Kırıkkale Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Deniz Ayaz, 30 büyükşehir dışındaki 51 ilde salgının durumuna göre il pandemi kurullarının belli kriterler çerçevesinde lokanta, kafe gibi gıda satış yerleri ile hayvan pazarlarının açılması talebini değerlendirdi.
Prof. Dr. Ayaz, Türkiye ekonomisinin ciddi bir bölümünün hizmet ve gıda sektörüne dayalı olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla bu çok uzun süre kapalı kalma hali sürdürülebilir bir durum değil. Bu alanlarda da hastalığın kontrol altına alınmasıyla birlikte bir normalleşme süreci içerisine girilmesinde fayda görülmekte. Ancak özellikle 30 büyükşehir haricinde normalleşme sürecinde restoran ve kafelerde kademeli olarak açılmaların uygulanması da yerinde bir karar olacaktır. Bunun nedeni bu illerde gerek nüfus gerekse hastalık yoğunluğu göz önüne alındığında buralarda alınacak tedbirlerin daha etkin olarak uygulanması ve bu süreç içerisinde yine hastalığın takip edilerek alınan tedbirlerin yeterli olup olmadığının belirlenmesi, ilave tedbirlerin alınması gerekliliği daha kolay değerlendirilebilecektir" dedi.
Prof. Dr. Ayaz, kafe ve restoranların açılmasıyla birlikte önceki alışkanlardan vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizerek, "İşletmecilere de bu konuda büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü bu konuda alınacak tedbirler şayet işletmeciler tarafından layığıyla uygulanamaz ve hastalık süreci yeniden bir artış durumuna gelirse tedbirlerin ve kapatmaların daha katı bir şekilde uygulanması söz konusu olabilecek. Bu nedenle kafelere müşteri kabul ederken işletme kapasitelerinin belirlenmesi ve masa oturum dizaynlarında sosyal temasın azaltılmasına yönelik olarak yeniden değerlendirilmesi gerekir. Yine servis uygulamalarında alternatif yöntemlerin geliştirilerek temasın azaltılması ve mevsimin avantajından faydalanılarak özellikle açık alanların kullanılması gibi bu kapsamda alınacak tedbirler karşımıza çıkmaktadır. Serviste çalışanların maske kullanması, genel hijyen tedbirlerine dikkat etmesi de bu konuda çok önemli olacaktır" diye konuştu.
Türkiye’de şu anda 62 ilde 146 tane hayvan pazarı ve borsasının mevcut olduğunu fakat bunların koronavirüs tedbirleri kapsamında kapatıldığını hatırlatan Ayaz, şöyle konuştu:
"Gıda tedarikinde, hayvansal üretimde bir aksaklık yaşanmaması için bunların da kademeli olarak normalleşme sürecinde açılması gerektiğini düşünüyoruz. Mayıs ayının ortalarından itibaren yavaş yavaş açılmaların olması hayvancılıkta alım ve satımların etkilenmemesi açısından önem taşıyacaktır. Bu noktada belirli tedbirler çerçevesinde ve bu tedbirleri uygulama kabiliyeti olan hayvan pazarlarının ilk etapta açılması önem taşıyacaktır. Burada hayvan pazarlarının bu şartları uygulayıp uygulamayacağı konusunda valiliklere ve İl Pandemi Kurullarına büyük önem düşüyor. Bu pazarlara giriş çıkışlar özellikle kontrol altına alınmalı ve yine giriş ve çıkışların başka kapılardan yapılması önemli. Hayvan pazarlarına giren insanların ateşlerinin ölçülmesi, maske kullanımının sağlanması, el dezenfektan uygulamalarının yapılması önemli. Ayrıca pazara alınacak hayvan gruplarının belirli bir sayıda olması ve padoklara göre yüzde 50 oranında bir kapasite kullanımının yapılması gerekiyor. İçerideki insan trafiği tek yönlü olacak şekilde dizayn edilmesi gerekiyor."
