Fıtrattan doğan ‘Diriliş’!..

04:0023/08/2025, Cumartesi
G: 23/08/2025, Cumartesi
Ali Saydam

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ortaya attığı o çok önemli kavramı kim, ne kadar sahipleniyor, içselleştiriyor, ifade edilmesi için ne boyutta katılım ve kararlılık gösteriyor henüz bilemiyoruz. O kavram, Anadolu İhtilali… Başta 19 Ağustos Salı günkü olmak üzere son yazılarımızda, uygun sohbet ortamlarında konunun önemini vurgulamak, katılımı, kararlılığı artırmak, geniş kitlelerce anlaşılmasını sağlamak için yapılması gerekenlere dair görüşlerimizi ifade etmeye çalıştık… Çalışmaya devam ediyoruz… Anadolu

Sayın Cumhurbaşkanı’nın ortaya attığı o çok önemli kavramı kim, ne kadar sahipleniyor, içselleştiriyor, ifade edilmesi için ne boyutta katılım ve kararlılık gösteriyor henüz bilemiyoruz. O kavram,
Anadolu İhtilali…

Başta 19 Ağustos Salı günkü olmak üzere son yazılarımızda, uygun sohbet ortamlarında konunun önemini vurgulamak, katılımı, kararlılığı artırmak, geniş kitlelerce anlaşılmasını sağlamak için yapılması gerekenlere dair görüşlerimizi ifade etmeye çalıştık… Çalışmaya devam ediyoruz…

Anadolu insanının, fıtratını olduğu kadar tarihinin dönüm noktalarını da anlatmaya muktedir bu kavram üzerine epeyce düşünüyoruz… Bu düşünme sırasında bir de yapay zekâya soralım, bakalım ilham olabilecek mi dedik… Tabii ilk ilhamı biz ona verdik: “Fıtrat odaklı bir bakış açısıyla Anadolu İhtilali…”

Bir cevap geldi ki sormayın… Bir miktar anlayan çıksa yeter:

“Tarih, yalnızca siyasi ve askeri olayların toplamı değildir; aynı zamanda toplumların
ruhundan, kültüründen ve inanç dünyasından
süzülen bir akıştır. Anadolu coğrafyası, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, nice savaşlara, göçlere ve direnişlere tanıklık etmiştir. Bu topraklarda doğan her büyük hareketin arkasında, Anadolu insanının fıtratında saklı olan
sabır, direniş, kanaatkârlık ve adalet arayışı
vardır. İşte ‘Anadolu İhtilali’ kavramı, yalnızca askeri bir bağımsızlık mücadelesini değil, aynı zamanda bir ruhun, bir iradenin
yeniden doğuş
unu ifade eder.
Anadolu insanı, zorlu tabiat şartlarıyla yoğrulmuş, toprağıyla özdeşleşmiş bir kişilik taşır. Çalışkanlık, kanaatkârlık, misafirperverlik ve dayanışma onun en temel özelliklerindendir. Fakat bu özellikler, edilgen bir
‘boyun eğme’ hâli değildir;
tam tersine, gerektiğinde ayağa kalkıp hakkını savunabilme gücünü de barındırır. Anadolu insanının sabrı, pasif bir sabır değildir;
‘dirençli sabırdır’.
Bu, tarih boyunca
işgallere, zulümlere ve adaletsizliklere
karşı ortaya koyduğu tavırda net bir biçimde görülür.
Anadolu İhtilali, yalnızca bir ulusal bağımsızlık mücadelesi değildir; o,
bir ‘ruh ihtilali’
dir. Yani halkın kendi özüne, kendi değerlerine ve kendi kaderine sahip çıkmasıdır. Bu ihtilal, dışarıdan dayatılan baskılara karşı verilmiş bir tepki olduğu kadar, içeride yozlaşmaya ve teslimiyetçiliğe karşı da bir silkiniştir. Anadolu insanının fıtratındaki iman, dayanışma ve bağımsızlık arzusu, bu ihtilalin ruhunu beslemiştir.
Anadolu insanı, tarih boyunca yalnızca bireysel kahramanlıklarla değil, toplumsal dayanışma sayesinde ayakta kalabilmiştir.
Kurtuluş Savaşı
’nda köylü kadının sırtında mermi taşıması, gençlerin cepheye koşması, esnafın varını yoğunu orduya vermesi; bu ihtilalin tabandan yükseldiğini gösterir. Bu dayanışma, Anadolu insanının fıtratındaki
‘biz’ bilinci
nin en somut tezahürüdür.”
Anadolu İhtilali meselesi,
AK Parti
için yeni bir silkinişin, dirilişin, yeni hedeflere ilerlemenin tetikleyicisi olabilir. İnşallah, özellikle ilgili çevreler Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği yöne koşmayı, kitleleri koşturmayı bilirler…
Tutar tutmasına da…

