. Hepsi çok heyecanlıydı. Bu kadar sıcak ve sevgi dolu bir karşılama beklemiyorduk. Onların mutluluğu bizi çok şaşırttı. Çocuklar yetim olduklarının farkında değillerdi sanki. Sürekli sarıldılar, sevgi ihtiyaçlarını hissettik. Oradan ayrılmak bize zor geldi” diyor. Kendilerine olan ilginin nasıl arttığını ise şu sözlerle anlatıyor: “Türk olduğumu söylediğimizde ise daha çok ilgi gösterdiler. Yerliler bize Müslüman kardeşim demeye başladı. Sonra hemen Recep Tayyip Erdoğan’ı övdüler ve sevdikleri Türk takımlarının adını bağırdılar. İnsanların çoğu İngilizce bilmiyor. Selamunaleyküm dedikten sonra en iyi iletişim yolumuz gülümsemekti.”
Daha büyük projelerde yer alıp daha çok insana yardım etmek isteyen genç gezgin, “Zengin sayılan Almanya’da yaşıyorum. Birçok turizm yerine gittim ama lüks turizm yerlerini beğenmiyorum. Fakir kabul edilen ülkeleri merak ediyorum, oralardaki kültürü, hayatı. Buraları gezerken de bol sadaka vermek ve çeşitli yardımlarda bulunmak geliyor elimden. Bunun daha kıymetli olduğuna inanıyorum. Yakında Allah nasip ederse Filistin’e gitmeyi planlıyorum. Belki daha önce Ürdün’deki mültecilere yardım toplarım” diyor.