Bugün İstanbul’da iki ilginç etkinlik var… Biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla kurulan “Cumhurbaşkanlığı Çocuk Orkestrası ve Korosu”nun AKM’deki Türk Telekom Opera Salonu’nda vereceği konser… Diğeri ise İçişleri Bakanlığı’nın desteğiyle Medya Platformu Derneği tarafından düzenlenen “Terörsüz Türkiye Yüzyılı” Kongresi… İkisini de izlemenizi tavsiye ederiz…
Kongre kapsamında dört ayrı oturumda, “Terörsüz Türkiye Yüzyılı” idealinin farklı boyutları ele alınacakmış: Toplumsal ve Bölgesel Tahayyüller, Sanatsal ve Kültürel İzdüşümler, Basın ve Medya Kadrajları, Akademik ve Düşünsel Kodlar…
Şehit Anneleri, Diyarbakır Anneleri ve Evlat Nöbeti Babaları (ilk defa duyuyoruz) başta olmak üzere sanat, medya, akademi, siyaset ve sivil toplum dünyasından birçok ismi bir araya getirecek Kongre’de, ülkemizin teröre karşı yürüttüğü mücadelede toplumsal dayanışmayı güçlendirmek amaçlanıyormuş.
Bazı konular vardır ki, toplumun tüm kesimlerinin mutabakatının sağlanması arzulanır… Bunu başarmanın hiç de kolay olmadığının farkındalığıyla yılmadan, usanmadan bilgilendirmeler yapılmalı, görüşler alınmalı, tüm kesimlerin bu işin bir parçası olması sağlanmalıdır…
İşte “Terörsüz Türkiye” işte tam da böyle bir konu… Herkesin, ama herkesin ‘sürece ikna edilmesi’ elzemdir. Özellikle de çevremizdeki ve bazı ülkeler bu projenin hayata geçmemesi için ağır çaba harcarken…
Kaldı ki, araştırma şirketi AREDA tarafından yayınlanan “Sosyometre”nin Mayıs ayı raporuna göre “PKK’nın silah bırakacağına inananların oranı yüzde 42,6” imiş… Bu da ikna edilmesi gereken yüzde 60’lık bir kesimin varlığına işaret ediyor…
Kongreler, toplantılar, ziyaretler, broşürler, kitaplar, TV programları, radyo yayınları, dijital medyanın her detayının kullanılması, tanışmalar, karşılaşmalar, gençler için daha hareketli etkinlikler, doğrudan tanıklar ve mağdurlara özel çalışmalar… Akla gelebilecek tüm araçlar, sistemli, başka bir deyişle stratejik planlamanın birer parçası olarak tasarlanmalı ve devreye alınmalıdır…
Öyle ki bu işin sonunda herkes “Türkiye ve geleceği için en doğru yöntemle ilerlendiği” hususunda ikna edilmelidir… Tabii ‘sonrası’ iletişimi ile de desteklenmesi şarttır…
O nedenle “Terörsüz Türkiye Yüzyılı” Kongresi çok kıymetli bir etkinliktir. Hem sonuç bildirgesini hem de başka etkinlikler ve buluşmalarla zenginleştirilmesini heyecanla bekliyoruz.
Marmaris’teki eğlence mekânlarının mide bulandırıcı görüntüleri ilgili herkesi harekete geçirmiş durumda… Turistleri rahatsız ettiği söylenen mekânlar derhal kapatıldı. Durumu tahlil etmek ve bundan sonra yapılacakları tespit etmek üzere çalışmalara gecikmeden başlandı…
Son olarak, Muğla’da, 11 ilden valiler, güvenlik yöneticileri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla “Turizm Güvenliği Koordinasyon Toplantısı” düzenlendiği medyaya yansıdı…
Toplantıdan kurumlar arası iş birliği, denetimler, idari ve adli işlemler hakkında pek çok karar çıkmış… Bunlardan biri, şu ifade özellikle dikkatimizi çekti: “Tüm uygulamalar ölçülülük, adalet ve nezaket ilkeleriyle yürütülecek; turistlerin rahatsız edilmemesine özen gösterilecek.”
Başka toplantıların karar tutanaklarına benzer bir cümle girmiş midir, bilmiyoruz… Ama bu, bize hayli zarif geldi…
Turistik işletmelerde yaşanan bazı olaylar neticesinde söz konusu adımların hızla atılması ve kamuoyuyla paylaşılması, olası bir krizi önlemek bakımından zaten son derece yerindeydi… -
Ancak, ölçülülük, adalet ve nezaket vurgusu, iletişim uygulamalarında asıl puanı aldıran ‘beklentinin ötesinde davranış’a örnek bir ifade olmuş.
2025 yılının ilk çeyreğinde turizmden 9,5 milyar dolar gelir elde eden Türkiye, BM Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, 2024 yılında dünyanın en büyük 4. turizm pazarı olmuş. Geçen yıl 62,2 milyon turistin ziyaret ettiği ülkemiz, 2025 yılını 65 milyon ziyaretçi ve 64 milyar dolar turizm geliriyle kapatmayı hedefliyormuş…
Bizi bu hedeflerden alıkoyacak, ülke itibarına ve dolayısıyla millî ekonomiye zarar verebilecek uygulamalarda en üst düzeyde titiz davranıldığını görmek memnuniyet verici… Yeter ki alınan kararlar, temenni düzeyinde kalmayıp aksiyona dönüşsün…
Vakko’nun 90 yılı aşan tarihi, Türk giyim sektörünün bir tür gurur tablosudur… Vakko Grup tarafından yayınlanan “Bir Vakko Kitabı” adlı yayında işte bu tarih anlatılıyor. Marka’nın doğuşundan bugüne uzanan dönüm noktalarını, ikonik fotoğraflar, özel belgeler ve anekdotlarla ifade eden kitap, modanın ötesine geçerek bir yaşam tarzı sunma çabalarının nasıl şekillendiğine de ışık tutuyor.
Moda, sanat, eğitim, gastronomi ve konaklama alanlarında faaliyet gösteren Marka’nın çok katmanlı dünyası, zarafet, özen ve yenilikçilik gibi Vakko değerleri merkeze alınarak ifade edilmiş…
Gönderdikleri basın bülteninde bir de iddia ortaya konuluyor; “Kitap, yalnızca markanın değil; aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme sürecine eşlik eden bir kültür mirasının temsilcisi niteliğini taşıyor.” Haksız değiller… Hakko ailesi, Türkiye’de, Türkiye’yi hasarlayan bazı ‘beyni vaftizlenmiş’ Türk’ten çok daha fazla ülkesine, değerlerine sahip çıkan ekalliyet kesiminin önemli temsilcilerinden biridir…
Vakko’nun modanın ötesine geçerek, markasını belirledikleri ‘yaşam tarzı’ ile özdeşleştirebilmesi, bir konumlandırma başarısıdır.
Sanat, eğitim, gastronomi ve konaklama alanlarındaki işleri, akıllı marka genişlemesinin önemli birer örneğidir.
Hedef kitlelerine uygun, onların nezdinde manalı ve itibarlı değerlere sahip olduklarını tekrar tekrar ifade etmeleri, akıl kadar duygulara hitap eden bir iletişim hamlesidir.
Ferit Edgü’nün bulduğu “Moda Vakko’dur” sloganı dahi, tek başına reklam tarihinde özel bir başlıkta incelenebilir…
Kutluyoruz…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.