İkinci dalgaya davetiye: Maskeler kollara ve boyunlara fular olarak kullanılıyor

Koronavirüsle mücadelede maske ve mesafe olarak sembolize edilen 2 hayati önlem iyice unutuldu. Yeni Şafak İstanbul’un en kalabalık ilçelerini gezdi. Göreni hayrete düşüren manzaralarla karşılaştık. Sokaktaki her beş kişiden birisi ya maske takmıyor ya da ağzını burnunu kapatmak yerine koluna boynuna fular yapıyor. Otobüs durakları ve kafelerdeki mesafesizlik ikinci dalgaya davetiye çıkarıyor.

İlk durak Şirinevler meydanı. Bahçelievler Belediyesi 23 Mart tarihinde dışarıdaki kalabalığı eve sokamayınca çözümü meydanlardaki parklardaki bankları kaldırmakta bulmuştu. Ancak vatandaşlar belediyenin gösterdiği duyarlılığı göstermedi. Kalabalık insan sirkülasyonun yaşandığı meydan da sağlı sollu banka önlerinde heykel kenarlarında ve kaldırım taşlarında maskesiz ve mesafesiz oturan vatandaşlar vardı. Büfelerdeki elemanların hiçbirinde ne maske nede eldiven bulunuyordu.

Duraklarda toplu taşıma bekleyen vatandaşlar yeni normalin rehavetine kapılmıştı. Maskeyi yanlış kullanan yada mesafesiz oturan kişiler vardı. Neden maskeyi takmadıklarını sorduğumuzda bir vatandaştan “Çok sıcak bana mı bulaşacak” diye cevap aldık. Metrobüse giden asansördeki yığılma virüse davetiye çıkardı. Normal zamanda sekiz kişinin zar zor sığdığı engelli vatandaşlara ait olan asansörden insan istifi çıktı. En çokta içinden sağlık çalışanının çıkması bizi şok etti. Minibüslerin içleri çok kalabalık değildi ancak şoförler maskesiz yolcu alıyordu. Sosyal mesafeyi korumak gibi bir çabaları yoktu. Yolcuların oturmalarını söylüyordu.

İkinci durak Bakırköy meydanı. Burada da aynı manzaralarla karşılaştık. Ancak burada banklar kaldırılmadı. İnsanlar gayet hiçbir şey olmamış gibi oturuyordu. Hatta çok ünlü bir midyeci zincirinin üç çalışanı kullan at eldivenlerini takmış yetmemiş maskeleri bileklerine bilezik yapmış şekilde meydanın ortasında oturuyorlardı. Neden maskeyi o şekilde taktıklarını sorduğumuzda “Açık havadayız şimdi. Gel sen çalış tüm gün bu şekilde” diye cevap aldık.