
Beşiktaş derbisi UEFA kuralarına denk geldi, aklıma da tesislere gitmek geldi. İyi ki de gitmişim. Herkesi orda buldum. Ortak istek Bordeaux'ydu bir Fenerli onu çekti. Meğer Can Bartu ne can adammış. Skibbe de yakışıklı delikanlı. Hiç de öyle maçlarda göründüğü gibi kaşları çatık, çekingen biri değil. Cana yakın ve çok samimi... Burak Hoca aracılığı ile güzel anlaştık. Meğer Michael ne kafa adammış.
Cuma günü Florya'daydım, UEFA kurasıyla Beşiktaş maçı heyecanını Galatasaray'la beraber yaşadım. Başkan Adnan Polat, Haldun Üstünel, Karl Heinz Feldkamp, Michael Skibbe, Burak Hoca ve de futbolcularla öyle saatler yaşadım ki anlatmaya kelimeler yetmez... Ayarlasan böylesi denk düşmez.
'Bu hafta Beşiktaş maçı var ne düşünü...' dememe kalmadı, her seferinde laf ağzıma tıkandı; 'Aman Tanburacı saat iki olsun UEFA belli olsun Beşiktaş'ı sonra konuşalım, o burada, kaçmıyor ya...' laflarını duydum.
Anladım ki Galatasaray'ın kanına UEFA girmiş...
Beşiktaş keyfe keder...
Ya da Beşiktaş araç, UEFA amaç!
Öyle bir güven duygusu var ki havada, Beşiktaş'ı Allah korusun.
Üç gözün ikisi benim, biri foto muhabiri Abdullah Eğilmez'in objektifi. Büyük şahit!..
Skibbe'yi çok güldürdüm. Michael ne şeker adammış, meğer eleştirilerden bayılmış!
İşte, şahitli ispatlı Florya Futbol Fabrikası'nda yaşadıklarım;
Adnan Polat; Yarın Tevfik Fikret'teyim, ertesi gün Ali Sami Yen'deyim, Şubat'ta Bordeaux'yu eleyip kısmetse sene sonunda Saraçoğlu'ndayım.
Haldun Üstünel; Çok iyi bir ekibiz, Bordeaux'yu istiyorduk oldu, sonrasında muhtemelen Hamburg. Demek ki sonuna kadar seferiyiz.
Kalli; Biz Galatasarayız, Bordeaux'yu geçen yıldan tanıyoruz, sonucu unutmadık, fırsatı yakaladık. Skibbe'ye güveniyorum. Endişemiz yok. Beşiktaş maçı Skibbe'nin zaferiyle biter.
Michael Skibbe; Önce Beşiktaş... Ciddi bir rakip, sahamızda oynamamız büyük avantaj, size kadroyu bile verebilirim. Sahada; defansı sağlam, orta sahası baskın, forveti gol arayan bir takım olacak. (Bu arada gülerek tahtaya takımı yazmaktan da geri kalmıyor... Ama 11, 12, 13, 14'üncü kişiler de var, oyuncularının birini ötekinden ayırmıyor. Zeki bir adam olduğu kesin... Kendinden ve takımından emin bir havada. Yüzünde gülücük, gözlerinde parıltı var ve devam ediyor...) Sevinçliyim çünkü sakatlarım iyileşti, gelecekten ümitliyim çünkü Bordeaux'yu aşabilecek bir ekibim var. Galatasaray kaliteli isimlerin oluşturduğu güçlü bir takım. Sevgi birliğimiz ve futbol oynama aşkımız var. Başarıyoruz da... Beşiktaş maçında futbolcularım Kewell'ın yokluğunu hissettirmezler.
Burak Dilmen; Bordeaux'nun bilgileri geçen seneden elimizde, kadromuz oturdu, ama futbolun 'pardon'u yok. Biliyoruz ki zafer çok çalışanın ve hatasız oynayanındır. Beşiktaş maçında üç puanın da yolları belli, son karar Herr Skibbe'nin.
Milan Baros; Bordeaux iyi takım, Lyon'dayken bizi yenmişti... Aşarsak Hamburg olur. Sampdoria, Metalist'i götürür... Beşiktaş maçında gol yollarında rahat olurum.
Emre Aşık; Galatasaray UEFA'ya alışık... Beşiktaş çok direnecek...
Barış Özbek; Benim için rakip fark etmez, koşmaktan onlara bakmaya fırsatım olmaz! Ha Bordeaux ha Beşiktaş... Bu takım ikisini de yener.
Yaser; Büyüklerim doğru der...
