Evrensel bir ahlâkın bulunup bulunmadığı tartışıladursun; bizim (İslam ümmetinin ve Müslüman kavimlerin ve bu arada Müslüman Türklerin) bir ahlâk anlayış ve uygulamaları vardır ve bunun kökeninde, temelinde Kitabıyla, Sünnetiyle, ahlâk kahramanlarıyla İslam vardır.
İslam kültür ve medeniyetinden bütünüyle Batı uygarlığına cebren yönlendirilen halkımız (ve birçok İslam topluluğu) iki arada bir derede kaldılar; çok şükür Batılı olmadılar, ama ne yazık ki, kendi değerlerinden hayli kayıp verdiler.
İşte bu yüzden bir kısım insanımız (vatandaşlarımız) eşcinselliği savunurken “Bu da bizim ahlâkımız” deme noktasına geldiler.
Dünyaca gelinen noktada yaratılış gayemizi gerçekleştirerek var olmak mümkün değil miydi?
Mümkündü.
Bunun için aile, toplum ve devletin iş birliği gerekiyordu; işte bu olmadı. Cebrî kültür değişimi, halk, “aydınlar” ve devleti böldü, birbirine zıt istikametlerde yürüyüş oluştu.
Batıdan alınacaklar konusunda düşünürlerimizin farklı yaklaşımları oldu; “Bir iğne bile alınamaz” diyenler de oldu, mesela Âkif merhum gibi şöyle düşünenler de oldu:
Garbın eşyası, eğer kıymeti haizse yürür;
Moda şeklinde gelen seyyie gümrükte çürür
Japonya demiş iken şu alıntıya da dikkat çekmek istedim:
“Japon toplumundaki toplumsal cinsiyet normları, tarihsel olarak Konfüçyüsçülüğün etkisinden evrilen ataerkil hiyerarşilerle sıkı sıkıya bağlantılı. Bir erkeğin rolü, evin geçimini sağlayan kişi ve ailenin reisi olmakla bağlantılı. Kadınlar ise aksine, eşler ve bakıcılar olarak görülüyor ve nihayetinde aile reisine boyun eğiyor. Çocuklara bu normlar küçük yaşlardan itibaren öğretiliyor. Araştırmalar, Japon anaokulu öğretmenlerinin cinsiyetçi konuşma ve davranış kalıplarını teşvik ederek çocukları çeşitli cinsiyet rollerine konumlandırdıklarını gösteriyor. Kızlar yumuşak konuşuyor ve sevimli, tehditkâr olmayan bir şekilde davranıyor. Erkek çocuklar ise aksine daha baskın bir dil ve davranış kullanıyor. Çocuk kitapları ve TV programları genellikle bu hiyerarşik dilsel kalıp ve davranışları devam ettiriyor. Bu inanç ve değerler, hâlâ erkeğe dayalı eve ekmek getiren/kadına bağımlı modele dayanan Japon işyerindeki işe alma uygulamalarını ve örgütsel davranışı etkiliyor…”
Eğitim çevreleri arasında uyum bulunmayınca hükmümüzün geçeceği iki önemli çevre aile ve arkadaştır.
Gelecek yazıda aile ve arkadaşa bakalım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.