Dünya, Gazze’nin karşısında ve bir yol ayrımının eşiğinde artık. Çünkü Dünya, İsrail’i kusuyor. Dünya, Siyonizm belasından yaka silkiyor. Siyonist Yahudilerin, kendileri dışındaki tüm insanlardan, uluslardan, milletlerden nefret ettiği ve hayvandan daha aşağı gördüğü o vahşi “inançla” yüzleşiyor.
Dünya, intikam duygusunu kuşanıyor. Gazze’de ölen her bebeğin ahının alınacağı günü bekliyor. Müslümanlar, Hristiyanlar, Anti Siyonistler, Budistler, Ateistler, Agnostikler, Doğulular, Batılılar, Kuzeyliler, yerliler ve şehirliler… İtibarlarını, haysiyetlerini ve şereflerini yeniden kazanmanın, özgür olmanın, insan olmanın, vicdanlarını hissetmenin önündeki tek engeli artık çok net olarak görüyorlar… Gazze insanlığı yeniden inşa ediyor. Gazze; İsrail’i ve onu besleyen Siyonizm terörünü alaşağı ediyor.
Biliyorum iddialı sözler bunlar. Ancak gidişat çok net bu yönde. İnsanlık geri dönüşü olmayan bir yola girdi. Bunu görmemek için ya manen kör olmak ya da “esaret” altında yaşamayı kabullenmek gerek.
Dünya ve özellikle Avrupa halkları Nazileri durdurmamanın, Nazileri sorgulamamanın günahıyla yaşamanın ağır bedelini yıllardır ödüyordu. Halklar, uluslar şimdi dağa ağır bir bedel ödemek istemiyorlar.
Bu duygudan beri olanları ise dini ve milleti fark etmeksizin Gazze’den daha ağır bir soykırım bekliyor. Dünya işte bu idraki yaşıyor.
Shakespeare’in Venedik Taciri adlı oyunundaki Shylock karakterinin bir tiradı vardır. Duygusaldır. Sarsıcıdır. İntikam doludur. Hıristiyanlardan intikam almakta kararlı kötü niyetli bir Yahudi tefeci olan Shylock oyunda şöyle der:
Aslında Shakespeare’in sahneye koyduğu Venedik Taciri döneminde antisemit bulunmuş ve Nazi propagandası olarak algılanmıştır. Yani Naziler bu tiradı, öldüremedikleri Yahudilerin bir gün intikam alacağının korkusunu yaymak ve buna fırsat verilmemesi gerektiğinin inancını inşa etmek için kullanmışlardır.
Avrupa’da Nazi devri kapanınca diyaloglar, kostümler değiştirilmiş ve Shylock; sahnede bir ileri bir geri koşturan, garip gırtlak sesleri, homurtular ve çığlıklar atan uzun gagalı bir Yahudi değil de nezaketi, saygıyı hak eden bir “insan” olarak tasvir edilmiştir. Zaten Holokost endüstrisi de bu tiradı önemli araçlarından biri haline getirdi ve Siyonistler, “Biz haksızlık ettiniz ve şimdi intikam alıyoruz. İtiraz bile edemezsiniz” sınırsızlığını, inançlarıyla birleştirip tahakküm politikasını dönüştürdüler.
Ancak o sözler, bütün insanlık için makul ve makbul bir intikamın ve mutlaka adaletli bir hesaplaşmanın referansıdır. Çünkü dünya Gazzelilerin gözleri, elleri, organları, boyutları, duyuları, tutkuları olduğunu çok iyi biliyor. Dahası şu; soykırım karşısında elinden zulmü haykırmaktan başka bir iş gelmeyen binlerce, milyonlarca insan; kendi kanını, kendi canını Gazze’deki bebeklerin canından, kanından üstün görmüyorlar. Böyle bir yaklaşımdan, düşünceden ve üstünlükten kalplerini menederek “divan günü”nü bekliyorlar.
Bakın, İsrail’i tüm suçlarıyla yargılayan Gazze Mahkemesinin (Gaza Tribunal) Saraybosna’daki sonuç bildirisi açıklandı. Mahkemenin, Avrupa’nın en uzun ve kanlı kuşatmasına şahitlik etmiş, sadece Müslüman oldukları için dünyanın gözü önünde soykırıma uğramış Saraybosnalıların ev sahipliğinde yapılması çok manidar. Gazze Mahkemesi Üyesi Prof. Dr. Penny Green’in okuduğu bildiride geçen “Filistin’de süren soykırıma karşı ortak ahlaki öfkenin ilan edildiği” cümlesi tüm insanlığın duruşudur.
Evet, işte tam olarak bundan bahsediyordum. Son derece ahlaki, ortak ve kaçınılmaz bir öfke! Bu öfke belki hemen şimdi soykırımı durdurmaya yetmeyecek ama yakın gelecekte bu duyguya daha çok ihtiyacımız olacak. Unutmak, affetmek, kabullenmek, zamana bırakmak söz konusu olmayacak. Bu öfke bizim şimdiki tek umudumuz…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.