Fener'in olmadığı UEFA'da Saraçoğlu'nu yaban ele bırakmamak için gün sayan Başkan Polat; “Beşiktaş maçı yüzümüzü güldürür, Bordeaux galibiyeti kahkaha attırır” diyor ben de iki elimi yana açıp 'Amiiin' diyorum... Amacım başkan üzülmesin! Zaten Koca Başkan; parayı düşünüyor, Seyrantepe'yi düşünüyor, krizi düşünüyor, kur farkını düşünüyor, Bordeaux sonrası Hamburg'u düşünüyor. El insaf!... Umarım Skibbe ilk jesti yapar, Beşiktaş'ı yener Başkan da takım da yeni yıla mutlu girer...
Otururken birden fırladım... Arkamızda 'kara tahta'nın akı vardı... Gel Hocam yaz bakalım Beşiktaş maçının kadrosunu dedim... Hoca akıllı, kime güven duyacağını biliyor. Hiç çekinmeden aldı eline kalemi başladı kadroyu yazmaya... De Sanctis'i Morgan, Meira'yı da Fernando'yu kısaltarak 'Nando' diye yazdı... Ortaya Mehmet Topal'la Ayhan'ı koydu... Önlerine de Lincoln'ü oturttu. Oklar çıkardı üç yana Skibbe... Padişah Otağı gibi çöktü sahanın ortasına... Baktım Beşiktaş'ın ümüğünü sıkacak... Aman Hocam yeter dedim. Yerin kulağı var duyulur!
İki gün Florya'da ortamı izledim; gördüm ki Beşiktaş'ın şansı az! Takımın sağlığı maşallah!
Morali üst düzey...
İdmanı izledim, futbolu akıcı...
Kalede sorun yok. Defansta tedbir çok. Anladım ki Skibbe'nin inancı; sağlam defansta, üstün ofansta gizli. Gereğinde forveti 6'lı 7'li, gereğinde defansı 5'li 6'lı...
Bunları yapacak olanlar da; Sabri, Barış, Mehmet Topal...
Demiyor ama; Beşiktaş'ın Holoskosu ve Nobresine dar alanda göz hapsi var. Çekinmiyor ama tedbiri de elden bırakmıyor. Kıskaç; Mehmet Topal ve Servet'ten...
Lincoln, Arda ve Baros üç puanda Skibbe'nin kozları. Alan değiştirmeleri serbest. Seyredene zevk veren futbol oynamaları için onlara pranga vurmuyor. İstediği tek şey disiplini elden bırakmamaları.
Skibbe'nin niyeti geriden çok adamla yüklenip Beşiktaş'ın Zapotocny-Zan ikilisini hataya zorlamak. Kewell'ın olmayışında Arda'dan solda süreklilik bekliyor.
Barış, Mehmet Topal, Ayhan'dan takımı işletmelerini istiyor.
İki kozu daha var ama söylememi asla istemiyor! Saygılıyım.
Beşiktaş'ın zaaflarının; ofans-defans bağlantısında olduğunun teşhisini koymuş, o alana çöreklenmeyi düşünüyor. Hızlı oyun, hatasız pas, 'kaleyi gördün mü vur' emri çıkartmış... Çekincesi; çok adamla hücuma çıkışta takımının rakip savunma arasında çok pas yaparken topu kaptırması. Onun için de oyuncularının yeteneğine ve sık sık tembih ettiği 'derhal topun arkasına geçin' emrine uyacaklarına güveniyor. Skibbe'yi uzaktan eleştirenler için söylüyorum; kendini anlatmak için gayret sarf etmiyor ama 'futbol dilini' çok iyi kullanıyor. Söylediklerinin hepsi anlaşılabilir altın öğüt. Çok cin. Bunu da sır olarak verdi ama söylüyorum işte;
Gole prim vermeyi bile düşünüyor, ama atana değil bütün takıma... De Sanctis dahil!
En çok hangi futbolcularına güveniyorsun diye sormadım bile... Anladım ki Skibbe takımına güveniyor. Onun gözünde kimsenin diğerinden farkı yok. Ligde Beşiktaş'ın da öteki takımlardan farkı yok...
Son maçlardaki gollü sonuçlar Beşiktaş maçında da devam edecek der gibi...
Adnan Polat; Marsilya, Fiorentina, Bordeaux
Haldun Üstünel; Bordeaux, Aalborg, Marsilya
Kalli; Galatasaray rakip seçmez
Skibbe; ...................
Burak Dilmen; Bizi Metalist 2. yaptı, farketmez
Milan Baros; Fiorentina, Aalborg
Emre Aşık; Bordeaux
Servet; Bordeaux, Marsilya
Yaser; Bordeaux