Geçtiğimiz hafta ABD’nin on altıncı büyük bankasının batmasının ardından ortaya çıkan kriz riskine ilişkin bir yazı kaleme almış ve yaşananların topyekûn bir bankacılık krizine dönüşmesi halinde bunun “dördüncü nesil” bir kriz olarak adlandırılabileceğini ifade etmiştim. O günden bugüne ortaya çıkan gelişmeler, alınan tedbirler ve atılan adımların henüz piyasaları ikna etmediğini görüyoruz. Bunun üzerine büyük merkez bankaları iş birliği yaparak devreye girdiler. Şimdilik risk primlerinde bir sakinleşme görünse de konunun uzun süre daha gündemde kalmaya devam edeceğini öngörebiliriz.
ABD’deki Silicon Valley Bank’ın batmasının ardından olan bitenler endişeleri artırmaya devam ediyor. Her ne kadar bazı ekonomistler sürece “kontrollü kriz” deseler de ABD ekonomi yönetimi ve Fed’in konuya yaklaşımına bakarak tedirginliğin en üst seviyede olduğunu söyleyebiliriz.
SVB’nin batmasının ardından başka bir ABD bankası Signature Bank de batmış ve sonrasında İsviçre merkezli Credit Suisse sorun yaşayınca kurtarma planı kapsamında UBS’in satın alma süreci başlatılmıştı. Bu ve benzeri gelişmeler krizin küreselleşmesinden korkulduğuna ilişkin endişeleri artırdı.
Hatırlayacağınız üzere ABD Merkez Bankası Fed, enflasyonla mücadele kapsamında bir yandan sert faiz artışları yapıyor diğer yandan da bilanço daraltıyordu. Bu kapsamda yapılan bilanço daralması 13 Nisan 2022’den bu yana 625 milyar doları bulmuştu. Ancak SVB’nin batmasının ardından Fed’in likidite sağlamak için bilançosunu 297 milyar dolar genişlettiğini görüyoruz.
Fed, krizin yayılmasının önüne geçmek için sadece genişleme yapmadı buna ilave olarak yeni bir adım da attı. Bu yeni adıma göre Fed ve 5 büyük merkez bankası ABD doları swap hattı operasyonlarının sıklığını artırma kararı aldı. ABD, Kanada, İngiltere, Japonya, Avrupa ve İsviçre merkez bankaları ABD doları swap hattı düzenlemeleri aracılığıyla likiditeyi artırmak için koordineli bir şekilde hareket edecek. Ayrıca 7 gün vadeli işlemlerinin sıklığı da haftalıktan günlüğe çevrilecek. Operasyonun şimdilik Nisan ayı sonuna kadar devam edeceği belirtiliyor.
Yazımın başında da belirttiğim üzere yetkililer piyasalara krizin derinleşmeyeceği ve bu bakımdan endişeye mahal olmadığını kabul ettirmeye çalışıyor. Ancak konu ile ilgili yaptıkları açıklamaların sıklığı ve atılan adımların içeriği krizin derinleşmesinden en çok korkuyu yine ekonomi yönetimlerinin duyduğunu gösteriyor.
Özetle krizin aşılması için ilk olarak piyasalara güven vermek gerekiyor. Ancak 2007 Mortgage Krizi sonrası yaşananların hafızalarda taze olması nedeni ile bu güveni sağlamanın kolay olmayacağını hatırlatmakta fayda var.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.