Bir avuç un ve bir ekmek için ölüme koşan babalar. “İnsani yardım” üzerinden “soykırım” nasıl uygulanır? Bu bir “Açlık Oyunu” mu? İnsanın en saf hali, en ağır sınavla yüzleşiyor.

04:005/06/2025, Perşembe
G: 5/06/2025, Perşembe
İbrahim Karagül

Haber şu; “ İsrail SİHA’ları, Gazze'de yardım bekleyen sivillere ateş açtı. ” Son birkaç haftadır hemen bütün haberler bu şekilde. Bu haberler de normalde Gazze’den her gün gelen ölüm haberleri gibi verildi. Yüzlerce insan bu şekilde hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı. Kimse de bu haberlerin içeriğinin aslında ne olduğunu tartışmıyor. Kimse buradaki insanlık dramını, aşağılık soykırım yöntemini sorgulamıyor. Kimse, binlerce insan üzerinde denenen “ açlık oyunları ”na, ölüm oyunlarına, zevk

Haber şu;

İsrail SİHA’ları, Gazze'de yardım bekleyen sivillere ateş açtı.
Son birkaç haftadır hemen
bütün haberler
bu şekilde. Bu haberler de normalde Gazze’den her gün gelen ölüm haberleri gibi verildi.
Yüzlerce insan
bu şekilde hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı.
Kimse de bu haberlerin
içeriğinin aslında ne olduğunu
tartışmıyor. Kimse buradaki
insanlık dramını, aşağılık soykırım yöntemini
sorgulamıyor. Kimse, binlerce insan üzerinde denenen “
açlık oyunları
”na,
ölüm oyunlarına, zevk için insanların bu şekilde avlanmasına
bakmıyor.

İNSANİ YARDIM SİLAHI:
ŞEYTANIN BİLE AKLINA
GELMEYECEK SOYKIRIM TÜRÜ!

Şöyle bir kurgu var: Bir yardım kuruluşu; “
gıda dağıtma
” adı altında
insanları bir araya topluyor, İsrail için hedef yapıyor
, İsrail de bu yardım kuruluşunun bir araya topladığı insanları
rahatça öldürüyor.
Şeytanın bile aklına gelmeyecek bir soykırım türü
deneniyor. Mesele sadece öldürmek olunca, bütün senaryoları buna göre hazırlanıyor. “
İnsani yardım
” bile bu amaçla kullanılıyor,
silaha dönüştürülüyor.
Öyle bir açlık, öyle bir ambargo
var ki; insanlar
bir kilo un, bir ekmek, bir öğün yemek
bulabilmek için ölüme koşturuluyor. Öyle
barbarca öldürme teknikleri
kullanılıyor ki, bu
utanç bütün insanlığa, bütün yeryüzüne yeter.

“GAZZE İNSANİ YARDIM VAKFI”
SOYKIRIM İÇİN KULLANILIYOR.

Gazze İnsani Yardım Vakfı, (Gaza Humanitarian Foundation)
adlı ABD’li bir yardım kuruluşu oluşturulmuş. Vakfın yönetiminde
eski CIA mensupları
, arkasında da
ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff
var.
Hiçbir yardımın ulaşmasına izin verilmediği Gazze’ye bu kuruluş
hiçbir güvenlik kontrolü olmadan
giriyor. BM yardımları ile hiçbir alakası yok. Başka yardım kuruluşlarıyla hiçbir alakası yok.
Güney bölgelerinde
dört tane yardım dağıtım merkezi
kuruyor.
Gıda dağıtımı için insanlar bu merkezlere çağrılıyor. Aç insanlar doğal olarak buralara koşuyor.
Toplanan kalabalık İsrail tarafından vuruluyor, imha ediliyor.

GIDA SOYKIRIMI VE NÜFUS AZALTMA:
İNSANLARI GÜNEY’E TAŞI VE YOK ET!
MASRAFLARINI İSRAİL ÖDÜYOR

Gazze’yi boşaltmak, yardım alma beklentisi içindeki insanları güneye sürmek, burada avlamak için bu kuruluş kullanılıyor.

Sonradan öğreniyoruz ki, Gazze'ye İnsani Yardım Vakfı; “BM'nin yardım kanallarını kullanmadan Gazze'ye yardım dağıtılması yoluyla Hamas'ın etkisini zayıflatmak amacıyla” kurulmuş.

Sonradan anlıyoruz ki, bu kuruluşu Netanyahu ve CIA içindeki İsrail aşırı sağı çevreleri kurmuş. Yine sonradan anlıyoruz ki, bu kuruluş İsrail ordusu ile koordine çalışıyor, nüfus azaltma, Gazze’yi insansızlaştırma ve açlığı kullanarak gıda soykırımı yöntemini kullanma amacıyla oluşturulmuş.



“Gazze İnsani Yardım Vakfı”, bu çalışmaları için İsrail’e her ay bir milyon dolar fatura kesiyormuş. Bu da bilinen. Arkada başka ne tür ilişkileri var, zamanla detaylar ortaya çıkacak.

Geçtiğimiz hafta, bu yöntemle sadece bir günde elliden fazla Filistinli öldürdüler. Bazı günler bu sayı daha da arttı.


NAZİLERİ VE FİRAVUNLARI
ARATMAYAN YÖNTEMLER!

