Türkiye’de din projesi olan tek parti CHP’dir

MHP'nin eski Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Meclis Başkanlığı seçimleri ile ilgili “CHP'nin adayını destekleseydik, AK Partililer 'Dinsiz partinin adayına oy verdiniz' derlerdi” diye bir açıklama yapınca kıyamet koptu. Ve süreç Halaçoğlu'nun görevden alınmasına kadar vardı.İyi bir tarihçi olan ve bir dönem Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da Yapan Yusuf Hoca, CHP'ye dinsiz demekle bence hem çok büyük ayıp etti, hem de tarihi bir hata yaptı. Aksine Türkiye'de dini olan ya da dinle ilgili projesi

MHP'nin eski Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Meclis Başkanlığı seçimleri ile ilgili “CHP'nin adayını destekleseydik, AK Partililer 'Dinsiz partinin adayına oy verdiniz' derlerdi” diye bir açıklama yapınca kıyamet koptu. Ve süreç Halaçoğlu'nun görevden alınmasına kadar vardı.

İyi bir tarihçi olan ve bir dönem Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da Yapan Yusuf Hoca, CHP'ye dinsiz demekle bence hem çok büyük ayıp etti, hem de tarihi bir hata yaptı. Aksine Türkiye'de dini olan ya da dinle ilgili projesi olan tek parti CHP'dir.

Tarihçi Halaçoğlu'nun, anlaşılan CHP'nin 10 Mayıs 1946 tarihli kurultayında ele alınan din reformu raporundan haberi yok. O rapora göre CHP'yi dinsizlikle itham etmek çok büyük haksızlık olur. 6 maddeden oluşan raporda bakın neler var.

1. Din işlerini dünya işlerinden tamamıyla ayırmış olan bir rejimde Diyanet İşleri Reisliği gibi bir teşkilatın yer almaması,

2. Kur'an ve din tatbikatının öz Türkçe olarak tanzim ve tertibi,

3. İbadet yerleri Türk'ün geleneğine uygun bir tarza konularak Halk Evlerinin ibadet yeri, ibadet yerlerinin de Halk Evine benzer bir şekilde ifrağı,

4. Rühbanlığın icabatı olan her şeyin silinmesi ve ezcümle sarık, cübbe ve din tatbikatında kullanılan her nevi kıyafetin ilgası,

5. İbadet usul ve zamanlarının tanzimi,

6. Diyanet Reisliği yerine dil kurumuna benzer bir teşkilat ikame edilerek din teşkilatının devlet bünyesinden çıkarılarak millete mal edilmesi.

Ta 1946 yılında böyle bir rapor hazırlayan bir partiye kim nasıl 'dinsiz' diyebilir. Haydi diyelim bu rapordan haberiniz yok. Peki 11 Nisan 1966 tarihli Hürriyet Gazetesi'ni de görmediniz mi? Bakın Hürriyet'in Manşetinde yer alan başlığa “

CHP'lilerin'in 'Son Paygamber' saydığı İnönü, AP iktidarına yardımcı olacağız dedi” Şimdi söyler misiniz Genel Başkanını Peygamber sayan bir parti dinsiz olabilir mi?

Aslında Halaçoğlu, CHP dönemlerinde Müslümanlara ve dindarlara yapılan baskı ve zülümlere dikkat çekmek istedi. Ancak onu da açıkça söyleme cesaretini gösteremeyip, “AK Partililer 'bize dinsiz partinin adayını desteklediniz' derlerdi” şeklinde ifade etmesi yanlış anlaşılmalara sebep oldu.

Tantan Cemaatçileri açığa düşürdü

Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne'nin başlattığı ve bir başka Zaman yazarı Ali Bulaç'ın sürdürdüğü İslamcı ajanlar tartışması eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın açıklamaları ile farklı bir boyut kazandı. Zamancılar, Cemaatçiler, paralelciler vs. Gülenciler kendilerini bu tartışmaya öyle bir kaptırmış ki Tantan'ın ne dediğini anlamadılar bile.

Tantan'ın açıklamalarını gazetelerine, internet sitelerine, televizyonlarının haber bültenlerine taşıdılar. Sosyal medyada Gülenist troller açıklamayı neredeyse TT yapacaktı.

Yurt Partisi lideri Sadettin Tantan, Ali Bulaç'ın gündeme getirdiği konuyu daha da ileriye taşıyarak polis ve MİT'in İslamcı ajanlarının ötesine taşıdı. Kendi devletine değil, uluslararası güçlere hizmet eden sözde İslamcı ajanlara konuyu getirdi. İşte Tantan'ın dikkat çekici açıklaması: “NATO'nun bir sivil kanadı, bir askeri kanadı var. Türkiye'de Atlantik Konseyi'nin kullandığı sivil kanat acaba yerli istihbaratı mı temsil ediyor, yabancı istihbaratı mı ?.... Bir de sivil toplum örgütleri var. İşte Komünizmle Mücadele Derneği, A derneği, B derneği, C derneği gibi. Bunların hepsi yerli oluşumlar mı, yoksa yerli gibi gözüken yapılar mı?”

Tantan, Komünizim Derneği'nin adını açıkça veriyor. Buna rağmen Cemaatçiler uyanmıyor, haberin üstüne atlıyor. Fetullah Gülen 1963 yılında askerden hava değişimi için geldiği Erzurum'da Türkiye'de ikinci Komünizim ile Mücadele Derneği'ni kurmak için cami kürsülerinde vaaz vermiş. Gerisini Fetullah Gülen'in Küçük Dünyası'ndan okuyalım:

“

Erzurum'da Komünizim ile Mücadele Derneği'ni açma teşebbüsümüz oldu. O güne kadar sadece İzmir'de vardı. İkincisi de Erzurum'da bizim gayretimizle açılacaktı. İsmi Ali'ydi, bir arkadaşı İzmir'e gönderip tüzük getirttik. Derneği kuracaktık. Ben bir vaazdan sonra anons ettim ve gençlerle Caferiye Camii'nin önünde toplandık. Gayemiz komünizme karşı örgütlenmekti. Dernek ve cemiyet işlerinden anlayan bir akrabam vardı. O gelip bizi uyardı ve yol gösterdi.”

İslamcı devlet ajanı tartışmalarını açan ve hatta bu konuda bayağı bilgiye sahip olduğu anlaşılan Ali Bulaç'ın İslamcı NATO ajanlarından habersiz olması beklenemez. Bu konuda da sayın Bulaç'ın söylecek bir sözü var mı acaba.