Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, 'aşı milliyetçiliği' ile ilgili tartışmaların olduğunu belirterek, "Şu an aşı milliyetçiliği ve aşı istifçiliği tartışılmalı. İmkanları olan ülkeler nüfuslarından çok daha fazla aşı rezerve ediyor" dedi. Kayıpmaz, "Salgının bitmesi için küresel toplumsal bağışıklık olması lazım. Küresel toplumsal bağışıklık için de bu gelişmemiş ülkelere de aşı temini konusunda Dünya Sağlık Örgütünün çabalarının devam etmesi lazım" açıklamasında bulundu.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının kontrol altına alınabilmesi için küresel toplumsal bağışıklığın kazanılmasının ancak tüm dünyada eşit koşullarda aşı teminiyle mümkün olduğunu belirtilerek, aşı milliyetçiliğinin önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.
- Kayıpmaz, küresel Kovid-19 salgınının hala aktif olarak kendini gösterdiğini, vaka sayıları ve ölüm oranlarının yüksek seyrettiğini söyledi.
Bir yıldan daha fazla bir süredir devam eden salgınla mücadele sürecinde alınan tedbirlerin yanı sıra toplumsal aşılamanın da hayata geçtiğini anımsatan Kayıpmaz, farklı ülkelerde farklı aşıların uygulanmaya girdiğini ifade etti.
Kayıpmaz, dünyada sosyal yaşamın başlaması halinde aşı zorunluluğunun olup olmayacağına ilişkin çeşitli tartışmaların gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın vatandaşlara aşı yaptırmalarının zorunlu tutulmayacağı yönünde görüş bildirdiğini söyledi.
- Aşının temini ve yaygın olarak kullanımının salgınla mücadelede büyük önem taşıdığının altını çizen Kayıpmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Şu anda Avrupa ülkeleri dahil nüfuslarının büyük bir kesimine aşı uygulayabilmiş durumda değil. Aslında Yunanistan'ın ortaya attığı ve Avrupa Birliğinin gündemini oluşturan bu tartışmayı erken buluyorum. Ancak yeterli miktarda aşı temin edilir ve nüfusun belli bir oranının üstü aşılanırsa bunların konuşulması gerekir ama şu anda açıkçası bu tartışmalar için erken. Çünkü, Avrupa ülkelerinin birçoğunda da aşılamanın nüfusun belli bir bölümüne yapılabildiğini biliyoruz. Yeterli aşı olmadan sadece rezerve edilen aşı siparişleri üstünden zorunlu aşı tartışması yapılması çok uygun değil."
Doç. Dr. Kayıpmaz, toplumun büyük kesimine aşılama yapıldıktan sonra bu konuların gündeme gelmesinin uygun olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"En azından hem hastalığı geçirenler hem aşı olanlar vasıtasıyla toplum bağışıklığının yüzde 60'ın üstüne çıkması lazım ki şu anda olunandan daha güvenli bir konumda olunabilsin. O aşamadan sonra bunlar dile getirilebilecek konular. Şu anda hem Avrupa Birliği ülkelerinde hem de uluslararası havacılıkta 'Acaba uçuşlarda aşı pasaportu zorunluluğu olmalı mı?' diye bir tartışma var. Bunlar, şu anda aşının arzıyla doğru orantılı şekillenecek durumlar. Şu anda talebi karşılayacak düzeyde bir durum yok ne yazık ki.
Firmalar üretim kapasitelerini artırıp, insanlarla aşıları buluşturmak yönünde çalışmalar içerisinde."
"Küresel bağışıklık için aşı temini konusunda DSÖ'nün çabaları devam etmeli"
Bu süreçte en önemli olan şeyin her ülkenin nüfuslarına göre bir aşıya ulaşması olduğuna dikkati çeken Kayıpmaz, "Şu an da aşı milliyetçiliği ve aşı istifçiliği tartışılmalı. İmkanları olan ülkeler nüfuslarından çok daha fazla aşı rezerve ediyor. Bir yandan da gelişmemiş, üçüncü dünya ülkelerinin, sağlık çalışanları, kronik hastalığı olanlar gibi kırılgan grupların aşılanması da gerekiyor. Şu anda bu bilinmiyor" diye konuştu.
- Kayıpmaz, Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus'un bu konuda çok hassas olduğunu ve aşı milliyetçiliğinin önüne geçilmesi için uyarılarda bulunduğunu anımsattı.
Salgının ancak küresel olarak aşılanma ile ortadan kalkabileceğine vurgu yapan Kayıpmaz, şunları kaydetti:
"Bu hastalığı dünya üzerinde bir şekilde baskılayamazsak diğer ülkelerin tehlike altında olma durumu geçmeyecek. Şu anda Güney Afrika'da, Brezilya'da, İngiltere'de olan bir mutasyonun bizler için ne denli tehlikeli olabileceğini biliyoruz. Çünkü, uçak yolculukları var, bu şekilde artık sınırlar çok yakınlaşmış durumda. Çin'den bu hastalığın Türkiye'ye gelmesi ne kadar sürdü hatırlayalım. Bundan dolayı, dünyadaki özellikle gelişmemiş ülkelerde kırılgan ve hassas grupların mutlaka aşılanmasını sağlamamız gerekiyor. Salgının bitmesi için küresel toplumsal bağışıklık olması lazım. Küresel toplumsal bağışıklık için de bu gelişmemiş ülkelere de aşı temini konusunda Dünya Sağlık Örgütünün çabalarının devam etmesi lazım.
Aşı, tüm ülkelere ulaşmalı, oradaki insanlar da Kovid-19'a karşı aşılanmalı. Bunun için de arzın artması için çabalar devam etmeli."