Koronavirüs salgınını aldığı erken önlemlerle büyük ölçüde frenleyen Türkiye, salgın sonrasında oluşabilecek risk ve fırsatları mercek altına almaya başladı. Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği, salgın sonrası şehirlerin karşılaşacağı zorluklar, salgının ruhsal etkileri ve koruyucu önlemler gibi başlıklar için bir masada toplandı.
Yapılan çalışmalarda, yaşanan süreçte akıllı, güvenli ve sağlıklı şehirlerin önemi vurgulandı. Kovid-19 sonrası yaşanabilecek muhtemel diğer salgın durumlarında izlenecek yol ve yöntem konusunda Dünya Sağlık Örgütü’nün diğer ülkelere Türkiye’yi referans göstereceği belirtildi. Bunun nedeninin ise Türkiye’nin koronavirüs salgınını en hafif atlatacak ülkelerden birisi olduğu kaydedildi.
Bu çerçevede Türkiye’nin koronavirüs ile başarılı mücadelesinin sağlık turizmine ivme katacağına işaret edildi. Tanı konulan her hastaya uygulanan erken ilaç tedavisinin başarıda rolü olduğu vurgulanarak, Avrupa ve ABD’deki gibi hastanede koridorlarında hasta yığılması yaşanmadığı, birkaç hastanın aynı cihaza nöbetleşe bağlanması gibi sıkıntıların ortaya çıkmadığı dikkat çekildi.
Dünyadaki en düşük ölüm rakamlarına sahip ülkelerden biri olan Türkiye’nin geri kalan süreci de bu şekilde yürütmesi ve bu gerçeklikleri dış kamuoyuna anlatması halinde “ciddi anlamda dünyanın sağlıkta tedavi merkezi olabileceği” değerlendirmeler arasında yer aldı. Türkiye’nin yeni aşamada bu gerçeği de göstermesi gerektiği anlatıldı. Bunun hayata geçirecek Türkiye’nin çok büyük bir artı değer kazanacağı kaydedildi.
Koronavirüsün güçlü, zayıf, zengin, fakir ayırt etmediği belirtilirken doğaya en büyük tahribatı veren güçlü devletlerin daha fazla etkilendiği dikkat çekildi. Bu krizi kolay atlatan toplumların ise sağlık, güvenlik ve gıda alanında kendi kendine yeten toplumlar olduğu kaydedildi. Türkiye’nin de bu kategoride yer aldığı vurgulandı.
Salgına karşı alınan önlemlerin salgın sonrasında dünyayı yeniden şekillendirmesinin beklendiği hatırlatılırken Türkiye’nin tarım ve gıda güvenirliğini sağlama çalışmalarına daha da ağırlık vereceği, sosyal mesafenin de bir ilke haline geleceği kaydedildi. Salgının insan sağlığı, işsizlik ve ekonomik dengelerin bozulmasının yanı sıra doğanın yenilenmesi gibi olumlu sonuçların da ortaya çıktığı bildirildi. Bu yıl dünyada hava ve su kirliliğinin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en az orana ineceğinin tahmin edildiği de toplantıda dile getirildi.