İkinci çocuğuna hamileliği esnasında Kovid-19’a yakalanan Yeşim Sencer (30), hastalık sürecinin çok ağır geçtiğini söyledi. Kovid-19 aşısını olmadığını ve bundan dolayı çok pişman olduğunu belirten Sencer, tüm anne adaylarına aşı olmaları çağrısında bulundu.
Sencer, “Doğumdan önce Kovid oldum. Bir hafta boyunca izole oldum. Ağır bir şekilde geçirdim. Bebeğim ile birlikte hamilelik sürecimde yakalandım bu hastalığa. Biraz beni gebelikte zorladı açıkçası. Keşke aşı olabilseydim. Olmadım. Güvenmedim aşıya. Ama pişman oldum. Daha kolay atlatabilirdim Kovid sürecini. Doğumhaneye giderken doktorlar bizi izole bir şekilde götürüyorlar. Cibinlik örtüyorlar bebeğe doğum esnasında bir bulaş olmasın diye. Bebek ayrı bir odaya alınıyor. Emzirirken dikkat ediyoruz ve emzirdikten sonra bir buçuk metre mesafede bırakıyoruz. Daha sonra tekrar maske ile emziriyoruz. Yani maskeyi hiçbir şekilde çıkarmıyoruz. Bebeğime bulaşmıştır diye çok korktum. Zaten evdeyken de aklım hep bebekteydi. Sancılarım artarken de acaba bebeğe mi geçiyor? Kovid sancısı mı yoksa doğum sancısı mı anlaşılmıyordu bir türlü. Keşke aşı olabilseydim. Güvenseydim aşıya keşke. Pişmanım keşke doğumdan önce aşı olsaydım. Mutlaka aşıyı olsunlar, aşıdan zarar yok. Ben buradan çıkar çıkmaz aşı olacağım. Bebeklerini korumaları için aşı olmalarını öneriyorum” ifadelerini kullandı.
Öte yandan son iki ayda Covid-19’a yakalanan gebelerde artış olduğunu ve yoğun bakımlara geçişte de 4-5 kat artış gözlemlendiğini kaydeden Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, bu gebelerin tamamının aşısız olduğunu belirtti.
Yoğun bakım servisinde tedavi gören ve vefat eden anne adaylarının tamamının aşısız olduğunu belirten Prof. Dr. Tekin, “Hiçbiri aşılı değil. Ne yazık ki gebe grubumuzda aşılanma oranı çok düşük. Biz pandeminin ilk safhalarında aşılar ülkemizde de yaygınlaşmaya başladığında da anket çalışması yapmıştık. Gebelere sormuştuk, ‘aşı hakkında ne düşünüyorsunuz’ diye. O da uluslararası bir dergide yayın oldu. Gebelerde aşı kabulü yüzde 35’lerdeydi. En büyük çekinceleri de ‘acaba bebeğime aşı zarar verir mi’ sorusu idi. İkincisi de aşıların gebelerde güvenilirliği ile elde yeterince veri yok diyorlardı. En önemli iki sebep buydu. Ama şu an özellikle son bir ayda mRNA aşılarının dünyada yaygın yapılması ile birlikte Amerika ve İsrail’den çok geniş serili gebe verileri yayımlandı. Artık elimizde yeterince veri var gerçekten. 139 bin gebe verisi var elimizde CDC ve DSÖ’nün yayımladığı. Görülüyor ki mRNA aşıları güvenli. Gebeliğin her ayında güvenle kullanılabilir. Bunlar zaten canlı virüs aşıları değil. Biz zaten önceden de gebelere canlı olmayan virüs aşılarını yapıyorduk. Grip aşısı, Hepatit aşısı ve tetanoz aşısını yapıyor ve hiçbir yan etki görmüyorduk. Yine yayınlanan verilere bakıldığında aşılanan ve aşılanmayan kıyaslandığında ne erken doğum ne düşük tehdidinde bir artış olmadığı, ne annede bir yan etki potansiyelinde artış yapmadığı, enfeksiyona sebebiyet vermediği gösterdi. Doğum sonrasında da bebeklerde herhangi bir sorun oluşturmadığına dair elimizde çok ciddi bir data var” diye konuştu.