Tramp çatıya çıktı. Beyaz Saray’ın çatısına. Ne maksatla? Anteni mi düzeltecek? Kiremit mi aktaracak, şap mı çekecek? Önemli bir hareket mi gösterecek? Putin gelmezse atlarım mı diyecek? Doğru cevap: E) Hiçbiri imiş. “Nükleer füzeler” diye bağırdı, el salladı ve yürüyüp gitti. PUTİN’LE GÖRÜŞMEK Tramp geçenlerde Rusya’ya 50 gün süre verdiğini açıklamıştı. Çok geçmeden, 10 güne indirdi. Sinirlendi ve nükleer denizaltılarını Rusya yakınlarına gönderdi. Sürenin bitmesine iki gün kala NYT’de haber çıktı.
Tramp çatıya çıktı. Beyaz Saray’ın çatısına.
Ne maksatla? Anteni mi düzeltecek? Kiremit mi aktaracak, şap mı çekecek? Önemli bir hareket mi gösterecek? Putin gelmezse atlarım mı diyecek?
Doğru cevap: E) Hiçbiri imiş.
“Nükleer füzeler” diye bağırdı, el salladı ve yürüyüp gitti.
PUTİN’LE GÖRÜŞMEK
Tramp geçenlerde Rusya’ya 50 gün süre verdiğini açıklamıştı.
Çok geçmeden, 10 güne indirdi.
Sinirlendi ve nükleer denizaltılarını Rusya yakınlarına gönderdi.
Sürenin bitmesine iki gün kala NYT’de haber çıktı. “Tramp, haftaya Putin ile görüşmek istiyor.”
Nedir bu şimdi? Verdiği süre nerede kaldı?
Hem o isteği duymayan mı var?
Aylardır “Putin Putin” diye sayıkladığını cümle âlem öğrendi.
Mecnun bile bu kadar sayıklamadı Leyla’sını.
“Putin’le telefonda görüşüyoruz” dedi, yalan çıktı.
Birkaç defa “Haftaya buluşacağız” dedi, boş çıktı.
“İstanbul’a gelirsen ben de gelirim” dedi, Putin cevap bile vermedi.
İstanbul’a bakanını bile göndermedi. Bir danışmanı geldi.
TRAMP’IN BASIN TOPLANTISI
Tramp konuşacak… Nükleer füzelerin konuşulduğu günlerde Tramp’ın ne söyleyeceği, gayet tabii fazlasıyla merak edildi. Aşırı önem atfedilen toplantı için, büyük beklenti vardı herkeste. Başlayacağı dakikayı iple çeken basın mensuplarının sabırsızlığı yüzlerinden okunuyordu.
*
Toplantı gecikmeyle başladı.
Tramp mikrofon başına geçti ve “Kendimi öveceğim birazcık” diye söze başladı.
Çok enteresan!
Hiç beklenmedik bir gelişme! Nerede görülmüş Tramp’ın kendini övdüğü!
*
Bu sürpriz karşısında yalnızca Beyaz Saray’daki basın mensupları değil, canlı yayını takip edenler de şaşkınlık yaşadı.
Balkonda “Nükleer füzeler” diye bağırırken iki eliyle havada yuvarlak ile oval arası bir şekil çizmişti. Biz o hareketiyle füzeleri kast ettiğini düşündük ama…
Uzun uzun bahsettiği konular hep para üzerineydi.
* Büyük firmaların ABD’de ne kadar çok yatırım yapacakları
* Yumurta fiyatlarının düşmesi
* Gümrük vergileri
* Trilyon dolarlar
* Çiplere ve yarı iletkenlere yüzde yüz vergi getirmekten bahsetti.
*
Isırılmış elmanın tepe yöneticisine mikrofonu bıraktı ve 600 milyar dolar yatırım sözü aldığını bildirdi.
Ardından, içinde savaş ve nükleer geçen cümleler kurdu.
“Beş savaşı sonlandırdık. İran’ın nükleer tesislerini tamamen yok ettik. Efsanevi bir saldırıydı. Dünyanın en iyi ordusu bizde.”
*
Nihayet Putin’le ilgili bir soru geldi.
“Bu savaşı ben başlatmadım. Ben olsaydım başlamazdı. Bu Baydın’ın işi.
Ben başkanken Rusya hiç toprak çalamadı. Bu savaşı bitireceğiz.”
*
Gazze’nin durumu soruldu. “İran’ı durdurduk. Tekrar başlarsa yine saldırırız” cevabını verince, boş yere dinlediğimiz fikrine kapıldım.
*
Epstein konusundaki soruyu geçiştirdi.
“Bunu ben size soracağım. Kendisine sorun. Yalan haber. Onunla ilgilenmiyorum. Demokratlar saçma sapan şeylerle kafanızı meşgul etmeye çalışıyorlar.”
*
Bir gazeteci “Putin’e müddet vermiştiniz” diye asıl konuyu açınca, bir iki yuvarlak-oval arası lâftan sonra “Hepinize teşekkürler” diyerek bitirdi.
*
Rusya ve Putin hakkında olumsuz konuşmaması, Putin’den sarı ışık gelmiş gibi bir intiba oluşturdu.
Ah minel aşk… Nelere kadirsin!
#Trump
#ABD
#Mehmet Şeker
