Şizofren Zayed: Dubai’nin var olmayan insanlarla kurduğu propaganda dünyası

Ahmet Fadıl Erarslan
13:289/07/2020, Perşembe
G: 9/07/2020, Perşembe
Yeni Şafak
Görsel: Yeni Şafak
Görsel: Yeni Şafak

7 Temmuz 2020 günü Daily Beast’te Adam Rawnsley imzasıyla ‘Aşırı Sağ Amerikan medyası Ortadoğu Propaganda makinasının tuzağına düştü' formatında dosya bütün dünyada büyük ses getirdi. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Batılı medya platformlarını aptal yerine koyduğu ortaya çıktı. Var olmayan kişiler üzerinden kurguladıkları sahte karakterler tam 46 medya kurumunda 90 makale yazmış. Kurguladıkları sahte karakterlerin kimisi akademisyen kimisi bakanlık görevlisi. Kimisi Finli bir iş adamı kimisi ünlü Japon profesör. Beş benzemezin ortak noktası ise tutkulu bir Türkiye düşmanlığı. Katar ve İran’dan da nefret eden bu ‘uzman’ grubu özellikle Libya’da Türkiye’nin kazandığı mevzilerden sonra bütün enerjilerini Türkiye’ye yoğunlaştırmış durumda.

Daha önce Twitter; Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden tek merkezden hareket ettirildikleri tespit edilen 7 bin 500 kullanıcının hesabını silmişti. O günlerde silinen hesaplarla ilgili yaptığımız araştırmalarda en dikkat çekici husus ise
kurgulanan hesapların her ülkeye yönelik ayrı
hazırlanmasıydı.
  • Suud El-Kahtani yönetiminde Arabistan’da, Dubai’de troll merkezinde yönetilen bu hesaplar Faslı, Pakistanlı, Cezayirli gibi davranıp bu ülkelerde Türkiye, İran ve Katar karşıtlığını körüklemeye çalışıyordu. Daily Beast’te Adam Rawnsley’in hazırladığı dosya ise Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu kurgu karakter işinin suyunu çıkardığını ortaya çıkardı.


Dubai'nin sahte karakterleri Birleşmiş Milletler gibi: Kimini Vietnamlı yapmışlar kimini de Fin

Kurguladıkları sahte karakterlerin kimisi akademisyen kimisi bakanlık görevlisi. Kimisi kadın kimisi Meksikalı kimisi Fransız milliyetçisi kimisi ünlü profesör olmuş. Beş benzemezin ortak noktası ise tutkulu bir Türkiye düşmanlığı. Katar ve İran’dan da nefret eden bu ‘uzman’ grubu özellikle Libya’da Türkiye’nin kazandığı mevzilerden sonra bütün enerjilerini Türkiye’ye yoğunlaştırmış durumda.


Şu ana kadar bu sahte hesapların tuzağına düştüğü tespit edilen kurumların skalası ise çok geniş.

  • Kullandıkları sitenin Türkçesi bile olayı özetliyor:
    Linke tıklayıp siz de var olmayan ama deep fake teknolojisi ile oluşturulmuş bir insanın görselini kullanabilirsiniz.
Daily Beast konuyu karşıt görüşlerinden dolayı Amerikan sağına karşı kullansa da aslında mesele sadece Amerikan aşırı sağı değil.

  • Washington Examiner, RealClear Markets, American Thinker ve The National Interest gibi Trump’a yakın yayın organlarının dışında örneğin Spiked gibi kendini liberal olarak tanımlayan İngiliz merkezli medya platformları ya da Politicaelite gibi İngiliz sağına hitap eden kurumlar var. The Jerusalem Post gibi milyonlarca insana hitap eden ana akım birçok medya platformu da oyunun bir parçası olmuş durumda.

Dailybeast’in ifşasından sonra kurumların tavrı da hangilerinin gerçekten ‘kandırıldığını’ hangilerinin de bu düzenbazlığın bir parçası olduğunu ortaya çıkardı. ABD’nin Cumhuriyetçi Parti’ye yakın önemli medya kuruluşlarından biri olan
Washington Examiner içerikleri kaldırırken Newsmax de aynı yöntemi uyguladı.
Spiked ve Human Events ise yazıların üstüne son derece absürt bir editörün notu ekleyip isimleri sildiler.

Bu kurumların geçmiş haberlerini tarattığınız zaman ise bol bol Birleşik Arap Emirlikleri güzellemeleri görüyorsunuz.