İşgali kullandılar, hava saldırılarını kullandılar, SİHA’larla öldürdüler, evleri-mahalleleri enkaza çevirdiler, camileri-okulları yıktılar, hastaneleri bombaladılar-hastaları yataklarında öldürdüler, toprağın üstünü öldürüp altını zehirlediler, su kaynaklarını kuruttular, zeytin ağaçlarını kestiler…

Yaşayan her şeyi yok ettiler. Bebekleri ve çocukları özellikle seçip öldürdüler. Kadınları özellikle seçip öldürdüler. Bir nüfusu yok etmek için en korkunç yöntemleri denediler. Nazileri ve Firavunları aratmayan yeni yöntemler bile kullandılar.


EKMEĞE KOŞMAK MI,
ÖLÜME KOŞMAK MI?
NE AŞAĞILIK KURGU?

Şimdi açlık silahı ile kalanları yok ediyorlar. Şimdi, aç insanların “ekmeğe koşmasını ölüme koşma” olarak kurguladılar. Şimdi “insani yardımlarla insanlığı yok ediyorlar”.

Dünya böyle öldürme yöntemleri, böyle soykırım yöntemleri bilmedi. Dünya bu kadar aşağılık bir devlet, ona destek veren bu kadar tehlikeli bir toplum görmedi.

“İnsan tarihi” böyle bir şeytanlığın yeryüzünde bu kadar rahat hareket edebildiği bir tarih dönemine tanık olmadı.

“İnsan genetiği bozulmuş bir toplum”un, yeryüzüne ve insan ırkına böylesine nefret beslediği, böylesine barbarlık sergilediği bir örnek görmedi.


BİR AVUÇ UN İÇİN, BİR PARÇA
EKMEK, BİR BARDAK SU İÇİN,
ÖLÜME KOŞAN BABALAR…

Silahla öldürme yetmedi, ekmekle öldürme başladı. Bir avuç un için, bir bardak su için, çocuklarına bir öğün yemek için ölüme koşan babaları, ölüme koşan anneleri görüyoruz. On yaşında çocukların elli yaşında “adam” sorumluluğu için hayatlarının ellerinden kayıp gittiğine şahit oluyoruz.

İsrail ve ABD’li soykırımcıların, binlerce uçak ve gemi dolusu silahı İsrail’e yığıp, 21. yüzyılın en büyük katliamını yapmaları yetmedi.

Sokaklarda insan cesetlerini hayvanlara yedirmeleri yetmedi. Binlerce insanı esir kamplarına toplamaları yetmedi. O kamplarda hayvanca muameleleri yetmedi.

Şimdi aynı İsrailli ve ABD’li soykırımcıların gıda ve açlık üzerinden bir milleti yok edişini izliyoruz. Başka tür bir soykırım modelini nasıl uyguladıklarına bakıyoruz. Öldürürken aşağılamalarına bakıyoruz.


KENDİNİMİZİ SIFIRLAYALIM,
İNSAN HALİMİZLE BAKALIM…

Bazen kendimizi resetlemeliyiz. Bazen insan ekseninde yeni sıfırlamalar yaşamalıyız. Bazen zihinlerimizdeki kiri, kalplerimizdeki katmanları atmalı, arınmalıyız.

Bazen saf insan halimize dönmenin çabasını göstermeliyiz. Bazen dünyaya; siyasetin, ekonominin, jeopolitiğin, tarihin, coğrafyanın, milli hesapların ötesinde sadece ve sadece insanca bakabilmeliyiz.

Gazze bizim imtihanımızdı. Bütün insanlığın imtihanıydı. Bu sınav kaybedildi. Gazze yüreğimizin feryadı oldu. Öfkemiz oldu, isyanımız oldu. Çaresizliğimiz, kilitlenmişliğimiz oldu.


GAZZE ADEM’LE BAŞLAYAN İNSAN
TARİHİNİN ÖZÜ VE EN SAF HALİDİR...

Gazze bizdik asılda. Bütün insanlıktı. İnsan tarihinin özüydü. Gazze insan ırkının ta kendisiydi. Adem’le başlayan insan kişiliğinin saf haliydi.

yeryüzünün en yiğit, en şerefli insanlarının yaşadığı yerdi.

Onların bütün insanlık adına üstlendikleri ağır sorumluluktu. İnsanlığın temsil edildiği yerdi, değerdi, son sınırdı.

Şeref ve onur sahibi insanlar olarak; bütün şerefsizlikler, alçaklıklarla, küçücük bir haritaya sıkıştırılmış bir milletin imhasın engelleyemedik. Bebeklerin canlı canlı kuma gömülmesini durduramadık.


BU NEFRET KORKUNÇ
ŞEKİLDE PATLAYACAK!
AKDENİZ BUNA TANIK OLACAK…

Yeryüzünün en alçak, en nefret edilen toplumunun, bu aşağılık uygulamalarına dur diyemedik. Onlara bir yumruk, bir silah olmadık.

Ama bu nefret bir yerde patlayacak. Korkunç bir şekilde patlayacak. Öyle ki, buna Akdeniz tanık olacak. Unutma İsrail! Tarih intikamıyla dönecek. Bu tarihi siz yaşayacaksınız.

NOT:

Yarın Kurban Bayramı. Hepinizin bayramını kutluyor, coğrafyamızın bütün bu acıları aştığı, refah ve huzur tarihini başlattığı günlere hızla ulaşmasını diliyorum. “Yardım gettoları” kurup bu gettolarda insanlarımızı imha edenleri sakın unutmayın.

Çünkü unutmak intihardır. Unutmak milletlerin ölümüdür. Biz unutsak bile şehirler unutmayacak.

#Gazze
#İsrail
#soykırım
#katliam