Şaban ayının son haftasına girerken İslam dünyasında büyük bir öneme sahip olan Ramazan heyecanı yaşanıyor. On bir ayın sultanı Ramazanda yapılacak ibadetler önce Diyanet Nevşehir imsakiyesi, Nevşehir sabah namazı vakitleri ve Nevşehir akşam namazı vakitlerini paylaştı.
Nevşehir iftar vakti kaçta, sahur vakti ne zaman? Nevşehir Ramazan imsakiyesi ve Nevşehir iftar, sahur vakitleri ve detaylarına aşağıdaki linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
11 Ayın Sultanı Ramazan Başlangıcı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uydu görüntüleri referans alınrak hesaplanıyor. Özellikle Arap Ülkesinde ise Ramazan başlangıcı Ramazan Hilali çıplak gözler bakılarak görülüyor. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığı'na göre 2023 Ramazan Hilali 22 Mart'ı 23 Mart'a bağlayan gece görülecek. Buna göre 2023 Ramazan Ayının ilk günü 23 Mart Çarşamba günü idrak edilecek.
Sözlükte "sabah olmadan önceki vakit, gecenin son üçte biri" anlamındaki seher kelimesiyle aynı kökten gelen sahûr (sehûr, sühûr), dinî bir terim olarak oruç tutmaya hazırlık olmak üzere fecrin doğmasından önce yenen yemeği ifade eder. Bazı hadislerde bunun için “ekletü’s-sehar / ekletü’s-sühûr” tabiri kullanılmıştır.
Teravih namazına başlarken niyet ettikten sonra her selam verişte yeniden niyet etmenin şart olup olmadığı konusunda Hanefî âlimleri farklı görüşlere sahiptir. Tercih edilen görüşe göre teravih namazı bir bütün olduğundan her iki veya dört rekâtta selam verdikten sonra yeniden niyet etme zorunluluğu bulunmamaktadır. (İbn Nüceym, el-Bahr, I, 294; el-Fetâva’l-Hindiyye, I, 130).
İslam dini, kişileri, güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Aşağıdaki mazeretlere sahip kimselerin Ramazanda oruç tutmakla yükümlü olmayıp daha sonra kaza etmelerine veya yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır:
Yolculuk, Ramazan ayında oruç tutmamak için ruhsat olarak kabul edilmiştir. Yolculuk esnasında tutulmayan oruçlar, daha sonra kaza edilir. Kur'an'da "Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allâh'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir." buyurulmaktadır. (Bakara, 2/183-184). Geceden oruç tutmaya niyetlenip de gündüzleyin yolculuğa çıkmak zorunda olan kimse yolculukta zorluk çekerse, daha sonra kaza etmek üzere orucunu bozabilir. Ancak orucunu tamamlaması daha uygundur. Hz. Peygamber, Mekke'nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu bozmuştur. (Buharî, "Savm", 34; Müslim, "Sıyam", 15) Bu uygulama, sefere çıkınca orucun bozulabileceğini göstermektedir.
Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile, hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişilerin Ramazan ayında oruç tutmayıp, iyileştikten sonra bunları kaza etmelerine izin verilmiştir. Yukarıda zikredilen âyet buna işaret etmektedir. Uzman bir hekim tarafından oruç tutması hâlinde hasta olacağı bildirilen kimse de hasta hükmündedir.
Oruç tutmaları kendilerine veya çocuklarına zarar vermesi hâlinde, hamile kadınlar oruçlarını tutmayabilirler. Emzikli kadınlar da, sütlerinin kesilmesi ve çocuklarının zarar görebileceği durumlarda oruç tutmayabilirler. Hz. Peygamber buna müsaade etmiştir (Nesâî, "Sıyam", 50-51).
Oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkan kimse, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izinli olduğu günler veya uygun zamanlarda tutamadıkları oruçları kaza ederler. Bir zorunluluk olarak, ağır işlerde çalışmak zorunda olan kişiler oruçlu olarak çalıştıkları takdirde sağlıkları risk altında kalacaksa, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını uygun bir zamanda kaza ederler.
Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç yerine fidye verebilirler. Bakara sûresinin 184. âyetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.