Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, "Varyantlar ve mutasyonlar virüsün hatalı üretimleri olduğu için aynı zamanda virüsün zararına da olan şeylerdir. İlk varyant, koronavirüsün ilk çıktığı zamanlarda Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktı. Şu an dünyada G varyantı hakim. İlk başta 6-7 varyant vardı. Şimdi ise ucu açık, milyonlarca mutasyon var" diye konuştu.
Çin'in Wuhan kentinde görülen G varyantının büyük salgınlar yaparak çok daha kolay bulaşabildiğini söyleyen Akkoyunlu, "İngiliz varyantının da çok daha hızlı bulaştığını gördük. Normal virüslere göre 5 kat daha hızlı bulaşa neden oluyorlardı. Varyantlarda korktuğumuz birkaç özellik var. Hastalığı geçirmiş kişilerde kaçak proteinler üretebilir ve aşıya karşı bir direnç oluşturabilir. Ama aşıların yüzde 90’ının İngiliz varyantında etkili olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Güney Afrika varyantı üzerinde 20’den fazla mutasyon olduğundan ve antikor geliştiren aşılara da dirençli olabileceğine dair şüphelerin olduğuna değinen Muhammed Emin Akkoyunlu, "Bu durum bilimsel araştırmalarla net bir şekilde ortaya konmuş değil. Her mutasyon farklı bir alt kırım oluşturuyor. İlerleyen süreçlerde oluşan varyantlara karşı yeniden aşı tasarımlamak gerekebilir. Afrika mutasyonlarının en önemli sıkıntısı ise genç yaştaki kişileri yoğun şekilde etkileyebilmesi. Genç ve orta yaştaki kişileri etkiliyor. Dünyada aşılama yaşlı kişilerden başladığı için bu seçicilik aşının etkisi nedeniyle gençlere kaymış olabilir. Çocuklar üzerinde de ciddi etkiler söz konusu. Bu dönemde çocukların daha fazla yoğun bakıma yattığını görüyoruz" diye konuştu.
Bulaşın 100’de yüz artmasının öldürücülüğün yüzde yüz artmasından çok daha tehlikeli olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Akkoyunlu, “Bulaşın artmasından daha fazla korkuyoruz. İngiltere, Brezilya ve Kaliforniya varyantlarında öldürücülüğün çok fazla arttığını düşünmüyoruz. İki üç varyantı birlikte taşıyan Hindistan varyantı gibi yeni varyantlar ile birlikte durum da değişebilir. Hem bulaştırma hem de öldürücülük artabilir” dedi.
Güney Afrika mutasyonunda hem aşıya karşı hem de hastalığı geçirmiş olan kişilere karşı kaçış proteini üretiminin oldukça yüksek olduğunu söyleyen Muhammed Emin Akkoyunlu, “Aşılanmış ve hastalığı geçirmiş kişilerde de yeniden hastalığa yakalanma potansiyeli oldukça yüksek. Hindistan mutasyonu da benzer proteinler üzerinde etkili. Üretilen kaçış proteinleri, hem aşıya hem de hastalığı geçirmiş kişilere karşı etkisizleştirmeye neden olacağından şüpheleniyoruz” diye konuştu