Üç ayların içersinde yer alan mübarek kandil gecelerinden biri de Regaip Gecesidir. Bu geceyi ibadetle geçirmek isteyen Müslümanlar için yapılması gereken bazı ibadetler ve Regaip Gecesi duası da bulunur. Peki, 2024 Regaib kandili ne zaman? Mübarek gece Regaip Gecesinde hangi dualar ve sureler okunur?
Regaip gecesi dini günler takvimine göre 11 Ocak 2024 gecesi idrak edilmektedir.
Bismillahirrahmanirrahim
Allahümme Salli âlâ Seyyidina Muhammedin ve âlâ Âli seyyidina Muhammed (Allah'ım Hz. Muhammed'e ve aline salatu selam ve esenlikler eyle )
Ya Rabbi! Acizlikten, üzüntüden, tasadan, kederden,
Korkaklıktan, kabir azabından, cehennem ateşinden sana sığınırız.
Bizleri kötülükten ve kötülerin şerrinden emin eyle ya Rabbi!
Bize karşı düşmanlık duygularıyla oturup kalkanların kalplerini yumuşatmak murad ediyorsan, bize ve gönüllüler hareketine karşı onların kalplerini yumuşat ve sinelerini daim bir sevgiyle doldur!
Ve bizleri müttakilere rehber eyle ya Rabbi!
Ey yüceler yücesi olan Allah'ım Biz ümmeti Muhammedin dağınıklığını gider. Bize ve ülkemize birlik ve dirlik ver
Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle. Kalplerimizi birbirine ısındır ve Bizleri birbirimize sevdir
Dünyanın dört bir tarafında hizmet eden kardeşlerimizi Bizlerle beraber ihlas-ı etmeme muvaffak kıl ya Rabbi!
Üç Aylar’ın ilk kandili; Regaip gecesi yapabileceğiniz 9 ibadet.
Recep ayının ilk cuma gecesine denk gelen Regaip gecesinin öncesinde yani Perşembe günü Allah dostları oruç tutulmasını tavsiye etmişlerdir. Bu oruç perşembe ve cuma olmak üzere 2 gün tutlacağı gibi sadece Cuma günü tutulmasını uygun görenler de vardır.
Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.) "Dualar ve Zikirler" kitabında: "Leyle-i Regâip’ten evvelki perşembe günü oruç tutulup akşam birkaç lokma iftar edip akşam namazını edadan sonra iki rek’atta bir selâm vermek üzere oniki rek’at nafile namaz kılınacaktır." buyurmuşlardır.
En mühim hususlardan biri, namazdır. Hak dostları bu gecede namaz kılmanın ehemmiyetine dikkat çekmişler ve namaz borcu olanların kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir.
Allah dostları Regaip gecesinde çokça Kur'ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardır.
İbni Mes’ûd radıyallahu anh‘den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16)
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” (Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18)
Allah Teâla şirke düşmeyenlerin büyük günahlarını affedeceğini bu gecede müjdelemiştir. (bk. Müslim, Îman, 279)
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: Efendimiz: “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim...” (Müslim, Zikir, 42) buyurmuşlardır.
Müslim’de rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:
“Resûlullâh’a -sallâllâhu aleyhi ve sellem- (Mîrâç’ta) üç şey verildi: Beş vakit namaz, Bakara sûresinin sonu ve ümmetinden şirke düşmeyenlere büyük günahlarının affedildiği haberi...” (Müslim, Îman, 279)
Bu mübârek geceler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
“(Ey Rasûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?..” (el-Furkân, 77)
Yine rabbimizin verdiği nimetlere hamd ve şükür halinde bulunmayı unutmamalıdır. Nitekim hadis-i şerifte duânın kabul olmasının iki şartından birinin hamd diğerinin de salavat olduğu bildirilmiştir.
Bir defasında Resûl-i Ekrem Efendimiz, sahâbîlerden birinin Allâh’a hamd ve Resûlü’ne salevât getirerek duâya başladığını gördüğünde, onu takdîr ederek:
“–Ey namaz kılan zât! Duâ et, (duâna hamdele ve salvele ile başladığın müddetçe) duân kabûl olunur.” buyurmuştur. (Tirmizî, Deavât, 64/3476)
Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının gideririleceği bildirilmiştir.
Ayet-i kerîmede buyrulur:
“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)
Übey bin Kâb -radıyallâhu anh- diyor ki:
“Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’e:
«– Yâ Rasûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.
«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.
«– Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.
«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.
«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.
Ben yine:
«– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.
«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.
«– Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:
«– O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» buyurdu.” (Tirmizî, Kıyâmet, 23)
Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır. Bu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir.
Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:
“Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195)
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için; “Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyururdu. (Buhârî, Edeb, 34)
Bu mübârek gecelerde Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.
Âyet-i kerîmede “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!...” (Furkân sûresi, 58) buyrulmaktadır.
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18)
“Şükür, îmânın yarısıdır...” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107)
“Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3836)
“Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3835)
Mübârek gecelerde Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmelidir.
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah-akşam Rabbini an. Gâfillerden olma!” (el- A’râf, 205)
“Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (el-Müzzemmil, 8)
“…Allâh’ı zikretmek, elbette en büyük (ibâdet)’tir…” (el-Ankebût, 45)
Allâh Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:
“Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh Teâlâ’yı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 52)
“Yeryüzünde Allâh Allâh diyen biri var oldukça, kıyâmet kopmayacaktır.” (Müslim, Îmân, 234/148)