İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Akademi Beyoğlu, İlhami Atalay ve öğrencilerinin yer aldığı bir grup sanatçıyla “Zulmü Fırçala” isimli bir eylem düzenledi. İsrail’in 247 gündür Filistinlilere uyguladığı zulme sessiz kalmak istemeyen 247 sanatçı, Ayasofya Meydanı’nda buluştu. Hat, tezhip, resim ve minyatür sanatçılarının yar aldığı etkinlikte, kimi sanatçılar resim çizdi kimisi eserlerini sergiledi. Sadece sanatçılar değil, bir şeyler çizmek isteyen, Filistin’e destek olmak isteyen herkes etkinlik alanında zaman geçirdi, sanatçılarla konuştu. Çocukların da yer aldığı programda, minik eller özgür Kubbetü’s Sahra’yı çizdi. Gün sonunda ortaya çıkan çalışmaların, Filistin ve Gazze yararına düzenlenecek bir müzayedede satışa çıkarılacak.
Dün yapılan etkinliğin ilk ziyaretçisi gazetemiz yazarı Yusuf Kaplan oldu. Kaplan, eserleri inceledi, sanatçılardan bilgi aldı. Yazar, mekan olarak Ayasofya tercihinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Açıkçası geç kalınmış bir çalışma. Türkiye'de yetenekli insanların, söz, fırça, ses ve kalem sahibi insanların kesinlikle yüksek sesle konuşması gerekiyordu. Bu katliamı şiddetle protesto etmesi, dünyanın gündemine taşıyacak eserler üretmesi gerekiyordu. Ayasofya, Müslüman birliğinin sembolü. Fethin, özgürleşmenin ve bağımsızlığın adı. Ayasofya aynı zamanda İslam dünyasının bağımsızlaşma sürecindeki kilometre taşlarından birisi. Bu mekanın seçilmiş olması çok anlamlı. İnsanlığın ufkunu, umudunu ve ruhunu kimin temsil ettiğini buradan haykırmak zorundayız. Dünyadaki diğer ülke ve sanatçılara örnek olmasını istiyorum. Buradaki sesin Filistin'deki, Gazze'deki kardeşlerimize nefes olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.”
Filistin için fırçalarıyla Ayasofya Camii önünde resim çizenler arasında Ressam Cemal Toy ve öğrencileri de yer aldı. Toy, sanatın duyguların aktarımında en etkili araçlardan biri olduğuna inandıkları için etkinliği düzenlediklerini ifade ederek, “Sultanahmet Meydanı tarihi bir meydan ve tepkilerin, karşı duruşların tarih boyunca dile getirildiği, seslendirildiği bir meydan. Zulme, medeniyetimizin en temel ifade araçlarından birisi sanatla dur diyebilmek için toplandık. Amaç, sanat yoluyla bu bayrağın yere inmemesi. Yediden yetmişe sesimizi sanatla duyurmak istiyoruz. Burada ses yok, bağırma yok. Filistin'deki kardeşlerimizin acı ve kayıplarını yüreğimizde hissediyoruz. Çocukların yüreklerinden taşan
o sevgi ve muhabbetin çizimlerini göreceğiz” dedi.
Etkinlikte eseri sergilenen sanatçılardan Nesli Türkyılmaz, hocası Atalay’ın çağrısıyla bir haftada tamamladığı eserinde Kudüs’e karşı hislerini resmettiğini aktardı. Türkyılmaz, “Burada zulmü görüyor ama insanları görmüyorsunuz. Çünkü dünya kimseye kalmayacak. Ben eserimde zulmü temizleyen fırçamı resmettim. Artık zulüm istemiyorum” diye konuştu. Ressam Nurdan Güler ise, “Gazze'nin, Filistin'in bayrağını, kefiyesini ve devamlı haykırışta olan insanı resmetmek istedim. Ama bu zeytin ağacı ne yazık ki insanlarla besleniyor. Filistin’de olanlar büyük bir vahşet. Biz de hocamızın önderliğinde sanatçıların duyarlılığını göstermek istedik” diyerek duygularını aktardı.