Ülker Çizi’den bir basın bülteni ulaştı. Aldık neşteri elimize… 161 sözcükten oluşan metin, kısa ve öz… Başka bir deyişle; derdini anlatacak uzunlukta, gereksiz laf kalabalığından uzak. Tam olması gerektiği gibi…

Yılların kraker markası için yaptıkları bu iletişimde çok doğru bir de bağlam kurmuşlar: “Yoğun trafikte açlığı yatıştırma çözümü… İstanbul’da sürücüler yılda ortalama 105 saati, yaklaşık 4,5 günü, trafikte bekleyerek geçiriyor...”

Firma aynı metinde, Çizi paketine yapıştırılabilen özel bir metal parçadan bahsetmiş. “Çizi Tutar” adını verdikleri bu aparat, tıpkı telefon tutucular gibi havalandırma paneline yerleştiriliyor ve sürücünün elinin altında, göz hizasında, anında ulaşabileceği bir yerde duruyormuş. Çizi Tutar’a sahip olmak isteyen 100 kişi için çekiliş düzenlenecekmiş…

Bu iletişim çalışması tutar tutmasına… Ancak iki husus gözümüze takıldı ister istemez… İlki 100 kişi… Ülker gibi bir dev için düşük kalacağından etkisinin de sınırlı olması muhtemel… Bir de küçücük parça için çekiliş yapılması biraz ‘kaş yaparken göz çıkartmak’ olmuş sanki…

İkincisi ise trafik kazaları için çok ciddi bir etken olan cep telefonu kullanımı yerine hoş bir alternatif bulunmuşken, buna iletişimde yer verilmemesi… Neyse, o kadar kusur kadı kızında da olur…

Mmm…

Stratejik iletişimde ‘marka konumlanması’ndan söz ederken ‘3M kuralı’ olayın anlaşılması için büyük kolaylık sağlayabilir: Mana, Mesele, Marka Gücü…

Mana ile kastedilen; kurum ya da ürün markasının ‘varoluş nedeni’dir… Bir kurum niçin var, diye sorulduğunda sadece “Kâr etmek” yanıtı alınıyorsa, uzun süre yaşama şansı da yok demektir…

Anglosaksonlar ilk M’nin cevabına ulaşmak için “What are you existing for?” diye sorarlar: Niçin varsın ki?.. Birey düzeyinde ise Alfred Adler, konuyla ilgili kitabının adını “Hayatın anlamı” (Der Sinn Lebens) koymuş…

İkinci M, hem birey hem de kurum için geçerli… Hayatta bir meselenin, bir derdinin olması… Önüne gelen her moda kavramı mıncıklamayıp, bir ya da iki konuya derinlemesine odaklanılması… Böylece ciddiyet ve samimiyetini gösterebilmesi… Koç Topluluğu’nun meslek liselerini, Eczacıbaşı’nın sanat ile bilişim, Sabancı’nın engellilere yönelik konuları sahiplenmeleri gibi…

Üçüncü M’de ise markanın genişleme kapasitesiyle doğru orantılı olan marka gücü hususu vardır… İşte buna çok iyi iki örnek önümüze geldi…

Beşiktaş, kulübe özel Adidas Samba modeli için anlaşmış… BJK’nin kuruluş yılına ve “Kara Kartallar” ifadesine atıfta bulunan detaylara, modelin tasarımında yer verilmiş.

Diğeri ise Kiğılı ve Fenerbahçe iş birliği: “FENERIUM X KİĞILI…” Taraftarlara yönelik koleksiyonda Fenerbahçe’ye özel renkler, modern tasarımlar ve yüksek konforlu kumaş teknolojileri kullanılmış.

#Siyaset
#Ali Saydam
#Politika