Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ramazan ayının başlaması dolayısıyla yayımladığı mesajında, bereket ve mağfiret mevsimi ramazan ayına kavuşmanın sevincinin ve heyecanının yaşandığını, bu gece ilk teravih ve ilk sahurla ramazan ayının idrak edileceğini belirtti. Kur'an-ı Kerim'in bu ayda indirildiğini ifade eden Erbaş, ibadet şuurunun doruğa ulaştığı, kalplerin ilahi rahmet ve mağfiret ile neşelendiği bu ayın, oluşturduğu maneviyat iklimi ve iyilik zeminiyle mümin gönüller için tam anlamıyla bir huzur kaynağı olduğunu vurguladı.
11 ayın sultanının büyük bir özlemle karşılandığı bu günlerde, İslam dünyası ve insanlığın mahzun ve kederli olduğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şöyle devam etti: "5 ayı aşkın süredir Filistin halkı ve işgal atındaki toprakları zulmün pençesinde katliamlar yaşamakta, soykırıma maruz bırakılmaktadır. Onurları ayaklar altına alınmakta, hürriyetleri gasp edilmekte, en temel insani hakları bile yok sayılmaktadır. Tahrif edilmiş bir inanç, sapkın bir ideoloji ve kirli bir siyasetten beslenen siyonizm, bugün insanlık için en büyük tehdit haline gelmiştir. Bu tehdidi bertaraf edecek yeni bir uluslararası inisiyatife acilen ihtiyaç vardır. Müslümanlara hayatı zindan eden bu zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğu ise öncelikle Müslümanların omuzlarındadır. Gazze'nin, Kudüs'ün, Doğu Türkistan'ın ve bütün mazlum coğrafyaların kurtuluşu Müslümanların vahdetine, dayanışmasına ve birlikte hareket etmesine bağlıdır. İdrak edeceğimiz Ramazan ayının bu anlamda yeni bir uyanışa ve dirilişe vesile olmasını temenni ediyorum."
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İslam'ın amacının, insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğu olduğuna işaret ederek, bu nedenle dünyada yapılanların karşılığının bulunacağı ahiret yurdunun ihmal edilmemesini istedi. Erbaş, şöyle devam etti: "Gündelik meşgalelerden bir nebze olsun uzaklaşıp sorumluluklarımızı ve kulluk görevlerimizi tefekkür edelim. Yaşantımızın merkezine Kur'an-ı Kerim'i ve Sünnet-i Seniyye'yi yerleştirelim. Zira dünyanın sıkıntılarıyla yorulan ruhlarımızı, ancak ramazan ayını değerli kılan Kur'an-ı Kerim'in şifa veren hakikatleriyle beslediğimizde teskin edebiliriz. Orucumuzu ve diğer ibadetlerimizi, ancak Rabbimizin rızasına uygun söz, tutum ve davranışlarla bütünleştirdiğimizde ramazan ayının rahmet, bereket, mağfiret ve huzur ikliminden istifade edebiliriz. Orucun bir kalkan ve perde oluşunu, ancak kötü söz ve amellerden, kavga ve çirkinliklerden uzaklaştığımızda hissedebiliriz. Mübarek ramazanın merhamet ikliminden hakkıyla istifade ederek başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan acıların, sistematik katliam, işkence ve tacizlerin son bulması için yüce Mevla'ya dua edelim. Dökülen kanın durması, yetim feryatlarının dinmesi, mazlumların gözyaşlarının silinmesi, bütün kardeşlerimizin bir an önce zulümlerden kurtulması için sözlü dualarımızı fiili dualarımızla destekleyelim."