Anadolu İhtilali

04:0019/08/2025, Salı
G: 19/08/2025, Salı
Ali Saydam

Cumartesi günü bu köşedeki ilk yazımızı şu notla bitirmişiz: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşması yine çok etkiliydi. Özellikle Anadolu İhtilali kavramının altını çizmesi dikkat çekiciydi. Bu konuyu ayrıca ele alacağız.” Sözümüzde duralım… Şu sıra çevremizde ve içimizde olan biteni anlamak için Cumhurbaşkanı’nın sözünü ettiği kavramı, etkisini ve doğurduğu tüm sonuçları bütün boyutlarıyla anlamakta yarar var…. Hemen belirtelim: Bu kavramın sadece bu sütunlarda öneminin altının çizilmesi, tabii ki

Cumartesi günü bu köşedeki ilk yazımızı şu notla bitirmişiz: “Sayın Cumhurbaşkanı’nın konuşması yine çok etkiliydi. Özellikle
Anadolu
İhtilali
kavramının altını çizmesi dikkat çekiciydi. Bu konuyu ayrıca ele alacağız.”

Sözümüzde duralım… Şu sıra çevremizde ve içimizde olan biteni anlamak için Cumhurbaşkanı’nın sözünü ettiği kavramı, etkisini ve doğurduğu tüm sonuçları bütün boyutlarıyla anlamakta yarar var….

Hemen belirtelim: Bu kavramın sadece bu sütunlarda öneminin altının çizilmesi, tabii ki yeterli olmayacaktır. Başta
İletişim Başkanlığı
olmak üzere Cumhurbaşkanlığı Sistemi içindeki tüm ilgili mercilerin
ortak hedef ve koordinasyonu
doğrultusunda,
iletişim ve ilişki yönetimi
kuramları içinde “
iç satın alma
” ya da “
algılama
yönetimi
olarak karşılık bulan bir hedefle çeşitli proje ve aksiyonlarla konunun
içselleştirmesi
, geniş kitlelerce
sahiplenilmesi
sağlanmalı ve geçmişle kurulacak anlam ve amaç bağıyla ‘ülkenin gelecek tasarımı’ net bir şekilde ifade edilmelidir…
Cümle biraz uzun ve karmaşık gibi oldu… Olsun… Muradımızı anlatmak adına bu riski almalıyız bazen… Çünkü endişemiz var…
Türkiye Yüzyılı
gibi ortaya büyük hedeflerle atılan ancak yukarıdaki paragrafta ifade etmeye çalıştığımız çerçevede gerekli iletişim ve ilişki boyutunda uzunca bir süre işlenmediği için
tavsamaya
terkedilmiş izlenimi yaratan siyasi çözümleme araçlarında gelinen nokta bizi endişelendiriyor…
Allah’tan
Terörsüz Türkiye
projesi henüz benzer bir tehditle karşı karşıya değil… Orada sadece komisyona verilen adın amatörlüğü karşısında ve
açıklık
/
şeffaflık
ilkesine gereken özenin gösterilmemesi olasılığı belirdiğinde endişelenmiştik… Ancak korktuğumuz gelmedi başımıza…
Arama motorlarında çift tırnak içinde “Anadolu İhtilali” yazıp küçük bir araştırma yaptığınızda; karşınıza iki eksende haberler ve yorumlar çıktığını görüyorsunuz: Biri,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
’ün liderliğinde başlatılmış olan
Anti-Emperyalist, Millî Bağımsızlık ve Bölünmez Bütünlük
’ten yana bir kurtuluş ve kuruluş mücadelesi… Diğeri ise 4 Kasım 2002 günkü
Sabah
gazetesinin manşetinde ifade edilen seçim zaferi. Aynen aktarıyoruz: “Anadolu İhtilali… Ankara’ya tepki AKP’yi ezici çoğunlukla tek başına iktidar yaptı… CHP muhalefette kaldı. Öteki partilerin hepsi sandığa gömüldü…”
Peki ondan sonra ne oldu…
Türkiye Cumhuriyeti
’nin kuruluşuyla birlikte, sadece savaşlarda hatırlandığı sanılan
Anadolu insanına itibarı iade edildi.
Siyaset içinde daha aktif rol almaya başlayan ‘
millet
’, ülkenin kendi kaderini tayin hakkını çok daha sağlam bir şekilde savundu…
Kalkınma
oradan başladı…
Benzer bir gelişme
AK Parti
harekâtıyla daha da hızlanarak hayata geçmiştir…
Anti-Emperyalizm, Millî Bağımsızlık, Bölünmez Bütünlük
her türden iç ve dış saldırıya karşı savunulmuştur…
Yatırımlar
Anadolu’ya yönelmiş, eğitim, kültür, sanat halkın katılımcı anlayışıyla geliştirilmiştir…
Cumhuriyet’in kuruluşu ile AK Parti icraatları arasındaki paralellik, eylem planları ve projeler ortaya konabilir; böylece ve Anadolu İhtilali’nin
anlamlanan pratiklerinin
geniş kitlelerce benimsenip sahiplenilmesi sağlanabilir…

