Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kılıç yaptığı açıklamada, Bakanlık bünyesinde hizmet veren bu laboratuvarların hem teknik donanım açısından üstün teknolojiye sahip olduğunu hem de alanda donanımlı sağlık profesyonellerinin görev yaptığını söyledi.
İzolasyonun, virüsün yapısının tanınması açısından anahtar rolünü üstlendiğini dile getiren Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Salgın esnasında klinik numunelerden virüs izolasyonu çalışmaları başlatıldı. Yaklaşık bir ay öncesinde başlanılan çalışma sonucunda ilk aşamada 18 SARS-COV-2 virüs olmak üzere şu an 39 virüs elde edildi. Virüs izolasyonu aşı, anti-serum, ilaç ve vücut dışı tanı kitlerinin geliştirilmesi için antijen sağlayacak. Erciyes ve Ankara Üniversitelerinden hocalarımız da bu konuda çok önemli çalışmalar yaparak virüsün izolasyonunu sağladılar. Bu çalışmalar çok önemli. Biz de Mikrobiyoloji ve Referans Laboratuvarı Daire Başkanlığı olarak bundan sonrada farklı üniversitelerdeki değerli meslektaşlarımızın yürüttüğü çalışmaları gönülden destekliyor olacağız."
Yeni nesil dizileme ile virüsün parmak izinin çıkartılması çalışmalarının da sürdüğünü aktaran Kılıç, şunları kaydetti:
"Asya ve Avrupa'daki klinik tablo farklılığı, bilim insanlarınca virüsün mutasyon geçirdiği yönünde yorumlandı. Bu amaçla, pozitif olgulardan Ulusal Moleküler Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarı'nda tüm genom dizilimi çalışmalarını başlattık. Bu kapsamda ilk veri analiz edildi. Genetik kodu çıkarılmış olan virüs incelenerek, herhangi bir değişiklik olup olmadığına bakıldı ve sonrasında da mutasyona uğrayıp uğramadığını araştırıyoruz. Bu da tedavi planlamasında hayati öneme sahip bir durumdur. Aşı çalışmaları için virüsün epitel hücrelerine tutulmasına bir protein söz konusu. Ayrıca Türkiye'de bir ilk olarak virüsün hücreye bağlanmasını sağlayan yapıyı belirledik. Bu proteinin hücre içine girmesini sağlayan virüsün yüzeyinde bulunan spike protenlerinde r-kombinat olarak elde ettik."