Cumhurbaşkanı Erdoğan, dev projelerin durdurulacağını, yapılmış bazı eserlerin de yıkılacağını söyleyen muhalefete bu ülkenin teslim edilmemesi çağrısı yaptı: "24 Haziran ülke tarihimizin en önemli seçimi. Ya 16 yıllık kazanımlarımızı çok daha yukarılara taşıyacağız ya da yıkım ittifakının bunları heba etmesine fırsat vereceğiz. Kafayı Türkiye’nin prestij projelerine takan bir muhalefete bu ülke emanet edilir mi?”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran seçim kampanyası kapsamında Isparta ve Balıkesir'de vatandaşlarla buluştu. Meydanları dolduran onbinlere seslenen Erdoğan, 24 Haziran’ın ülke tarihinin en önemli seçimi olduğunu kaydetti, Türkiye'ye karşı döviz manipülasyonunun da tutmayacağını belirtti. "Çıkmış birileri, kurmuş şuymuş buymuş. Geçin o işleri. Kurla murla bizi vuramazsınız. Bu manipülasyonlarla bizi vuramazsınız" diyen Erdoğan, dev projelerin durdurulacağı vaadini veren muhalif adaylara şöyle tepki gösterdi:
"Çıkmış birisi de diyor ki 'Biz Kanal İstanbul'u yaptırmayacağız'. Öbürü diyor ki 'yatırımları durduracağız'. Bir de diyor ki bize, 'senin bütçen boş' diyor. Ya sen anlamazsın ki bu işten. Ekonomi bizim işimiz. Kaynakları çeşitlendirerek bu yatırımları biz yaptık biz. Bunlar ne derse desin biz yatırımlara devam edeceğiz. Diyor ki, 'Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptı, ben de dördüncüyü yaptırırım.' Ya senin ne haddine? Ne haddine? Bir taraftan şunu yaptırmam, bunu yaptırmam diyeceksin. Öbür taraftan 'ben de dördüncüyü yaptırırım' diyor. 'Milli bütçede para yok' diyorsun. Biz her şeyin bütçedeki parayla yapılmayacağını bilen bir iktidarız. Dünyaya da bunun örneği olduk. Biz geldiğimizde G-20'de miydik ya? Şu anda Türkiye G-20'de."
"Çıkmış bir tanesi diyor ki 'cebinde paran var mı?' Ya Ispartalıya sor, Isparta Şehir Hastanesi'nde hayat nasıl diye bir sor... Ey Bay Kemal, sen SSK'nın genel müdürü olduğun zaman o hastanelerin durumu neydi be, gel de hastane gör! Hastane görmek istiyorsan Isparta'ya gel. Mersin'e gel. Yozgat'a, Kayseri'ye gel. Genel Başkan ile de aday (Kılıçdaroğlu-İnce) önce bir zıtlaştılar. Bir ara ne diyordu? O zaman adaydı, henüz seçilmemişti, "Bir girdin kaybettin, iki girdin kaybettin, üç girdin kaybettin, dört girdin kaybettin. Beş girdin kaybettin. Kaybettin, kaybettin, kaybettin...' Öyle mi? Ama şimdi enteresan. Tamam o güzel de o ne diyor şimdi? 'Gel bakalım Muharrem' diyor 'gel'. Bakın ne hale geldiler."
"Muhalefet cephesinde bambaşka yeller esiyor. Yatırımlarla iftihar etmek yerine önemsiz göstermek için çaba gösteriyorlar. Çok daha iyisini taahhüt etmek yerine yatırımları yıkmaktan, engellemekten bahsediyorlar. Zaten hayatlarınız boyunca böyle geldiniz. Projeleri durdurmaktan söz ediyorlar. Güzel bir sözümüz var: 'Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmazmış.' Bunların da bu ülkede bir dikili ağaçları olmadığı için, yıkmayı, durdurmayı siyaset yapmak sanıyorlar. Böyle köhne bir anlayış olabilir mi? Dünyanın hangi ülkesinde hızlı trene karşı çıkan bir muhalefet var?"
