Fon da fonmuş ha!

04:003/06/2025, Salı
G: 3/06/2025, Salı
Mehmet Şeker

Nehirler tersine akar mı? Akar, niye akmasın! Bunca zaman yokuştan aktılar, bu sefer de yokuşa aksınlar. Kemal Bey’i en fazla eleştirenler şimdi onu savunuyor. Sular da şu günlerde tersin tersin gidebilir. Son kurultay şaibe gerekçesiyle iptal edilecek ve Kemal Bey tekrar partinin başına geçecek diye bir telaş, bir endişe başladı ki… Bu ihtimalden fena hâlde rahatsız olanlar görülmemiş bir baskı yapar oldu. “Git savcıyla konuş, şunu şunu söyle, davayı kapatsın.” “Eğer mızıkçılık yaparsan, ben de

Nehirler tersine akar mı? Akar, niye akmasın! Bunca zaman yokuştan aktılar, bu sefer de yokuşa aksınlar. Kemal Bey’i en fazla eleştirenler şimdi onu savunuyor. Sular da şu günlerde tersin tersin gidebilir.

Son kurultay şaibe gerekçesiyle iptal edilecek ve Kemal Bey tekrar partinin başına geçecek diye bir telaş, bir endişe başladı ki… Bu ihtimalden fena hâlde rahatsız olanlar görülmemiş bir baskı yapar oldu.

“Git savcıyla konuş, şunu şunu söyle, davayı kapatsın.”

“Eğer mızıkçılık yaparsan, ben de bütün bildiklerimi anlatırım ha!”

*

Düne kadar kapısında bekleyenler, bugün dört cenahtan hücum ediyor.

Hakaretler toptan fiyatına. Neredeyse maliyetine.

Tehdit edenler bile olduğunu söyledi Kemal Bey. Ölüm tehdidi hafife alınacak bir konu değil.

Kimi elektrik direğine asalım, kimi silahla vuralım, kimi yakalım, kimi de taşlayalım diye fikir (ne fikir ama) atıyormuş orta yere.

Eskiler kırk katır ile kırk satır arasında seçme hakkı tanırdı. Bunlar iyice abartmış.

Tabii o zamanlar elektrik yok. Elektrik olmayınca direği de yok. Tüfek icat olmamış, mertlik bozulmamış; katırla satır arasında kalmışlar.

*

Bu nasıl bir kafadır ki on üç yıl partinin genel başkanlığını yapmış birine ağza gelmeyecek, kaleme sığmayacak hakaretler yağdırıyor, ölümle tehdit ediyor, linç kampanyası başlatıyorlar.

Hiç mi hatırı yok?

Hiç mi vefa kalmadı?

Hepiniz mi Brütüs kesildiniz?

*

Kasetle gelen kasetle gider diye düşünüyorduk. Öyle olmadı. Kumpasla gitti. Kurultay görünümlü bir tezgâhtan söz edildiğini cümle âlem öğrendi.

Yeşil yolda olan yeşil yolda kalır. Fakat anlaşılan o ki mavi yoldan da görünürmüş.

*

Sırf “Çalanın yüzüne tükürülür, ben çalmadım” dediği için mi hedef tahtası yaptınız?

Konuş konuş diyenlerin, Kemal Bey açıklama yapınca daha fazla rahatsız olduklarını gördük.

Fonlanan gazetecilerden söz etti Kemal Bey. Fonlanan akademisyenlerden, fonlanan siyasetçilerden…

Havada uçuşan milyonlar, göçmen kuşlardan bağımsız.

Fon da fonmuş ha!

*

Asıl muhatap alınması gereken kişiyi savunup, kurultayda yenilen eski genel başkana saldırmak, pek mantıklı değil uzaktan bakınca.

İki dakika durup düşünseler, “Biz ne yapıyoruz yahu?” diyecekler belki de.

Özgür Bey, beş altı sene boyunca Ekrem Bey’in 7/24 yanındaymış, her yaptığının doğru olduğuna şahitmiş gibi ateşli bir şekilde savunuyor.

Serinkanlılıktan tamamen uzak. Fedai gibi, yakın koruma gibi.

Tamam, ona sahip çıkmak puan kazandırıyor, adaylık yoluna taşlar döşeniyor ama bu kadar abartıya gerek yok.

*

Önceki genel başkana kafa tutmak, meydan okumak, anketleri göstermek ne ölçüde mantıklı?

“Biz seçim kazandık, alınan oylar ortada… Ben susayım, anketler konuşsun…”

İyi, ne güzel.

Kurultay ile seçim arasındaki dört ay içinde ne yaptınız da oylar yükseldi? Öyle bir formül yok.

Kemal Bey görevine devam etseydi, seçim farklı mı sonuçlanacaktı?

Yine aynı tablo çıkacaktı ve Kemal Bey için ne diyeceklerdi? “Yenile yenile yenmesini öğrendi.”

Yerel seçimle genel seçimin farkı da bir süre sonra anlaşılınca, eski tas, eski hamam gidecekti.

#Siyaset
#CHP
#Mehmet Şeker