Konya Ekonomi Forumu’ndan yansıyanlar

Geçtiğimiz salı günü Konya Sanayi Odası’nın düzenlediği 2. Konya Ekonomi Forumu gerçekleştirildi. Benim de konuşmacıları arasında bulunduğum forumda sadece Konya ekonomisi değil aynı zamanda küresel gelişmeler ve ülke ekonomisi de kapsamlı bir şekilde ele alındı.

Konya her ne kadar bir tarım kenti olarak bilinse de artık çok büyük bir sanayi şehri. Son dönemde Konya sanayisi bir yandan verimliliği artıran alanlara yönlenirken, diğer yandan da ihracatını artırmaya devam ediyor. Özellikle mesleki eğitime verilen önem her geçen gün artıyor. Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükegen’in bu konudaki gayretleri yavaş yavaş sonuç vermeye başlamış durumda. Ayrıca yakın dönemde Büyükegen’in mesleki eğitim konusunda Konya’ya yeni bir müjde vereceğini de not edelim.

Forum’da ekonominin her alanından önemli isimler oldukça konuşmalar yaptılar. Her biri diğerinden kıymetli değerlendirmelerden benim dikkatimi çeken en önemlisi Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran’dan geldi. Yazılarımı yakından takip edenlerin hatırlayacağı üzere Ben Sayın Aran’ın değerlendirmelerini her zaman dikkatle takip eder ve satır aralarını okumaya çalışırım. Zira İş Bankası her ne kadar özel sermayeli bir banka olsa da reel sektöre yaklaşımı bir kreditörden ziyade bir iş ortağı gibi olduğundan Aran’ın değerlendirmelerinin sadece bankacı söylemi değil bir ekonomi aktörünün tespitleri olarak görülmesi gerektiğini düşünürüm. Aran bu kez de beni yanıltmadı ve içinden geçilen süreçle ilgili son derece önemli bir tespitte ve öneride bulundu.

Aran’ın, ‘devam eden programda en önemli konunun enflasyonun düşmesi olduğu ancak reel sektörün durumu göz önünde bulundurulduğunda daha bütüncül bir yaklaşımla hareket edilmesi gerektiği’ yönündeki tespiti oldukça önemli. Hakan Aran, reel sektörün, özellikle de imalat sanayiinin son dönemde üzerine düşeni yaptığını düşünüyor. Bundan sonrasında ise reel sektörün desteklenmesi gerektiğini belirten Aran, mevcut faiz oranları ile verilen kredilerle sanayicilere iyilik yapmış olmadıklarını mutlaka daha düşük oranlı uzun vadeli kredilerin verilmesi gerektiğini söylüyor. Ancak Aran’ın şartı bu kredilerin verimli ve yüksek katma değerli şirketlere yönlendirilmesi.

Forum’daki bir diğer önemli başlık da Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükegen tarafından dile getirildi. Yaşanan son İstanbul depreminin ardından Türkiye’nin sanayi altyapısının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ve Marmara Sanayi Bölgesi’nin (İstanbul, Bursa, Kocaeli) bir kısmının başta Konya olmak üzere Orta Anadolu’ya taşınmasının bir tercih değil zorunluluk olduğunu ifade etmesi benim de bir süreden bu yana ele aldığım konuyu yeniden gündeme getirdi.

Öte yandan Forum’da konuştuğum sanayicilerin önemli bir kısmının ortak derdi finansmana erişim ve finansman maliyetleri. Devam eden dezenflasyon programının krediler tarafında uygulanan büyüme oranı kısıtları nedeni ile artık tüm işletmeler kredi limitlerinin tavanına gelmiş durumda. Halen %37’lerde olan enflasyona rağmen kredi limitlerinin sabit kalması ya da limit olsa bile kredi kullandırılmaması konusu en çok gündeme gelen konulardan birisi oldu.

Forumun kapanış konuşmasını ise TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıkoğlu’nun da üzerinde durduğu kritik konular, Marmara Sanayi Bölgesi’nin desantralizasyonu, finansmana erişim ve enflasyonla mücadele olurken üretimde ve ihracatta yüksek teknoloji ürünlere yönelim konusundaki ısrarı da dikkat çekti.

Konya Sanayi Odası’nın düzenlediği Forum’un oldukça başarılı geçtiğini ve klasik kitabi konuşmalar yerine teknik ve amaca yönelik değerlendirmelerin yapıldığını ifade etmeliyim. Benim de “Para Politikaları ve Enflasyonla Mücadele” başlıklı bir konuşma yaptığım foruma davet için Konya Sanayi Odası Başkanı Mustafa Büyükegen’e teşekkür ediyorum.