
Robot teknolojilerindeki gelişmeler, savaş meydanlarını kökten değiştiriyor. Birçoğu sahada aktif göreve neredeyse hazır. Uzmanlar, bu konudaki hukuki tartışmalara dikkat çekiyor. Öldürmeye programlanmış robotların hatasından dolayı 'Komutan mı, yazılımcı mı, yoksa üretici şirket mi sorumlu olacak?' sorusu akıllara geliyor.
Geleceğin savaş senaryoları artık bilim kurgu filmlerinden çok daha gerçekçi bir hal alıyor. Günümüzdeki çatışmalarda İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA), keşif, gözetim ve hedef imhası gibi görevlerde vazgeçilmez birer unsur haline geldi. Türkiye’nin de bu alandaki yerli ve milli üretimiyle öne çıkması, robotik savaş sistemlerinin ne denli kritik olduğunu bir kez daha gösteriyor. Ancak gelişmeler yalnızca havayla sınırlı değil. Mayın temizleme, mühimmat taşıma ve hatta silahlı saldırı görevleri için geliştirilen İnsansız Kara Araçları (İKA) da sahada insanlı birliklere destek oluyor.
SAVAŞ ALANININ YAPAY ZEKA DONANIMLI YENİ OYUNCULARI
Bazı ülkeler, kurtarma operasyonları için geliştirilen insansı robotları bile askeri amaçlar için test ediyor. Bu sistemlerin en çarpıcı özelliği ise yapay zekâ ile donatılmaları. Teknoloji sayesinde robotlar, çok daha hızlı karar alabiliyor, büyük veri kümelerini analiz edebiliyor ve karmaşık savaş koşullarında otonom hareket edebiliyor. Bu durum, askeri operasyonlarda önemli bir avantaj sağlarken, aynı zamanda “tam otonom silah sistemleri” olarak adlandırılan ve insan müdahalesi olmadan ölümcül kararlar verebilen robotların geleceğine dair endişeleri de beraberinde getiriyor.
KÜRESEL STK’LARDAN YASAKLANSIN ÇAĞRISI
En temel soru ise, bir robotun neden olduğu hatadan veya sivil kayıptan kimin sorumlu tutulacağı. Bu durum, 'Komutan mı, yazılımcı mı, yoksa üretici şirket mi sorumlu olacak?' sorusunu akıllara getiriyor. Ayrıca, insan hayatının değerini doğrudan etkileyen bir başka kritik konu da “katil robotlar” meselesi. Tam otonom silah sistemlerinin, insan denetimi olmaksızın ölümcül güç kullanma yetkisi, uluslararası arenada büyük tepkilere neden oluyor. Birçok sivil toplum kuruluşu ve ülke, bu tür sistemlerin tamamen yasaklanması çağrısında bulunuyor. Uluslararası savaş hukukunun mevcut yapısı, yapay zekâ destekli otonom silah sistemlerinin kullanımına ilişkin yeterince net hükümler içermiyor. Savaşın giderek insansızlaşması, insan faktörünün ve vicdani muhakemenin ortadan kalkmasıyla savaşın doğasını ve sonuçlarını derinden etkileyebilir.
ETİK VE HUKUKİ ALANDA UYARI VAR
- ABD, Çin, Rusya ve İsrail gibi büyük güçler, askeri robot teknolojilerine devasa yatırımlar yapmaya devam ediyor. Türkiye de kendi yerli ve milli imkanlarıyla bu alandaki Ar-Ge çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. Gelecekte savaş meydanlarında robotların daha fazla rol üstleneceği kesin. Ancak bu teknolojilerin nasıl düzenleneceği, etik sınırlarının nerede çizileceği ve uluslararası hukukun bu yeni duruma nasıl uyum sağlayacağı, yakın gelecekte dünya gündemini meşgul edecek en önemli başlıklardan biri olacak gibi görünüyor.