Post-Truth Hegomonyası

İnsan hakları, demokrasi, özgürlük: Masal anlatmaktan sıkılmadılar

Spiked’ın Twitter’da 100 binin üzerinde takipçisi var. Platform kendini Twitter’da şu şekilde tanıtıyor: ‘
Dünyayı değiştirmek isteyen dergi. İnsan hakları için, demokrasi için ve özgürlük için

Birleşik Arap Emirlikleri monarşi ile yönetilen bir krallık ve Spiked’ın ülke hakkında hazırladığı içeriklerin tamamı övgü dolu.

  • Sitede körfez krallığı hakkında arama yaptığınızda Vicky Francis imzasıyla yayımlanan ‘Dubai: Özgürlük ve gelişmenin körfezi’ adlı makale çıkıyor. İsmi sorguladığınız zaman da benzer bir durum söz konusu. Var olmayan bir ‘uzman’.
Aslında bu mesele
Post-Truth kavramını
birebir karşılayan iyi bir örnek. Hem demokrasi, özgürlük gibi
kavramların içinin boşaltılıp
enstrümantal bir silah gibi kullanılması açısından hem de
var olmayan kişiler
üzerinden olmayan bir gerçeklik yaratılması.

Spiked’ın yayınladığı ‘Neden Türkiye’nin Libya’yı istilası kötü haber’ adındaki içeriği hazırlayan kişiye uygun görülen isim Joyce Toledano.
Nobel Barış Ödülü sahibi Yemenli Tevekkül Karman’a da aynı isim üzerinden bu sefer Politicalite adlı medya platformundan saldırıldı.
  • Sağa yönelik bu site ile sol liberallere yönelik Spiked’ın ortak noktası ise ikisini de fonlayan Birleşik Arap Emirlikleri’nin var olmayan ‘uzmanlarıyla’ kamuoyu yaratma çalışması. Aynı isim HumanEvents adlı medya platformundan ise Katar’a saldırdı.

Toledano’nun fotoğrafı deep fake ile oluşturulmuş, gerçek bir insana ait değil. Özgeçmişinde ise; ‘Amerikan şirketlerine OrtaDoğu ve Asya konusunda danışmanlık yapan uzman analist’ yazıyor.


Ortaya karışık CV'ler

Newsmax’te yazan Badani Toledona gibi ya da şu ana kadar tespit edilen 19 sahte kimlikten sadece biri. Mikael Virtanen adlı Finli iş adamı da kendini AP editörü olarak tanıtan Salma Mohammed de gerçek değil.


  • Birleşik Arap Emirlikleri’nin bilgisayar başında kurguladığı bu sahte ‘uzmanların’ şu ana kadar 46 farklı yayın kuruluşunda 90 makalesi yayınlandı. Bunlar sadece tespit edilenleri. Muhtemelen tespit edilmeyen böyle bir sürü kişi daha var.
Spiked’da yayınlanan
’ adlı içeriğin giriş cümlesi bu karakterlerin niye oluşturulduğunu da amaçlarını da iyi özetliyor: ‘Türkiye’nin Libya’da başlayan askeri istilası hem Avrupa’yı hem de uluslararası toplumu tehdit ediyor’ diye başlayan içerik

‘Türkiye’nin Libya ile imzaladığı MEB anlaşmasının Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılıktan kurtulmasını engelleyeceğini ve bunun AB için ne denli büyük bir tehdit olduğunu’ anlatıyor.

Joyce Toledano, Raphael Badani, Shariff O’Neill, Taimur Hall adında bir sürü gerçek olmayan karakter kurgulanırken DeepFake’ten yararlanmışlar.
  • Bu isimlerin arkasında ise iki site dikkat çekiyor: The Arab Eye, Persia Now.

Sahte profillerden medya platformları dahi kurmuşlar

The Arab Eye adlı siteye Libya meselesini takip eden Türk twitter kullanıcıları mutlaka duymuştur. Hafter’i destekleyen Mısırlı ve Dubaililerin bol bol linklerini paylaştığı bir site.
Kendilerini ise ‘sahte habere’ savaş açmış bir ekip olarak tanıtmaları son derece ironik.
  • Fransızlar, Almanya’yı kayıtsız şartsız teslim aldıkları anlaşmayı bir vagonda imzalamışlardı.

Hitler, 1. Dünya Savaşı’ndaki mağlubiyeti tersine çevirip Fransızları şartsız teslim aldığında Compiègne Vagonu bulmuş, sembolik olarak antlaşmayı orada imzalamıştır. Bugün ise barışlar ve savaşlara dijital bir dünyada karar veriliyor.

  • Hindistan açısından TikTok’u boykot etmenin Çin ordusunu cephede yenmekten çok daha büyük bir zafer haline geldiği post-truth çağında oyunu ne kadar temiz oynadığınızdan daha çok ne kadar titiz oynadığınız gerçekliği belirliyor.
#Birleşik Arap Emirlikleri
#sahte karakterler
#hayali kurgular
#medya manipülasyonları