Lider, ‘seçilmiş davranış’ sergiler

04:0012/06/2025, Perşembe
G: 12/06/2025, Perşembe
Ali Saydam

Hayli dramatik ve yaralayıcı bir olay tabii ki… Genç, yakışıklı, başarılı, sevilen bir siyasetçi… Mutlu bir aile babası… Herkesle dost, iyi bir insan… Bir ton ihmal… Bir dizi dikkatsizlik… Civan gibi Ferdi Zeyrek başkanın canına mal oldu… Sevenlerinin, ailesinin, ülkemizin başı sağ olsun… Siyasi karşıtlıkların gömüldüğü cenazede bütün gönüller birdi… Çok az kişiye nasip olan olağanüstü duygusal bir atmosfer, bir birlik yaşandı… Gözyaşları sel gibi aktı… Tabii konuşmalar da bu duygusallıkla aynı

Hayli dramatik ve yaralayıcı bir olay tabii ki… Genç, yakışıklı, başarılı, sevilen bir siyasetçi… Mutlu bir aile babası… Herkesle dost, iyi bir insan…

Bir ton ihmal… Bir dizi dikkatsizlik… Civan gibi
Ferdi
Zeyrek
başkanın canına mal oldu… Sevenlerinin, ailesinin, ülkemizin başı sağ olsun…

Siyasi karşıtlıkların gömüldüğü cenazede bütün gönüller birdi… Çok az kişiye nasip olan olağanüstü duygusal bir atmosfer, bir birlik yaşandı… Gözyaşları sel gibi aktı… Tabii konuşmalar da bu duygusallıkla aynı paraleldeydi…

Bizim en çok ilgimizi çeken,
Özgür Özel’in
konuşmasıydı… Mikrofonların önüne geçti,
içinden geldiği gibi
konuştu… Sorun da buydu zaten; içinden geldiği gibi konuşması…
Türkiye’nin geleceğinin yönetimine talip, bırakın iktidar değişikliğini, sistem değişikliği iddiasında, kitleleri peşinden sürüklemek ve ikna etmek, onlara örnek ve lider olma hedefiyle hareket eden bir siyasetçi içinden geldiği gibi davranabilir mi? Yoksa,
seçilmiş davranış
mı sergilemelidir?

Çok yakın arkadaşını kaybetmişti, anlıyoruz… Bu kaybın bütün yükünü omuzlarında hissediyordu, farkındayız…

Ancak bu durum, markası ayan beyan gözüken (bir siyasi lider ülkenin şu anki ekonomik durumunda hedef kitlesinin erişmekte zorlandığı markaları sergileyemez) yazlık bir gömlekle kürsüye çıkıp ne söylediği anlaşılamayacak şekilde ağlayarak şu sözleri dile getirmesini bağışlatmaz: “Bizim yükümüz her şeyden ağır. Manisa’yı emanet etti gitti. Ne yapacağız, bilmiyorum…”

Siz her şeyi bilmek durumundasınız Sayın Özel… Bilmeseniz de -mış gibi yapmak, halkın duyduğu
güveni
sarsmayacak, bilakis onun umutlarını ayakta tutacak ve yeşertecek tavır sergilemeniz gerekir… Seçilmiş davranıştan kastımız da budur…

Sizi anlamadığımı söylersem zalimlik olur… Yakın arkadaşımın arkasından kürsüye çıkmak durumunda kalsam, sizden beter bir hâlde de olabilirdim. Ancak ben, Türkiye’nin gelecek yönetimine talip bir siyasetçi değilim…

Markalar için ‘ölümsüzlük’ iksiri

Onasıl başlık öyle, diye düşünenler çok haklı… İddia konusunda elimizi korkak alıştırmadık… Ancak vazgeçmeye de niyetimiz yok…

Markalar için de halkın beğenisi için yarışan şöhretler ve pek tabii siyasetçiler için geçerli, sihirli değil, son derece bilimsel iksiri açıklıyoruz: Araştırmalar…

Hedef kitlenin özelliklerini, tercih ve beğenilerini, eğilimlerini ve görüşlerini açıklayan araştırmalar…

Bu bağlamda incelediğimiz son çalışma Abdullah Tivnikli Vakfı himayesinde İstanbul Araştırma ve Eğitim Merkezi (İSAR) tarafından yürütülen “Türkiye Genel Sosyal Saha Araştırması (TGSS) 2024”…