Peki Sayın Cumhurbaşkanı, kavramı neden bir kez daha dile getirmiştir… Bu açıklamanın, konunun esasının kitlelere anlatılması maksadıyla duygu ve düşüncelerin tazelenmesi için topyekûn bir mücadele başlatılmasının bir tür ‘start’ işareti olarak algılanması son derece kıymetlidir…

Hep birlikte takipçisi olalım…

“Büyük Zafer” bir kez daha Kocatepe’de başlıyor

İş Sanat’ın “Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu”ndan derlediği özel eserlerle hazırlanan Anadolu Sergileri, “Büyük Zafer” seçkisi ile sürüyormuş.

26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe’den başlayan ve Mustafa Kemal Paşa’nın başkumandanlığında kazanılan Büyük Taarruz’un 103. yıldönümü nedeniyle 23-24 Ağustos tarihlerinde İş Bankası Kocatepe Şubesi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulacak yeni seçkide, Atatürk portrelerine ve Büyük Zafer’i betimleyen eserlere yer verilmiş.

İşte tam da bu! İş Kültür’ün sergileri, gerek biçimi gerekse de içeriğiyle yukarıda bahsettiğimiz “Anadolu İhtilali”nin doğru anlatılması ve geniş kitlelerce sahiplenilmesi için son derece uygun bir aksiyon!

Tabii bu türden işlerin ‘denk düşmesi’ yeterli olmayacaktır. Hedefe yaklaştıracak olan; belli bir stratejik hedef doğrultusunda tek elden planlanması, yürütülmesi, düzenli aralıklarla ölçümlenerek değerlendirilmesi ve yeniden planlanmasıdır…

Belediyeler ‘örnek’ de olabilir

“…Bir kuraklık haberi de Bodrum’dan geldi. İlçeye içme suyu sağlayan barajların su seviyesi düştü. Yarımadada su kesintileri yaşanıyor.” Kısa süre önce yayınlanan bir haberdeki bu cümleleri, son yıllarda çok duyduk. İklim krizi bir yandan, her yaz kapasitenin üzerinde ziyaretçinin akın etmesi diğer yandan Bodrum’un su problemini körüklüyor.

Bu arada Bodrum Belediyesi de kuraklığa çözüm olarak deniz suyunu içme ve kullanma suyuna dönüştüren ‘yüzer arıtma sistemi’ kurduğunu açıklamış. Blue Hybrid Solutions iş birliği ile hayata geçirilen “Yenilikçi Yüzer Deniz Suyu Arıtma Platformu” Türkiye’de ve dünyada ilk kez uygulanıyormuş. Yeni sistemle yılda 7 bin ton su tasarrufu ve 500 ton karbon emisyonu azaltımı hedeflenirken, günlük 20 ton temiz kullanma suyu üretmesi bekleniyormuş.

Platformun enerji ihtiyacı tamamen güneş panelleri ve 2 rüzgâr türbiniyle karşılanıyormuş. Arıtılan su, gıda taşımaya uygun bir hortumla karada bulunan 20 tonluk depoya aktarılarak park ve refüj sulamalarında, acil durumlarda ve gerektiğinde vatandaşların kullanımına sunulacakmış.

Yaklaşık bir aydır çalışan Platform’dan alınan numuneler, sistemin şu anda verimli ve doğaya zarar vermeden çalıştığını göstermiş…

Belediyelerimizden görmek istediğimiz hareketler işte böyle, vatandaşın ihtiyacına, doğanın korunmasına ve beldelerin, kentlerin geleceğine yönelik işlerdir… İnşallah, sistem planlandığı gibi çalışır da biz de memnuniyetle örnek gösteririz…

#Türkiye Yüzyılı
#Toplum
#Siyaset
#Ali Saydam