Netanyahu gidici

04:0013/06/2025, Cuma
G: 13/06/2025, Cuma
Mehmet Şeker

Bugün hayatta olanlar arasında Osmanlı’nın dağılışını gören nesil kalmadı. Cihan devletinin çöküşünü görmediğimiz için ne kadar şükretsek az. Büyük bozgunun yaşatacağı travma, ömür boyu gitmezdi. Zamanla azalmak şöyle dursun, dünyanın bugünkü hâlini gördükçe artardı mutlaka. O travmayı yaşayanların etkiledikleri kuşakları tanıdık; onların da sonrakileri nasıl karamsarlığa sürüklediğini gördük. Kızgınlık ve reddiye temeli üzerinden yok saymaya kadar vardırdılar işi. Kendi devletimizin eriyip küçülmesini

Bugün hayatta olanlar arasında Osmanlı’nın dağılışını gören nesil kalmadı. Cihan devletinin çöküşünü görmediğimiz için ne kadar şükretsek az. Büyük bozgunun yaşatacağı travma, ömür boyu gitmezdi. Zamanla azalmak şöyle dursun, dünyanın bugünkü hâlini gördükçe artardı mutlaka.

O travmayı yaşayanların etkiledikleri kuşakları tanıdık; onların da sonrakileri nasıl karamsarlığa sürüklediğini gördük. Kızgınlık ve reddiye temeli üzerinden yok saymaya kadar vardırdılar işi.

Kendi devletimizin eriyip küçülmesini görmedik ama yanı başımızdaki Sovyetler Birliği’nin dağılmasını günbegün takip ettik.

*

Dünyanın iki süper gücünden biri olan SSCB, beklentilerin önüne geçti, adeta zamanı hızlandırdı ve paldır küldür yıkıldı. Doğu ve Batı blokları arasındaki Berlin Duvarı da o yıkılışın sembolüydü.

Duvarı da yerle bir ettiler. Bir parça taşını veya betonunu kapabilenler, hatıra olarak saklayacağını söylüyordu.

*

Sovyetler Birliği dağılınca, Batı bloğunun en büyüğü olan ABD, kendini dünyanın tek hâkimi görmeye ve öyle göstermeye niyetlendi. Bir süre için başarılı da oldu.

ABD hâlâ büyük ama dünyanın tek büyük gücü, hâkimi, jandarması gibi yakıştırmalar artık yakışmaz oldu.

Sovyetlerin merkez ülkesi Rusya toparlandı ve gücünü göstermeye başladı. Yayılmacı politikası, eski gücüne kavuşma arzusunun işareti.

Eski gücü deyince, SSCB dönemini de düşünmek mümkün, Çarlık Rusyasını da.

*

Öte yanda ise Çin yükseldi. Uyanan bir ejderha gibi görünüyor.

35 yıl kadar önce Sezai Karakoç “Çin geliyor” diyerek oraya dikkat çektiğinde, bizim için epeyce şaşırtıcı olmuştu.

O zamanlar Çin, kalitesiz taklit malları yeni yeni üretmeye başlamıştı.

Ne alırsan 1 milyon (sıfırların atılmadığı dönem) tezgâhları “Ne olacak canım, Çin malı işte” sözünü haklı çıkaracak türden zayıf ürünlerle doluydu.

Meğer Sezai Bey çok ilerisini görmüş.

Çin artık Batı ülkelerinin en kaliteli ürünleriyle rekabet edecek kalitede üretim yapıyor. Ve herkesin bildiği gibi rekabette sınır tanımıyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin, Çin ürünleriyle karşılaşırsınız. Afrika’nın her tarafı çekik gözlülerle dolu.

*

Ve Çin, bugünkü savaşları yanlış buluyor. 2050 yılına kadar hiçbir savaşa karışmayacağını da defalarca açıkladı.

Bu sözün tercümesi nedir? 2050 yılından sonra savaşabileceği… Çin hazır olunca durum değişir.

Şu günlerde ABD’de neler yaşanıyor?

Kaliforniya’nın karma karışık olduğu, sokakların gösterilerle inlediği, mağazaların yağmalandığı, arabaların yakıldığı, polislerin taşlandığı günlerin şahidiyiz. Bir kırmızılı kadın ve piyanist noksan.

*

Tramp bile “Dış Güçler” lafı etti. Şöyle bir cümlesi var: “Dış güçler işgal istiyor.”

ABD Başkanı, ülkesinin iç savaş yaşamasını, dağılmasını, parçalanmasını önlemeye çalışıyor.

Koskoca ABD’nin, koskoca başkanının, “Dış güçler”den bahsetmesi dünyanın her köşesi için ne kadar da ironik, ne kadar da anlamlı.

Zamanlama da manidar üstelik.

*

Sovyetlerin çökmesi, ABD’nin risk altında oluşu, Çin’in hızla yükselişi bir tarafa.

Asıl mesele İsrail ne olacak? Bizim için ve aslında bütün dünya için en önemli soru bu. Çökecekse Siyonist kafa çöksün, o kafanın sistemi çöksün. Son günlerde söylenen çok şık bir cümle duydu bu kulaklar: “Netanyahu düşebilir.”

Öyle güzel olur ki! Hele bir de hesap sorulursa…

Hesap mutlaka sorulacak da çok geç olmasın, biz de görelim.


#İsrail
#Binyamin Netanyahu
#Mehmet Şeker