Geçtiğimiz hafta Türkiye’deki manşetlere pek yer bulmasa da yurtdışında çok fazla konuşulan bir konu vardır. Bu konu, çevrimiçi iletişim aracı Telegram’ı kuran Rusya doğumlu girişimci Pavel Durov’ın Fransa’da tutuklanmasıydı. Fransa, uygulama üzerindeki yasadışı faaliyetleri engelleyemediği gerekçesiyle çok çeşitli suçlarla itham edildi ve ülkeden ayrılması yasaklandı. Uygulama üzerindeki yasadışı faaliyetlerden kasıt ise esasında tüm sosyal medya platformlarında karşılaşılan konular. Bu konular
Geçtiğimiz hafta Türkiye’deki manşetlere pek yer bulmasa da yurtdışında çok fazla konuşulan bir konu vardır.
Bu konu, çevrimiçi iletişim aracı Telegram’ı kuran Rusya doğumlu girişimci Pavel Durov’ın Fransa’da tutuklanmasıydı.
Fransa, uygulama üzerindeki yasadışı faaliyetleri engelleyemediği gerekçesiyle çok çeşitli suçlarla itham edildi ve ülkeden ayrılması yasaklandı.
Uygulama üzerindeki yasadışı faaliyetlerden kasıt ise esasında tüm sosyal medya platformlarında karşılaşılan konular. Bu konular önemsiz diye geçiştirmiyorum. Kara paranın aklanması, pornografi, istismar; bunlar önemli konular elbette üzerine sonuna kadar gidilmeli.
Ancak isnat edilen suçların sadece Rus Telegram üzerinde varmış gibi ifade edilmesi pek bir garip dersek abartmış olmayız.
Diğer taraftan tuhaf olan konu ise iddianamede yer alanlara karşılık, (velev ki suç unsurları) üst düzey bir teknoloji yöneticisinin,
patronun, büyük bir mesajlaşma platformundaki kullanıcıların davranışlarından kişisel olarak sorumlu tutulmasıdır ki Batı bunu kendi ekibine uygulamıyor.
Bir an Mark Zuckerberg’in Instagram’da Gazze katliamı için yapılan barışçıl protesto mesajlarına bile tahammül edemeyip demokrasiyi askıya alması nedeniyle Ankara’da tutuklanmasını bir düşünsenize?
Bundan başka türlü gerekçeler de var, bulunur…
Dünya’dan evvel Türkiye’deki sözde demokrasi savunucusu, koşulsuz Batı hayranı tayfa yollara dökülürdü.
Konu, işte biz bu nedenle ilerleyemiyoruz, müreffeh olamıyoruz noktasına kadar gelir, diktatör rejim nidalarına evrilirdi! Ancak işi Batı yapınca bizim medyada haber değeri bile bulamaz. Zira Batı yapmışsa kesin bir bildikleri vardır!
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron
, Durov’un tutuklanması ile alakalı olarak;
ülkesinin ifade özgürlüğüne derinden bağlı olduğunu, ancak hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir devlette, özgürlüklerin hem sosyal medyada hem de gerçek hayatta yasal bir çerçeve içinde korunduğunu söyledi.
Macron’un söylemlerine yüzde yüz katılıyorum.
Bizim Türkiye’de ve Dünya’da da görmek istediğimiz tam olarak da bu; hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir devlette, özgürlüklerin hem sosyal medyada hem de gerçek hayatta yasal bir çerçeve içinde korunması gereği… Yani Türkiye’nin sosyal medya mecralarına karşı adımları doğru. Gerçek hayatta yasal sonuçları olan ifade ve fiillerin sosyal medyada işlendiğinde de aynı neticeleri doğurması fikrini Türkiye savunuyor.
Buna karşılık kendilerini egemen devletten üstün görmeye çalışan malum platformlar ve buna teşne olan muhalefet ve beslemeleri, bunu demokratik olmayan bir adımmış gibi ortalığa dökme gayretinde olup vaveyla etmeleri temel sorunumuz.
Türkiye’deki her ekonomik meselede bunu ifade özgürlüğü, demokrasi eksikliği gibi konulara bağlayan ekip, Batı’nın bu tutumuna ne diyecek?
Tarih boyunca her daim muzaffer olan Müslüman Türk Ordumuzun ve Aziz Milletimizin Zafer Bayramı’nı gönülden kutlarım. Rabbim, yeni zaferlerle tarihimizi taçlandırmayı nasip etsin.
Dip not:
Telegram işgal güçlerine karşılık Hamas’ın aktivitelerinin yayımlanmasına yasak koymayan ender sosyal medyalardandı. Acaba tutuklanmaya sebep olarak bir ilişki kurulabilir mi?
#Telegram
#Pavel Durov
#Mark Zuckerberg
#META
#Ankara