Öğretmenim

04:0025/06/2025, Çarşamba
G: 25/06/2025, Çarşamba
Mustafa Kutlu

Resme karşı meylim ve istidadım ilkokul yıllarında başladı. Beni bu sanata iten, yaklaştıran, heveslendiren ve yardım eden kimse olmadı. Dedem taşrada küçük bir Osmanlı memuru imiş. Hem hattat hem de musikişinas olduğu söylendi. Kendisinden bize intikal eden bir şey kalmamış. Savaşlar, kırımlar, kıtlıklar, seferberlik o nesli bitirmiştir. Babam rüştiye tahsili yapmış. Bende küçük bir defteri var. Rika ile yazılı. Demek ki onun da kabiliyeti varmış. Babamı çok küçük yaşta kaybettim. Önümde ne bir

Resme karşı meylim ve istidadım ilkokul yıllarında başladı. Beni bu sanata iten, yaklaştıran, heveslendiren ve yardım eden kimse olmadı.

Dedem taşrada küçük bir Osmanlı memuru imiş. Hem hattat hem de musikişinas
olduğu söylendi. Kendisinden bize intikal eden bir şey kalmamış. Savaşlar, kırımlar, kıtlıklar, seferberlik o nesli bitirmiştir.
Babam rüştiye tahsili yapmış.
Bende küçük bir defteri var. Rika ile yazılı. Demek ki onun da kabiliyeti varmış. Babamı çok küçük yaşta kaybettim. Önümde ne bir ağabey ne de bir akraba vardı.
Bu resim eğilimi dededen, babadan gelmiş diye düşünüyorum.
Ortaokul ve lisede resim bende bir tutku haline geldi.
O yıllarda Allah rahmet etsin,
Nurettin Elbaşı
adlı bir resim öğretmenimiz vardı.

Resme hevesi ve kabiliyeti olan arkadaşlarla tek tek ilgilenirdi.

Bu ilgi okul tatil olduktan sonra da devam ediyordu. Beş arkadaşı atölyeye indirir saatlerce ders verirdi.

Böyle fedakâr öğretmenlerimiz dün vardı bugün de vardır.
Lisede Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmeyi kafaya koymuştum.

Akademi İstanbul’da idi ve onun imtihanı ayrı yapılıyordu.

Posta treni ile üç günde İstanbul’a geldim. Annemin köylüsü bir ailenin yanında Taksim’de kalıyordum.

Akademi’yi görmek için Fındıklı’ya gittim.
O güne kadar Erzincan’dan dışarı çıkmamıştım.
Akademi’nin atmosferi ve bilhassa kız-erkek ilişkileri beni ürküttü.

Ben burada yapamam dedim ve imtihana girmekten vazgeçtim.


O yıllarda futbol oynuyordum.
Taksim’den Gümüşsuyu yoluyla İnönü Stadyumu’na gitmeye başladım. Antrenmanları seyrediyordum.
Galatasaray’ın efsane kadrosunu orada izledim.

Kalede Turgay Şeren, sonra Candemir, Büyük Ahmet, Suat, Kadri, İsfendiyar. Ama en önemlisi Metin Oktay. Onun topa nasıl vurduğunu gördüm.

Memlekete dönünce gördüklerimi ballandırarak anlatmaya başladım. Her ne kadar Fenerbahçeli olsam da bir futbol tutkunu olarak Metin Oktay’ı yüz yüze görmek o yılların taşrasında olanlar için harika bir şeydi.


Resim için mutlaka mektebinde okumayı, bir hocanın atölyesinde yetişmeyi şart bilirim.
Kendi kendini yetiştirmiş olanlar da vardır, milyonda bir.

Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde edebiyat okudum. Resme devam ettim, hatta iki arkadaşla beraber Erzurum Halkevi’nde bir sergi dahi açtık.


Hâlâ resim yapıyorum. Bu hususta hiçbir iddiam yok. Bir amatörüm ben.
Bu sebeple sergi açma tekliflerini reddettim. Yaptığım resimleri arkadaşlara dağıttım. Bende ancak üç resim kaldı.
Söz “öğretmen”den açılmıştı. Bu işin hakkını veren bir ismi anmak istedim. Nurettin Elbaşı’nı hürmet ve rahmet ile hatırlıyorum.
Beni bu hatıraya götüren
Yeni Şafak
gazetesinde okuduğum bir haber oldu (2 Şubat 2025). Haberi özetleyerek veriyorum:

“Meslektaşları ara tatilde iken Adıyaman Borsa İstanbul Lisesi’nde Rehber Öğretmeni İrfan Haras ve Görsel Sanatlar Resim Öğretmeni Mehmet Kara, idarecilerin ve diğer öğretmenlerin desteğiyle okulda yaptıkları bakım ve onarım ile eğitim yuvasını ikinci döneme hazır hale getirdi.

Okul idaresi ortaya çıkan bakım ve onarımların nasıl yapılacağı konusunda planlama yaparken, fedakâr iki öğretmen bu işe gönüllü oldu. Öğretmenler iki haftalık ara tatilde meslektaşları tatil yaparken, hiç durmadan çalıştı. İrfan Haras ve Mehmet Kara, okulun boya ihtiyacı olan duvarlarını boyadı, kapılarını ve pencerelerini ve sıraları onardı.

Okul Müdürü Hacer Saygı ise “Binamızda birtakım tadilatların yapılması lazımdı. Bunu okul idaresi ve öğretmen arkadaşlar istişare ederken, sağ olsunlar iki öğretmenimiz gönüllülük esasıyla tadilat işini üstlenmek istedi. Ara tatil boyunca her gün gelerek, su tesisatından, duvarların sıvanmasına, boyanmasından, kapıların tamirine her türlü arızamızı giderdiler. Öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz” diye konuştu.”


Gazzeli çocuklar için dua edip; ABD ve İsrail’e beddua ile geçti günler.

ABD, İran’ın nükleer tesislerini vurduğu gün yazıları noktaladım. Umarım 3. Dünya Harbi patlamaz.


Zalimler döktükleri kanda boğulsunlar diyorum.


İnşallah eylül ayında buluşuruz. Kalın sağlıcakla.

#öğretmen
#Nurettin Elbaşı
#Mustafa Kutlu