Sosyal medya yasa tasarısı gündem haline gelmişken bu alandaki en yetkili isimlerin başında gelen Prof. Dr. Levent Eraslan konuyu Yeni Şafak'a değerlendirdi.
Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin başkanı olan Eraslan yasayı bütün boyutlarıyla irdeledi. SODİGEM konu ile ilgili de en detaylı çalışmayı hazırlamıştı.
Prof. Dr. Levent Eraslan yasayı değerlendirirken sosyal medya mecralarının da konu ile ilgili yasanın 3 önemli ayağı olduğunu belirtip şunları söyledi:
'İlk boyutu sosyal medya platformlarının temsilci bulundurmaları. Bu oldukça önemli. Neden şu ana kadar bir temsilci bulundurmadılar?
Eraslan, cezai sistemlerin kamuoyunda tartışıldığını belirtip temsilci açmayanlara beş aşamalı bir ceza sisteminin tasarlandığını ifade ederek bunun ikinci boyutu olduğunu söyledi:
''İlk olarak 10 milyon tl ceza, sonra 30 milyon tl, daha sonra 3 ay reklam vermeme cezası, mahkeme kararıyla yüzde 50 bant daraltma sonra yüzde 90 bant daraltma ki çok ağır ceza son ikisi.
Eraslan'ın öngörüsüne göre Twitter bu konuda en çok zorluk çıkarması olası sosyal medya mecrası. ABD Başkanı Trump ile yaşananlar ve Almanya'daki yasayı tatbik etme yüzdelerini ise buna örnek olarak gösteriyor.
Yasanın 3. boyutu ise raporlama. Yurt dışındaki örnekleri ise şu şekilde sıraladı:
'ABD’de yılda 2 kere başvuru hakkı var ve 45 günlük süre veriliyor. Türkiye’de ise yasal düzenlemede mahkeme kararı varsa 24 saat içerisinde kaldırma bireysel bilgi edinme için de 48 saat içerisinde bilgi verme zorunluluğu getirilmiş. Alman yasası ile benzer.
Bunu Almanya 2 yıldır uyguluyor. İlk 6 ayda Facebook içerik kaldırma başvurularının yüzde 21’ini, Youtube yüzde 27’sini, Golden plus yüzde 46’sını kaldırmış ancak Twitter sadece yüzde 10’unu kaldırmış.
Haklar ve özgürlükler bağlamında iki yapı var. Biz sosyal medya sağlayıcılarına dönük bir uygulama yapıyoruz ancak bir de bunu kullananlar var. 5651 sayılı yasa 2007 yılında çıkartıldı. Oradaki fiillere verilen cezalar TCK’da gerçek yaşam ile aynı. ''
Eraslan konu hakkındaki değerlendirmesini ise artık hayatımızın bir parçası olan dijital dünya hakkında herkesin bilgi sahibi olması gerektiği konusuna değinip bu konuda bakanlıklara da görev düştüğünü belirtti:
Ceza ve müeyyideden ziyade bizim gençlerimize,vatandaşlarımıza, gençlerimize; sosyal medya etiği, sosyal medya hukukunu öğretmemiz lazım çünkü bu toplumun yüzde 64’i sosyal medya kullanıcısı. Türkçe en çok konuşulan 5. dil. Günde 3 saatimizi sosyal ağlarda geçiriyoruz. Böylesine online olmuş bir topluma da okul öncesinden üniversiteye değin ilgili birimler bunun eğitimini vermek zorunda. Milli Eğitim, Aile, Gençlik ve Spor bakanlıkları mutlaka bu sürecin içerisinde olup dijital kültürü derslerinde vermeli.' diyerek sözlerini tamamladı.