Gezen kişi, rastladığı birine sormuş: “Hemşerim, bu yol nereye gider?”
Oranın yerlisi şöyle demiş: “Ben kırk yıldır buradayım, bu yolun bir yere gittiğini hiç görmedim. Hep burada durup duru.”
Hafta sonu Malatya’daydık.
Kültür Yolu Festivali açılış törenine katıldık. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile kahvaltıda buluştuk.
Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, milletvekilleri, basın mensupları…
Biz sormadan Bakan Ersoy, kültür yolunun nereye gittiğini ayrıntısıyla izah etti.
Tek cümleyle söylemek gerekirse, yerinde durmadığı kesin. Bu sene sekiz ay sürecek festival, ilden ile dolaşıyor.
Listede yeni şehirler de var.
Toplam yedi bin civarında etkinlik düzenlenecek ve katılan sanatçılarla ustaların sayısı 45 bini aşacak.
Asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depreminde en fazla hasar gören ikinci şehirdi Malatya. 130 binden fazla bina zarar gördü.
Can kaybının az, yıkımın fazla olmasının sebebi, şehrin ikinci sallantıda zarar görmesi.
Deprem döneminde Bakan Ersoy, Malatya’da koordinatör olarak görev yaptığı için Malatyalılar onu fahri Malatyalı kabul etmiş.
Halk Müziğinin ustalarından Malatyalı Fahri bir tane ama “Fahri Malatyalı” olan pek çok kişi var.
Dünyanın en geniş çaplı festival organizasyonu Kültür Yolu Festivali şehirlerin tanıtımına büyük katkı sağlıyor.
Türkiye, en iyi tanıtım yapan ülke. İlk tanıtım ajansı yüz yıl önce İtalya’da kurulmuş. Biz yüz yıl sonra yarışa katıldık ama en öne geçtik.
Merak edip gelen, nasıl yaptığımızı inceleyip örnek alan ülkeler var. Kendi kendini finanse etmesi önemli bir ayrıntı.
Sekiz ay süren festivale her sene beş altı şehir ekleniyor. Yakında nüfusun yüzde 85’lik kısmına ulaşılacak.
Turizm, artık deniz kum güneşten ibaret değil. Yemek kültürü ve sanat dalları öne çıkıyor. Bölgenin geleneksel değerlerine dikkat çekiliyor. Gastronomi bütün dünyada ön planda. Yörenin unutulmuş yemekleri gündeme getiriliyor, tanıtılıyor. Lezzet, başlı başına cazibe konusu.
Valilik ve Fırat Kalkınma Ajansı tarafından iki dilde hazırlanan Malatya Mutfağı kitaplığı on kitaptan oluşuyor ve yörenin yemek tariflerini sunuyor.
Çorbalar, sebze yemekleri, et yemekleri, sarma, dolma ve köfteler, pilavlar, salatalar, hamur işleri, tatlılar, içecek, reçel ve marmelatlar…
Malatya deyince akla ilkin kayısı gelir. Fakat bu şehir kayısıdan ibaret değil. Tarihî eser ve arkeoloji bakımından öne çıkan bir şehirden bahsediyoruz.
Dünyanın ilk sarayı, Arslantepe Höyüğünde yapılan kazılarla ortaya çıktı. Kerpiçten inşa edilen sarayın dünyada bir örneği daha yok. Bu özellik de Malatya’ya önemli bir değer katıyor.
*
Yıllar önce ziyaret ettiğimizde, kazıda bekçilik yapan kişiyle sohbet etmiştik. Bir arkeolog kadar bilgili ve ilgiliydi. Ancak oturup çay kahve içecek bir mekân yoktu. Artık var.
Bir karşılama mekânı, müze, kafe restoran inşa edilmiş. Orası da törenle hizmete açıldı. Başkan Er, bir cazibe merkezi olmasını arzu ettiklerini belirtti.
Gelen ziyaretçiler o sarayı ve şehri gezerken, o mekânda çay kahve içerken, niçin “Bulunmaz eşin” denildiğini merak etmeyecek, bizzat görecekler.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.