TFF köşe başındaki bakkal değil

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, Lig TV’de katıldığı programda A’dan Z’ye Türk futbolundaki her şeye cevap verdi. F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a cevaben yayın havuzundan hiçbir kulübün çıkamayacağını belirterek havuzdan çıkmayı düşünen kulübün maçlarını yayınlatmayacaklarını kaydetti. Demirören, “İhale süresi bitene kadar hiçbir kulüp havuzdan çıkamaz. Geçmiş dönemlerde birkaç kulüp yapmaya çalıştı. Maçlarını yayınlatamadılar ve geri döndüler" dedi. Havuzdaki dağılımın değişimi konusunda 18 kulübün anlaşması gerektiğini kaydeden Demirören, Fenerbahçe derbisi öncesi hakem Bülent Yıldırım’ı arayan Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na da cevap verdi. 

“Bizim verdiğimiz cezalar yeterli olmuyor. Savcılar da devreye girmeli. 6222 sayılı kanunun da çalışması lazım.”

“İbrahim Hacıosmanoğlu'nun açıklamalarının ardından bütün alternatifleri masaya yatırdık. Düşündüğümüz alternatiflerden biri hakemi geri çekmek olabilirdi. İkincisi maçın ertelenmesi ve üçüncüsü de aynı hakemle devam etmekti. Hepimiz üçüncüden yanaydık. Bülent Yıldırım, konuşur konuşmaz MHK Başkanı Yusuf Namoğlu'nu aramıştı. Ben de Bülent Yıldırım'ı aradım. 'Hocam nasıl hissediyorsun' diye sordum. UEFA ile de bunu görüştük. Aynı hakemle devam etme önerisinde bulundu. O atmosferde Yıldırım alnının akıyla çıktı." 

“Biz yönetim olarak cesur ve kararlıyız. Artı vizyonumuz ve misyonumuz var. Kimseden çekinmiyoruz. Her durumda federasyon suçlanıyor. Maçı kaybeden, hakem hatası gören federasyonu suçluyor. Federasyon Türk futbolunun lideridir. Bizler idare ediyoruz. Kimse futbolu kendi idare etmeye kalkmasın. Herkesin fikirlerine açığız, herkese aynı mesafedeyiz. Bunu herkes bilmeli." 

"Futbolda 3 Temmuz sürecinden kısa bir süre etkilenme oldu ancak bunu atlattık. Adil çözüm oldu ki her şey normal gidiyor."

"Malesef zeminlerimiz çok kötü. UEFA ve FIFA'dan bu konuda yardım istedik. Kulüplere yardımcı olacaklarını dile getirdiler."

"Ben zaten başkanım, yeniden aday olmama gerek yok. Yönetimim vizyon ve misyon sahibi kişilerden kurulu. Kararlı ve kimseden korkmayan bir yönetimimiz var. Bizim farkımız bu. Gitmemiz lazımsa gideriz." 

“Borçlanma konusunda hiçbir kulübü suçlayamam. Benzer şeyleri ben de Beşiktaş’ta yaşadım. Bir gerçek var ki, biz kulübü 430-450 milyon TL borçla bıraktık. Şu anda kulübün borcu 1 milyar TL civarında. Türk futbolunda giderler, gelirlerden fazla. Gelirler giderlerden az olduğu sürece futbolumuzu kurtaramayız."

“Atatürk Olimpiyat Stadı'nı değiştirerek milli takım stadı haline getireceğiz. Kulüp taraftarlığı, milli takım taraftarlığının önüne geçti. İstanbul'da bu problem var. Onun için Anadolu'ya gideceğiz. İlk iki maç Konya'da olacak." 

“Yabancı sayısı azalsın istiyordum. Kademeli olarak 8'den 5'e kadar indirdik ama gördük ki bizim getirdiğimiz bu kısıtlama sistemi hatalar veriyor. Yabancı sınırlı ama yerlinin bu sefer fiyatları arttı. Rekabet az olunca yerli oyuncular kendilerine bakmaz oldu. Anormal bir borçlanma artışı ortaya çıktı. Yeni dönemde en fazla 14 yabancı, en az 14 yerli oldu. Belli aksaklıklar çıkacaktır ve hep beraber göreceğiz. En mühimi, tüm kulüplerle beraber 4 yıl uygulanacağının teyidini verdik." 

"E-bilet nedeniyle seyirci azaldı. Kötüler ayıklanıyor. İstemediklerimiz gelmiyor. Bundan  memnunuz. E-bilet uygulamasından dolayı seyirci azalmadı. Satılan e-bilet 800 bini geçti. Eskiden bedava dağıtılan biletler vardı. E-bilet uygulaması öncesi 11 bin 500 seyirci ortalamamız varken, sonrasında 6 bin 500 seviyelerine geriledik, şimdi de 8 bin 500'lere çıktı. Yavaş yavaş yükseliyor. Bizde seyirci yok ki. Sadece üç maça bakıyoruz. Büyük takımları çıkarın, Anadolu ortalaması 4 bin 500'dü eskiden. Bunu sonuna kadar götüreceğiz."

“UEFA kriterleri kulüpleri etkileyecek. Biz de 2015-2016 sezonundan itibaren çıkaracağımız kriterlere kulüplerin uymasını isteyeceğiz. Bu kriterler PTT 1. Lig ve 2. Lig kulüplerini de kapsıyor. 14 yabancısı olup da küme düşen takımlar için de yabancı kuralını düşündük. PTT 1. Lig'de yabancı sayısı 10 olacak (Sahada 5 yabancı).” 

“Kulüpler isterse Merkez Hakem Kurulu’nu kendileri seçsin ama o zaman daha beter konuşacaklar. Anlaşabilmeleri lazım. Çok zor. Bu düşünceyle yapamazlar.”