Haklarını gözetme yükümlülüğü
İslam âlimleri bu ayetlerden yola çıkarak, hayvanları korumanın ve onlara şefkat göstermenin bir yükümlülük olduğunu belirtiyor. İsmi merhametle birlikte anılan Peygamberimizin sözleri ve hareketlerinden de yükümlülüklerimizi nasıl yerine getirebileceğimizi öğreniyoruz.
Yaşamlarına saygı göstermek
Ebû Davûd ve Tirmîzî'nin naklettiklerine göre Peygamberimiz, köpeklerin öldürülmesine razı olmamış, onların da bir ümmet olduklarını söylemiştir. Yine o dönemde hayvanların hedef yapılarak atıcılığın öğrenilmesine izin vermemiştir. Hz. Aişe Peygamberimizin, kedisi Müezza abdest almak için hazırlanmış sudan içince sahabelerin suyu değiştirmek istediğini, Peygamberimizin ise “Onlar en temiz ağıza sahiptirler" diyerek abdestini aldığını anlatıyor.
Hayvana karşı acımasızlık sayılan konunun, sadece hayvanı öldürmekle sınırlı kalmayacağını düşünmek zor değil. İşkence etmek, gücünün üstünde çalıştırmak da aynı şekilde değerlendiriliyor. İbn Huzeyme'nin Sehl bin el-Hanzaliyye'den rivayet edildiğine göre Peygamberimiz, çok zayıf bir deve görünce üzülmüş, sahibine “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah'tan korkun!" buyurmuştur. Koyun ve keçilerin tüm sütünün sağılmamasını isteyerek, kuzulara da bırakılmasını söylemiş, hayvanlar arasında düzenlenen dövüş ve güreşleri de yasaklamıştır.
Hayvanlar hakkında bu kadar hassas bir yaklaşımın olması Sahabelerin dikkatini çekmiş ve “Ey Allah'ın elçisi, bize hayvanlara yaptığımız iyilikten dolayı da sevap mı var" diye sormuşlardı. Peygamberimiz, “Evet, can sahibi her varlığa yapılan iyiliğe sevap vardır" yanıtıyla tüm Müslümanları, hayvanlara iyilik yapmaya ve haklarına riayet etmeye davet etmiş oluyor.