Namazdaki gözyaşları, birçok Müslümanın merak ettiği ve içine düştüğü bir durumdur. Bu konuyu daha detaylı inceleyelim. Peki ağlamak abdesti bozar mı? Namazdayken gözyaşı gelmesi namazı bozar mı?
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının "namazda veya namaz dışında ağlamak abdesti bozar mı?" sorusuna yanıtı şöyle:
Abdest, bazı ibadetleri yapabilmek için dirseklerle beraber el ve kolların, yüzün ve aşık kemikleri ile beraber ayakların yıkanması ve başın mesh edilmesinden ibaret hususi bir temizliktir.
Abdestle ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’de, “Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başınızı mesh edin ve aşık kemikleri ile beraber ayaklarınızı yıkayın… Eğer su bulamazsanız temiz toprakla teyemmüm edin.” (el-Mâide, 5/6) buyurulur. Hz. Peygamber (s.a.s.), abdestin nasıl alınacağını Müslümanlara fiilî olarak gösterdiği gibi (İbn Mâce, Tahâret, 47 [419]; Merğinânî, el-Hidâye, 1/16) abdestsiz olarak kılınacak hiçbir namazın Allah (c.c.) katında kabul olunmayacağını da ifade etmiştir (Buhârî, Vudû’, 2 [135]; Müslim, Tahâret, 2 [225]; İbn Mâce, Tahâret, 47 [419]).
Hanefîler'e göre abdestin farzları, Kur’ân-ı Kerîm’de (el-Mâide, 5/6) ifade edildiği üzere; yüzü yıkamak, kolları dirseklerle birlikte yıkamak, başı mesh etmek, ayakları topuklarla birlikte yıkamaktır (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/7).
Şâfiîlere göre bu şartlara ilaveten, abdeste niyet etmek ve tertip (abdest organları yıkanırken âyetteki sırayı gözetmek) de farzdır (Şirbînî, Muğnî’l-muhtâc, 1/167-180).
Hanbelîler, tertibi ve bir görüşlerinde organların ara verilmeden art arda yıkanmasını (muvâlâtı) (İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/100,101); Mâlikîler ise niyet ve abdest organlarının art arda yıkanması yanında, organların yıkanırken ovulmasını da abdestin farzlarından sayarlar (Haraşî, Şerhu Muhtasar, 1/120).
Abdestin ittifak edilen farzlarının ayrıntılarıyla ilgili de mezhepler arasında bazı farklılıklar vardır. Hanbelîlere göre yüzü yıkamanın kapsamına ağza ve burna su vermek dâhildir (İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/87, 88). Aynı şekilde hem Mâlikîler hem de Hanbelîlerce tercih edilen görüşe göre başın tamamını mesh etmek farzdır (İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/92-94; Haraşî, Şerhu Muhtasar, 1/124-125).