FETÖ’cüler iktidarı zor durumda bırakmak için büyük projeleri engelleme peşindeler!

15 Temmuz’un ardından FETÖ ile önemli bir mücadele verildi. Ancak örgüt yöneticiliğinden ve üyeliğinden hüküm giyip tahliye olanlar ya da yargılaması devam edenler yine işbaşında. Bu FETÖ’cüler bürokratik uzantılarıyla temel hizmetlerde, işleri sümen altı ediyor ya da yavaşlatıp vatandaşı bezdiriyor.15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ile hükümeti devirmeye çalışan FETÖ’cüler boş durmuyor. Sabıkalı geçmişleri ve kimlikleri ilgili yerlerde bilinmesine karşın gereği yapılmadığı için rahat durmayan bu kişiler, deşifre olmamış örgüt elemanlarını da kullanarak hainliklerini sürdürüyor. Türkiye’nin ekonomisi ve geleceği için kritik önemde büyük atılımlar ve projelerin önüne takoz koyuluyor. Bürokratik uzantıları eliyle iş yavaşlatma, sümen altı etme, temel hizmetlerde vatandaşı bezdirerek devlet dairelerinden soğutarak devletle karşı karşıya getirme gibi hedefler güdülüyor.

Edinilen bilgilere göre FETÖ soruşturması kapsamında örgüt yöneticiliği ve üyeliğinden yargılanıp hükümlülük süresini tamamlayan FETÖ’cüler yeni bir organizasyon peşinde. Kriminalize olmuş isimlerin kim olduğu, geçmişleri, 15 Temmuz sürecindeki rolleri ilgili birimlerce bilinmesine karşın cezaevi sonrası davranışları konusunda gereğinin yapılamadığına dikkat çekiliyor. Soluğu dışarıda alan etkili örgüt elemanlarının deşifre olmayan FETÖ’cüleri kışkırttığı istihbar edildi. Cezasını çeken örgüt yöneticileri tarafından bürokrasi içinde bulunan kripto elemanlar harekete geçiriliyor. Bu şekilde vatandaşın devlet dairelerindeki işleri yavaşlatılıyor, görev yapılan kurum ya da kuruluşun en temel hizmetleri yerine getirmemesi için çaba harcanıyor. Kriptolar aracılığıyla eğitimden sağlığa, ulaşımdan adalete, çevreden vergiye, her alanda vatandaşın işi yokuşa sürülüyor. Bununla ‘devletin vatandaşa sahip çıkmadığı’ algısı oluşturulmaya çalışılıyor.

Kanlı darbe girişiminin ardından devlette FETÖ temizliği yapılmıştı. Kamudan ihraç edilen örgüt üyelerinin yanı sıra FETÖ nedeniyle soruşturması devam eden 61 bin 796, ilk derece yargılaması devam eden de 23 bin 52 kişi bulunuyor. Darbe girişiminde silah çeken, halkın üzerine tankları süren, helikopter kullanan, bomba atan ve fiilen orada milletine karşı koyan darbeci teröristlerle ilgili mahkûmiyet kararı ise 4 bin 891. Söz konusu sayının bin 634’ü ağırlaştırılmış müebbet, bin 366’sı müebbet hapis cezası iken bin 891’i de süreli hapis cezaları. 2 bin 870 kişi hakkında da fiili darbe davalarında beraat kararı verildi. Cezaevinden çıkan FETÖ’cüler arasında üst düzey eski yargı ve emniyet mensubu ile bürokraside kritik görevlerde bulunan isimler de var. Bu çerçevede dikkatler FETÖ’nün ‘beyin takımı’ olarak gösterilen bu kişilerin tahliye sonrası davranışlarına çevrildi.

Türk Devletleri Teşkilatı üyesi Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan, KKTC'yi tanımazken Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne büyükelçi atama kararı almıştı. TVNET'te canlı yayınlanan Akıl Odası programında skandal kararı değerlendiren Avni Özgürel, yaşananların ardındaki FETÖ parmağına değindi. "Biz FETÖ'yü iyi analiz etmedik" diyen Özgürel, "FETÖ'nün Orta Asya ülkelerine ne kadar nüfuz ettiğini tahlil edemedik. 10-15 sene süreç içerisinde yetişen nesiller var. Bu mantıkla yetişen kuşaklar oralarda yönetim katına geldi." diye konuştu.

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturmalarda Milli İstihbarat Teşkilatına sızan örgüt üyeleri de deşifre olmuştu. Bu kapsamda örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı tespit edilen Milli İstihbarat Teşkilatı çalışanı Sefa Yunus Cihangir, FETÖ terör örgütü üyeliği ve siyasal ve askeri casusluk suçlarından gözaltına alınmıştı. Yakalandıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen örgüt üyesi, 2013 yılında Maliye Bakanlığı'nda çalışırken örgüt evinde kaldığını, MİT Başkanlığı sınavlarına girip kazanmasının ardından göreve başladığını. Örgüt evine giderek Bylock programını yüklediğini de itiraf eden sanık, 2015 yılı Şubat ayında asaleti tasdik olmadığı için kurum ile ilişkisi kesildiğini, 2017 yılı Ekim ayına kadar örgütün kullanmış olduğu kriptolu internet tabanlı facebook görünümlü bir program üzerinden örgütle irtibatının devam ettiği, işsiz olduğu dönemde örgütün kendisine para verdiğini söylemişti.

FETÖ'cü hakkında MİT'in mahrem yapılanması içerisinde yer alan gizli tanık Ressam da bilgi vermişti. "Ressam. Gizli Tanık, Cihangir'in görevinden dolayı sahip olduğu bilgileri örgüte aktardığına bir iki kez katıldığı toplantılarda şahit olduğunu, bir sonraki MİT'te çalışacak örgüt mensuplarının önünü açmak için sınavlarda ne yapılacağına dair stratejiler geliştirdiklerini söylemişti.

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Sefa Yunus Cihangir, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığı için FETÖ üyeliğinden aldığı cezası ertelendi. Siyasal ve askeri casusluktan 15 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılan FETÖ üyesi kararı Yargıtay'a taşımıştı. Terör suçlarıyla yetkili Yargıtay 3. Ceza Sefa Yunus Cihangir'e verilen askeri ve siyasal casusluk cezası gizli tanık ifadesinin tek başına delil olmadığı, gizli tanık beyanının başka delillerle desteklenmediğini belirtilerek casusluk suçundan verilen ceza bozulmuştu. Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararı Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermesinin ardından Sefa Yunus Cihangir tahliye edilmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı itirazın ardından Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Cihangir hakkında casusluk suçundan verilen beraat kararını kaldırdı. Yeniden sanığın dosyasını gündeme alan Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sanığın casusluktan cezalandırıldığı kararı onadı. Karar, Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.