Emeğiyle ulaşamayacağı şeyleri, parayla alma usulsüzlüğü ne yazık ki çokça karşılaştığımız durum. Son birkaç gündür gündemimizi meşgul eden sahte diploma olayı bunlardan biri. Bir şebeke, bir çete, e-imza sahtekarlığıyla para karşılığı birilerine sahte diploma ve ehliyet sağlamış.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu yılın başında gerçekleştirilen soruşturma neticesinde, TÜRKTRUST ve E-İMZATR isimli elektronik sertifika hizmet sağlayıcı kuruluşların Adana, Mersin, Hatay, Ankara ve İstanbul bayi/ofisleri üzerinden sahte sürücü belgesi ve T.C. kimlik kartları kullanılmak suretiyle Ege Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi’nde çalışan kamu görevlilerinin elektronik imzalarının üretildiği ve bu e-imzalarla kurumların sistemlerine yetkisiz erişim suretiyle üçüncü şahıslar adına menfaat temin edildiği tespit edilmiş.
Soruşturma kapsamında 57 sahte diploma, 108 sahte sürücü belgesi, 4 sahte lise mezuniyeti tespit edildi. Konuyla ilgili 220 kişiye yasal işlem yapılmış, 37 kişi tutuklanmış. Sanıklar hakkında iddianame düzenlenmiş, soruşturma derinleştirilerek devam ediyor.
İddiaları duyan muhalefet, mal bulmuş mağribi gibi, meseleyi başka yerlere çekerek, başka sahte yatay geçişleri örtbas etmek için diline doladı. Kokainci, kripto borsacı tarafından fonlanan bir grup gazeteci de olayı ilk dile getirdiklerini iftiharla anlatarak, aynı şekilde meseleyi manipüle etmeye çalışıyor. Bilgilerin kendilerine dolandırıcıların avukatları tarafından niye servis edildiğini hiç düşünmüyorlar!..
Peki işin esası ne, bu dolandırıcılık şebekesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi veya Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin zabıtaları mı ortaya çıkardı? Bu şebeke Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gün yüzüne çıkarıldı. Yani, CHP’nin kurultayındaki şaibeleri ortaya çıkaran başsavcılık.
30 yıl önce sınavı kazanamadığı için herhangi bir üniversiteye kayıt yaptırma hakkı elde edemeyenler, Kıbrıs’ta kurulan paravan merdiven altı üniversitelere kayıt yaptırarak, yatay geçişle hak etmediği diplomayı alanlarla, bu şebekenin sahtekarlığıyla diploma alanlar arasında hiçbir fark yok.
Hem usul hem de yapı anlamında hiçbir fark yok. Soruşturma içeriğinden öğrendiğimize göre, yüksek miktarda paralar verilerek birileri diploma almış. Eskiden de parası olanlar bu yollarla diploma alabilmişler.
Türk yargısı hangi yöntemle olursa olsun, er ya da geç bu haksız yollara tevessül edenleri bulup, gereğini yaptı, yapıyor. Usulsüz bir şekilde elde edilen belgeleri iptal edip, yanlış yola sapanlara hak ettikleri cezanın verilmesi için gerekli işlemleri yapıyor.
Son günlerde konuştuğumuz usulsüzlüğün bir başka yönüne daha dikkat çekmekte fayda var. Mesele adi bir suçmuş gibi görünüyor, ancak işin boyutuna baktığımızda daha şüpheli bir durum söz konusu olabilir.
Çetenin elebaşı Ziya Kadiroğlu’nun şeceresine baktığımızda karşımıza adi suçtan daha derin bir durum çıkıyor. 90’lardan beri her sınav yolsuzluğunda adı geçiyor. Bir şekilde az ceza alarak yırtıyor. Hapisten çıkıyor aynı işleri yine yapıyor. Bunun üzerinde durulmalı…
BTK Başkanı’nın e-imzasını kopyalamayı düşünen bir akıl, bu elde ettiği imkanlarla 50 kişiye diploma, 100 kişiye ehliyet için böyle bir risk almaz. Diploma, ehliyet işin görünen yüzü olabilir, HTS kayıtları, baz sinyalleri vs. gibi daha farklı operasyonlar çekmiş olabilirler. Muhalefet ve muhalif basının meseleyi ısrarla diploma üzerinden okumaları da esas boyutu gizleme amaçlı olabilir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.