Ülkesini şikâyetle malul olmakla kalmayıp, emperyal ülkelerden destek ve medet de ummakla da meşhur Özgür Özel Bey, Hollanda’da Avrupa Sosyalist Partisi’nin (PES) düzenlediği Kongre’de yine bekleneni yapmış... Türkiye’de demokrasinin saldırı altında olduğunu iddia eden Özel, CHP’nin kurumsal kimliğinin saldırı altında olduğunu da söylemiş…
Özel: “Seçildiğimiz kongreleri iptal edip yerimize kayyumlar atamaya çalışıyorlar. Binalarımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Sokak ortasında bizlere kendi evlatlarını öldürmüş katiller saldırıyor, iki ay sonra tekrar serbest bırakılıyor filan. Gençler baskı altında. Ama sanmayın ki Türkiye’de bu kötü gidişat sonunda kaybediyoruz.”
Kendisinin bir üst makamı olarak gördüğü anlaşılan Avrupa’dan talepte bulunmayı da ihmal etmemiş Özel: “Lütfen Türkiye’nin güçlü ordusunun Avrupa’nın bir parçası olarak da sizinle birlikte olmasını sağlayın. Ama bunu sadece Erdoğan’la bir al-ver pazarlığıyla, Erdoğan’ın ordusunu alıp, Türkiye’deki antidemokratik uygulamaları görmemek, duymamak gibi bir şeyi asla yapmayın. Bütün irademiz bundan ibarettir.”
Nasıl?.. Bizce bir genel başkan ve partisi adına utanç verici, hatta skandal niteliğinde… Sanki son yerel seçimlerde demokrasinin tüm kuralları altında pek çok il ve ilçe seçimi kazanamamış ya da kazandığı seçimler elinden alınmış, ilgili belediye başkanları kriminal nedenlerle değil, fikirleri yüzünden tutuklanmışlar… Sanki…
Bitti mi? Tabii ki hayır!
Malumunuz Nobel Barış Ödülü, Venezuelalı muhalif siyasetçi Maria Corina Machado’ya ‘sunuldu’!.. İsrail’e açık destek veren, Netanyahu hükûmetiyle yakın ilişkileri olan ve 2019 yılınsa sarf ettiği “Venezuela’nın mücadelesi, İsrail’in mücadelesidir” sözleriyle bilinen Machado, ödülü aldıktan sonra da durmamış elbette… Şu açıklamasıyla safını gayet net belli etmiş: “Bu ödülü, acı çeken Venezuela halkına ve davamıza kararlı desteği nedeniyle Başkan Trump’a adıyorum.”
Yani, Venezuela’ya askeri müdahale edeceğinden söz eden Trump’a tam destek vermiş…
Konu, bir yere kadar bizim dışımızda gelişmişti; ta ki yolsuzluk davası nedeniyle tutuklu yargılanan İmamoğlu, Machado’yu “en içten duygularıyla kutlayana” kadar… Al bir de buradan skandal... Yeni bir utanç… Neyse ki İmamoğlu ‘kıvrak’ bir siyasetçi… Tepkileri görünce hemen çark etmiş ve “Haberim yoktu, üzgünüm” demiş…
Allah affetsin…
Öyle ya yeni bir şey öğrenmekten çok daha zordur alışılmışı bırakmak… Uzun, dolambaçlı yollar kullanılıyor bile olsa eskisi daha konforlu gelir… Psikologlara göre insan zihninin ‘tanıdık olana yönelme’ eğiliminden kaynaklanan bu tutum, atasözlerine bile konu olmuştur: “En iyi yol, bildiğin yoldur…”
Ülkemizdeki ilk şubesiz dijital banka Enpara’nın yeni reklamını izleyince bunları düşündük… İşleri gerçekten zor… Şube yok… Yani, mudiinin göz göze bakışacağı bir bankacı, kapısını çalacağı bir banka fiziki olarak yok…
Tabii bu aynı zamanda Banka’nın teknoloji kullanımından uzak belli bir hedef kitleye asla ulaşamayacağı anlamına da geliyor… Öte yandan operasyonel giderlerden kurtulmuş olmakla müşterilerine avantajlar sunabiliyorlar; bu da işin artısı…
Artılar ve eksiler hesaplandıktan sonra, olay, dönüp dolaşıp eski ‘alışkanlıkları bıraktırmaya’, iletişim terminolojisindeki ifadesiyle; hedef kitleyi firmanın arzu edilen ‘davranış değişikliğine’ doğrultusunda ikna etmesine kalıyor…
13 yıldır hizmet veren Enpara’nın müşteri sayısını internetten araştırdık; 8,5 milyon kişiye ulaşmışlar… Bu rakamın ne anlama geldiğini bulmak için bir de köklü tarihiyle bildiğimiz bankalara, yani ‘benchmark’lara baktık; sonuç hiç de küçümsenecek gibi değil…
Böylesini ben ilk defa görüyorum… 31 Ekim Cuma günü vizyona girecek “Bağlantı Hatası” filmiyle; ailede, okulda, arkadaş çevresinde ve dijital dünyada farklı biçimlerde süren ‘zorbalık’ meselesi konu edilmekle kalınmamış, bu hususun daha da görünür olması için “#BağlantıKur” adıyla bir de toplumsal hareket başlatılması planlanmış…
Yapılan çağrıda; akran zorbalığına ve toplumsal şiddetin görünmeyen biçimlerine karşı her yaştan izleyicinin ses yükseltmesi teşvik edilmiş. Vizyonla birlikte başlayacak #BağlantıKur sosyal farkındalık hareketine katılmak isteyenler; filmi izleyip sinema salonunda bir fotoğraf çekerek akran zorbalığına karşı buldukları güçlü ve vurucu bir sloganla birlikte Instagram’dan paylaşım yapacaklarmış…
Paylaşımlar sinema, medya ve psikoloji alanında uzman isimlerden oluşan jüri tarafından değerlendirilecek; en yaratıcı paylaşımı yapan kişi ise 1 milyon TL değerindeki büyük ödülü kazanacakmış…
Senaryosunu Ali Kobanbay’ın yazdığı, Gökçen Usta’nın yönettiği, Onur Tuna, Belçim Bilgin, Timur Acar, Asena Keskinci, Fatih Berk Şahin, Utku Coşkun ve Çağdaş Onur Öztürk’ün başrolleri paylaştığı “Bağlantı Hatası”; hem gençlerin yaşadığı görünmez travmalara hem de yetişkinlerin çoğu zaman farkında olmadan sürdürdüğü baskı kalıplarına ayna tutmayı amaçlıyormuş...
Konu gerçekten çok hassas… Cumartesi günü heyecanla takip ettiğimiz “İlkokul Çocuklarının Söz Varlığı Projesi”nin sunumunda da gündeme geldi… Enstitü Sosyal’in, Boğaziçi ve İstanbul üniversitelerinden hocalarla yürüttüğü bir yıllık çalışmayla varılan tahlillerden biri; kendisini yeterli sayıda kelimeyle ifade edemeyen çocuklar ile -ki bundan çocuklarıyla az konuşan ebeveynler sorumlu tutuluyor- ‘akran zorbalığı’ arasında ciddi bir paralellik olduğunun tespiti...
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.