Hayvan pazarlarının açılmaya başlamasıyla yoğunluk oluşacağını belirten Ayaz, "Özellikle belirli bölgelerdeki hayvan pazarları çok yoğun olabilmekte. Bahsettiğimiz hayvan pazarları hayvan alım satımıyla ilgilenen, Kurban Bayramı'ndan önce kurulan hayvan pazarları ve borsaları. Burada girişlerde ve çıkışlarda kontrolün olması çok önemli. Zabıta ve kolluk kuvvetlerinin marifetiyle içerideki kapasite oranlarının mutlaka düşürülmesi gerekiyor. Alana giren kişi sayısının yarısının alana alınması gerekiyor. Gün ışığı saatlerinde bu satışın gerçekleşmesi çok önemli. Normal şartlarda hayvan pazarları sabaha karşı kurulup birkaç saat içinde bitebilir. Ancak bu salgın sürecinde gün ışığı saatlerinin kullanılması hastalığın yayılımının önlenmesi açısından önemli olacaktır. Planlama burada her şeyden önemli" diye konuştu.
Prof. Dr. Ayaz, hayvan alım ve satımlarında tokalaşmanın kalkması gerektiğini de kaydederek, "Hayvan alım satımlarında elle temas, pazarlık usulü, tokalaşma usulü söz konusu. Burada sosyal mesafenin korunması kişiler arasında ve alım satımlarda temasın önlenmesi çok önemli. Bu amaçla da kolluk kuvvetlerin yeterli sayıda bölgede bulunması ve bu sosyal mesafenin korunması ve temasın azaltılması ve kontrol altına alınması çok önemli" dedi.
Prof. Dr. Ayaz, Kurban Bayramı döneminin Türkiye'de pek çok hayvan üreticisi bakımından kritik olduğunu, bu döneme yönelik üretim yapan hayvan üreticisinin çok fazla olduğunu kaydetti.
Ayaz, "Genel olarak ülkemizde kesilen küçükbaşların yüzde 51’i Kurban Bayramı döneminde kesiliyor. Yaklaşık 2,5 milyon civarında küçükbaş koyun ve keçi, 900 bin civarında da büyükbaş kesiliyor. Bu da yıl boyunca kesilen büyükbaş hayvanın yüzde 26'sına denk geliyor. Ondan dolayı da hayvan üreticileri ödemelerini bu döneme adapte etmiş durumdalar. Biz bu dönem hayvan kesimlerinin bilindik usullerle yapılmasını yani hayvan kesimlerinin kurban ibadetine uygun bir şekilde yerine getirilmesini istiyoruz ve öneriyoruz" diye konuştu.
Bunun için bazı tedbirlerin alınması gerektiğine değinen Ayaz, şöyle devam etti.
"Bu anlamda ciddi ve köklü tedbirlerin alınması lazım. Şimdiden bunlara başlanması çok önemli. Hayvan pazarlarının açılması süreci bu süreç kapsamına da dahil edilmeli ve bir an önce hayvan pazarları sisteme sokulmalı. Bunun haricinde kesim muhakkak o dönemde randevulu bir şekilde ayarlanmalı. Kurban Bayramı’nda kesimin büyük bir bölümü, yüzde 75’i ilk gün yapılıyor. Bu süreçte insan yoğunluğunun azaltılması, sosyal mesafenin korunması açısından kesimin bayram süresine yayılması, bunun programlanması çok önemli olacaktır. Kesimlerin bu sene iyi bir denetim içinde yapılması ve belirlenen yerlerde yapılması yine önemli konulardan bir tanesi olacaktır. Oralarda da yoğunluğun önlenmesi açısından seyyar kesim alanlarının kapasitesinin ve sayısının 3 katına kadar arttırılmasının ve bununla ilgili çalışmaların da şimdiden başlaması yerinde olacaktır."