TGSS, ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve politik yapısını derinlemesine analiz etmeyi hedefleyen kapsamlı, yenilikçi ve öncü bir çalışma olarak tanımlanıyor. Eğitimden aile dinamiklerine, politik tutumlardan sosyal ilişkilere kadar geniş bir konu yelpazesine sahip Araştırma, Amerikan Genel Sosyal Araştırması (GSS), Avrupa Sosyal Araştırması (ESS) ve Dünya Değerler Araştırması (WVS) gibi küresel çalışmaların metodolojik yaklaşımlarından ilham alarak tasarlanmış. Ayrıca Türkiye’ye özgü toplumsal dinamikleri küresel eğilimlerle kıyaslanabilir bir çerçevede değerlendirme imkânı sunmaktaymış.

Türkiye’yi, hedef kitlesini okumak ve anlamak, sonra da ona uygun mesajlar tasarlayarak iletişim yapmak isteyenler için araştırmadaki (tamamı için: https://shorturl.at/stG23) bazı veriler şunlar:

Yetişkinlerin %61,7’si evliymiş. Hiç evlenmeyen bireyler örneklemin yaklaşık %28’ini, boşanmış bireyler ise %4,5’ini oluşturmuş. Evlenmiş bireylerin %42 eşiyle kendisi tanışarak evlendiğini belirtirken %38 ise görücü usulü ile evlenmiş.

Ekonomik sorunlar, Türkiye’deki en önemli tehdit unsurları olarak öne çıkmış: Hayat pahalılığı (9,19), enflasyon (9,16) ve işsizlik (8,38) gibi konular, katılımcıların tehdit algısında ilk sıralarda yer almış. Kadın cinayetleri (9,1) ve uyuşturucu kullanımı (9,1) ise toplumsal güvenlik açısından ciddi endişe yaratan diğer konularmış.

Uyuşturucu bağımlıları (%90) ve alkol bağımlıları (%80), katılımcıların komşulukta en rahatsızlık duyduğu toplumsal gruplarmış. Farklı dil, din ve ırka sahip bireylere yönelik rahatsızlık oranlarının nispeten düşük olması, toplumsal kabulün daha yüksek olduğuna yorulmuş. Toplumsal kimliklere yakınlık ve uzaklık incelendiğinde, en güçlü aidiyetin Müslüman kimliğine (7,93) karşı hissedildiği görülmüş. Türk milliyetçisi (7,78) ve Atatürkçü (7,21) kimlikleri de güçlü aidiyet hissedilen kategoriler arasındaymış.

‘Fun fact’ faktörü

Neymiş o ‘fun fact’; yani ‘ilginç bilgi’ faktörü? Hemen bir örnek verelim… Indomie Türkiye, dünyayı günde 1,5 kez, yılda 461 kez dolaşacak miktarda noodle üretiyormuş. Markanın her bir paketinde yaklaşık 15 metre noodle varmış.

İlginç, öyle değil mi?!..

Bu türden haberlere zaman zaman rastlarız... Ortalama bir büyükbaş hayvan yılda 5-6 ton arasında yem tüketir... Kedilerin her bir kulağında 32 adet kas bulunur... On sentlik madeni paranın kenarında 118 çıkıntı vardır... Çoğu insanın kendi dirseğini yalaması imkânsızdır...

Kayıtsız kalmak mümkün değil... TV’de duysanız şöyle bir bakarsınız, gazetede rastlasanız gülümseyerek okursunuz… Hatta en çok çocukları eğlendireceği için onlarla paylaşmaktan keyif alınacak haberlerdir bunlar…

Yalnızca ‘tanınma’ odaklı iletişim uygulamalarının bir örneği olan ‘fun fact’ kullanımı, aslında Anglosaksonların ‘publicity’ dediği ‘medyada görünürlük’ sağlama üzerine bir hamle olarak kabul edilmelidir…

İletişimde yeri var mıdır? Vardır… Kullanılır mı? Neden olmazsın? Ancak, beğeni ile desteklenmez ve sadece tanınma yolunda ilerlenirse; sonuç “Sermayeyi kediye yüklemekten” farksız olur… O nedenle dozu iyi ayarlamakta ve beğeniyi artıracak hamlelerle bir bütün olarak değerlendirmekte yarar vardır…

#Toplum
#Aktüel
#Ali Saydam