"Kafayı Türkiye'nin prestij projelerine takan muhalefete bu ülke teslim edilir mi? Daha şimdiden FETÖ'yü iade etmemek için ipe un serenlerin avukatlığına soyunan birisinden FETÖ ile mücadele etmesi beklenir mi? Telefonda kulağına fısıldanan her şeyi doğru sanan birine dış politika emanet edilir mi? Sağlık hizmetinin, doğum öncesinden ölüme kadar zaten ücretsiz olduğundan dahi habersiz birine sağlık teslim edilir mi? Bunları zaten biz ücretsiz yaptırıyoruz. Hedefi, vizyonu olmayanlara hiçbir şey emanet edilmez. Kargadan başka kuş, yıkmaktan başka bir iş bilmeyen muhalefet bu ülkenin yönetimi asla verilmez."
"Bunlar fırsat olsa şehir hastanelerini de yıkar. Böyle bir şey olursa ne yaparsınız? Bunlara hadlerini bildirirsiniz değil mi? Hastanemizden bugüne kadar 1 milyon 200 bin insanımız faydalandı. 3 binin üzerinde bebek dünyaya gözlerini şehir hastanesinde açtı. 45 bin cerrahi müdahaleyle vatandaşımız şifa buldu. Bizim muhalefet bundan da şikayetçi. Onlara tavsiyem, Bay Kemal'in SSK müdürü olduğu dönemdeki hastaneleri bir daha inceleyin bakalım. İnşallah önümüzdeki dönemde açacağımız 27 yeni şehir hastaneleriyle bunlara rahatsızlık vermeyi sürdüreceğiz."
'Yıkım ittifakı' diye nitelediği muhalefetin projeleri sabote etmesine izin vermeyeceklerini kaydeden Erdoğan, "Şimdi yepyeni bir döneme hazırlanıyoruz. Bu dönem Türkiye'nin şahlanış dönemidir. 24 Haziran seçimleri ülke tarihimizin en önemli seçimidir. Ya 16 yıllık kazanımlarımızı çok daha yukarılara taşıyacağız ya da yıkım ittifakının bunları heba etmesine fırsat vereceğiz. Ya evlatlarımıza çok daha müreffeh bir ülke bırakacağız ya da IMF kapılarında para dilenen eski Türkiye'ye döneceğiz. Biliyorum siz buna müsaade etmezsiniz, kasası boş Merkez Bankası istemezsiniz" dedi.
Daha sonra Erdoğan, 2009 yılındaki Davos Zirvesi'nde karşılaştığı dönemin IMF Başkanı (Dominique Strauss-Kahn) ile arasında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Ben bir şey anlatacağım size. Son Davos, o zaman da IMF'nin başında bir Fransız vardı, şimdiki Fransız değil. Oturduk konuşuyoruz. Dedim ki, 'siz IMF'nin başındasınız. Ben de Türkiye'nin başındayım. Sen paranı alıyor musun, taksitlerini? Alıyorsun. 'Ama siz bizi siyaseten yönetemezsiniz. Benim yaptığımı yapıp, bizi yönetmeye çalışırsan kapıdan geri dönersin' dedim. Şaşırdı. Dedik ki biz hesabımızı yapıyoruz, bütün borcunu ödedik, bitti. Ondan sonra onlar bizden borç istedi. 5 milyar avro borç istedi. Arkadaşlar sordu 'verelim mi' diye, 'verin' dedim. 'Bugün borç alan yarın emir alır' dedim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, “Amerikalılar beni aradı, Türkiye Cumhuriyeti Fetullah Gülen usulüne uygun bir şekilde bizden istemedi dediler” şeklindeki açıklamasına yine sert tepki gösterdi. İnce’nin açıkça yalan konuştuğunu ifade eden Erdoğan şunları kaydetti: “Bu kişiyi Amerika’dan telefonla arayıp işletmişler. Ondan da haberi yok. Çok enteresan. Söylediği tüm bilgiler, tüm rakamlar yanlış. Bak yine söylüyorum bu meydandan, eğer samimiysen, eğer dürüstsen Milli İstihbarat Teşkilatımıza başvur. Sana bu bilgiyi aktaran kim, Amerika mı, Amerika’nın yetkilileri mi? Söyle, açıkla. Yalan söylüyor. Yok böyle bir şey. Sen kimsin ki Amerika’nın yetkili mercileri sana böyle bir bilgiyi verecek? Hayatları böyle. Türkiye’yi yönetmeye talipler ama internetten buldukları yalanlarla, iftiralarla dolu haberler üzerinden seçim kampanyası yürütüyorlar. Ve bizim FETÖ ile ilgili Amerika’ya verdiğimiz 85 koli ile ilgili ‘gazete küpürleri’ diyor. Zavallı.”