Facebook ve bünyesindeki WhatsApp ile Instagram’da yaşanan 7 saatlik kesinti sosyal medya devi üzerindeki tartışma ve kuşkuları alevlendirdi. Kesintiye ve kullanıcıların verilerinin çalındığı iddiasına tatmin edici cevap vermeyen, algoritmalarla oynayarak nefreti yayan Facebook’tan ne ABD’de ne de başka ülkede hesap sorulamıyor.
ABD merkezli sosyal medya devi Facebook son dönemde ardı ardına çıkan skandallarla sarsılıyor. Whatsapp ve Instagram’ı da bünyesinde barındıran Facebook’a 7 saat boyunca erişim sağlanamaması sosyal medya deviyle ilgili soru işaretlerini artırdı.
Kesintinin yaşandığı süre boyunca sorumluluktan kaçıp herhangi bir açıklama yapmayan Facebook ile ilgili sarsıcı bilgiler ortaya döküldü.
Daha önce Facebook’ta çalışan Frances Haugen adlı muhbir, şirketin algoritmalar vasıtasıyla küresel kaosu beslediğini ifşa etti.
Frances Haugen, Facebook’un Amerika’da kongre baskınına nefreti körükleyerek destek verdiğini ileri sürdü.
Biden’ın başkan seçildiği dönemde Facebook’un nefret ve yanlış bilginin yayılmasını önlemek için kurulan sistemleri devre dışı bıraktığını
söyleyen Haugen, şirketin tam aksine algoritmalarla nefreti beslediği söyledi.
DAHA FAZLA PARA KAZANDIRIYOR!
Platformun kar elde etmek için algoritmalarını nefret ve yanlış bilgiyi körükleyecek şekilde dizayn ettiğini vurgulayan Haugen,
algoritmaların beslediği düşmanlıkların insanların daha fazla Facebook’ta vakit geçirmeye ittiğini ve Facebook’un bundan dijital reklamlar ile büyük kârlar elde ettiğini belirtti.
HAYATİ BİLGİLERİ KASITLI SAKLIYOR
Facebook muhbiri Frances Haugen, ABD senatosundaki konuşmasında ise şirketin hayati bilgileri kasıtlı sakladığını söyledi. Facebook dışında neredeyse hiç kimse Facebook’un içinde ne olduğunu bilmediğini ileri süren Haugen,
“Şirket, kamudan, ABD hükümetinden ve dünyanın dört bir yanındaki hükumetlerden hayati bilgileri kasıtlı olarak saklıyor”
dedi.
“Facebook’un gerçek bir denetime ihtiyacı var”
diyen Haugen, Facebook’un sürekli olarak kendi çıkarları ile ülke güvenliği arasında çatışmalarla karşılaştığını belirten muhbir, platformun çatışmalarını sürekli olarak kendi çıkarları lehine çözdüğünü vurguladı.
Dokunulmazlık kalkanına sahip
ABD düzenlemelerin ve yargı kararlarının, sosyal medya devlerini içeriklerden sorumlu tutmaması Facebook gibi şirketleri kural tanımaz hale getirdi. 1990’larda açılan iki dava, İletişim Uygunluk Yasası’nın 230 numaralı düzenlemenin ortaya çıkmasına yol açtı.
Dava sonucu mahkemeler 1996 yılında şirketlerin içeriklerden sorumlu olmadığına hükmetti ve sosyal medya platformları “dokunulmaz” hale geldi. Twitter, 230 numaralı bu düzenlemeyi sık sık eleştiren eski ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabını askıya almış, Facebook da kısıtlama getirmişti.
Instagram’dan da paylaşım yapması kısıtlanan Trump’ın, 230 numaralı düzenlemeyi kaldıracağını açıklaması ardından adeta linçe maruz kalmıştı.
Beyaz Saray sopayı gösterdi
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, sosyal medya şirketlerine ilişkin federal düzenlemelerin gündemlerinde olduğunu belirterek adeta sopa gösterdi. Sosyal medya şirketleri hakkındaki iddiaların ABD Başkanı Biden ve Kongre’nin gündeminde olduğunu belirten sözcü,
“Şirketlerin iç düzenlemelerinin işe yaramadığı açık”
dedi. Günlük basın toplantısında konuşan Psaki, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisinin de tartışıldığını anımsatarak, bu konudaki federal düzenlemelerin de gündemlerinde olduğunu kaydetti.
WhatsApp’ı alıp bilgileri sattı
Facebook, 2014 yılında satın aldığı çevrimiçi mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın “gizlilik ilkesi” koşullarını güncelleyerek, kullanıcıların verilerini işleyeceğini duyurmuştu.
WhatsApp uygulamasını kullanan tüm kullanıcıları bu düzenlemeye onay vermeye zorlamış, kabul etmeyenlerin uygulamayı kullanamayacağını açıklamıştı.
Facebook şirketlerinden bilgi alacağı ve bu şirketlerle bilgi paylaşımında bulunabileceği belirtilmişti. Bu düzenlemeden önce ise Facebook’un kişisel verileri izinsiz alıp işlediği ortaya çıkmış, 225 milyon euro para cezasına çarptırılmıştı.
#Facebook
#WhatsApp
#Instagram
#ABD