TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten, uzay sınırının 100 km kabul edildiğini, Roketsan’ın 130 km yukarı çıktığını söyledi. Yeni Şafak’a konuşan Gökten, Türkiye’nin kendi uydusunu ürettiğini hatırlatarak, “Ay’a gidecek araç da aslında bir uydu. Dünya yörüngesindekilerden farkı Ay’a gidiyor olması. Bunun üzerine yerleştirilecek bütün ekipmanları da Türkiye olarak üretebilecek durumdayız” dedi.
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Mesut Gökten, kurumun çalışmalarını ve Milli Uzay Programını Ankara Haber Müdürümüz Fazlı Şahan ve Muhabirimiz Yasemin Asan’a anlattı. Doç. Gökten’in açıklamaları özetle şöyle:
BİZDEN BAŞKA GÜNEY KORE VAR
- Uzay alanında faaliyet gösteren birçok şirketler, kurumlar var. TÜBİTAK Uzay Enstitüsü de bunlardan biri ama diğerlerinden farklı.Uzayla ilgili sistemleri uzay kesimi, yani uydular ve yer kesimi, yani yer istasyonu olarak ikiye ayırıyoruz. Kimi firmalar uzay kesimi, kimi firmalar yer kesimi üzerinde çalışıyorlar. Ama biz hem uydu üretiyor hem de yer istasyonları kuruyoruz. Sadece uyduyu üretmekle kalmıyoruz, uydularda bulunan neredeyse bütün alt sistemler için ekipman üretiyoruz.Mesela; uçuş bilgisayarı, güç dağıtım ve düzenleme ekipmanları, elektro-optik kamera, haberleşme sistemleri, antenler ve elektrikli itki motorlarını üretiyoruz. Yani tek çatı altında bu kadar çok çeşitli uzay teknolojisi üreten dünyada bizden başka sadece bir kurum var, o da Güney Kore’de.
E-DEVLET’TEN BAĞLAN GÖRÜNTÜYE ULAŞ
AY’A GİDECEK ARAÇ DA UYDU
- Milli Uzay Programı’ndaki çoğu şey uyduyla ilgili. Ay’a gidecek bir araç söz konusu, o da aslında bir uydu. Dünya yörüngesindekilerden en önemli farkı Ay’a gidiyor olması. Yoksa bir uydudan teknik olarak hiçbir farkı yok.Bunun üzerine yerleştirilecek bütün ekipmanları Türkiye olarak üretebilecek durumdayız. Neler gerekli olur dersek, mesela uçuş bilgisayarı lazım. Yanında yazılımı da lazım. Yazılımını yazabilmek için yörünge analizleri ve dinamik modelleme gibi yazılımlar gerekiyor. Bunların hepsini kendi bünyemizde geliştirmiş durumdayız. Dünya ile haberleşmesi için bir haberleşme sistemine ihtiyaç var. Uydu görevini yerine getirirken Dünya’da bulunan operatörleri ile haberleşmesi gerekli. Uydunun görevini yapması için operatörlerin komut göndermeleri şart.Ayrıca uydunun durum bilgisinin de alınması lazım. Mesela ekipmanların sıcaklığı nedir, bataryanın ürettiği gerilim nedir gibi birçok verinin operatörlere ulaşması lazım. Ay’a gidecek bir araç bunlar haricinde bir çok alt sistem ve ekipman olacak. Bunların çoğunda katkımız olacak.
YUNANİSTAN BAŞARAMADI
Bu çalışmalar lüks değil
- Doç Dr. Mesut Gökten, uzay araştırmalarının lüks olmadığını vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu: “İnsanlar neden maraton koşuyorlar, çünkü başarma hissini yaşamak istiyorlar.Yani milli, gurur ve kişisel önemli bir etken. Yani işin bir de bilimsel merak tarafı var. Katma değeri olan birçok uzay uygulaması var. Dış bağımlılığı azaltması zaten söz konusu.Başkasına muhtaç olmadan kendi uydunuzu atabilmek tabi ki lüks değil.
YENİ REKABET ALANI
İlk 10 ülke arasına gireceğiz
AZ İNSANLA BÜYÜK İŞLER
- Enstitüde 500-600 kişilik bir insan kaynağıolduğunu söyleyen Mesut Gökten,“Çok az insanla çok büyük işler yapmaya çalışıyoruz. Normal şartlarda bu kadar işi yapmak için birkaç bin kişi lazım. Daha önce yurt dışında çalışan sonradan Türkiye’ye gelen insanımız var. Yurt dışında eğitim alan ya da bu alanda çalışan arkadaşlar artık buradalar. Uzaya ilgi artıkça daha kalifiye insanlar bu işe girmeye başlayacak”dedi.
TÜRKİYE 130 KM. GÖĞE ÇIKTI
3-4 AYA YENİ FIRLATMA
- DELTA-V’nin uzay çalışmaları konusunda başarılı bir şirket olduğunu belirten Gökten, şöyle devam etti:“Onlar da hibrit motor geliştiriyorlar ve sık sık başarılı roket denemeleri yapıyorlar. 3-4 ay içerisinde yeni bir fırlatma olacağını tahmin ediyorum. Fırlatmalar şu an Sinop’dan Karadeniz’e doğru yapılıyor. Türkiye’de ideal bir konum yok aslında, mecburiyetten Sinop kullanılıyor. Yurt dışı iş birliği ile bir uzay liman kurulacağı açıklanmıştı. Okyanusa kenarı olan ve güneyde olan bir yer olabilir. Ekvatora daha yakın olursanız daha az yakıt harcıyorsunuz.”