Tarıma bir rol model

04:0028/05/2025, Çarşamba
G: 28/05/2025, Çarşamba
Mustafa Kutlu

Geçen sene “tarıma bir Selçuk Bayraktar” lazım diye yazmıştım. Bu sene bir istatistik yayımlandı. Tarımda çalışanların yaş ortalaması 58-60 imiş. Tarımda çalışan gençlerin oranı ise %5 civarında. Gıda sektörü savunma sanayii kadar önemlidir deniliyor. Bu durumda ülkemizin tarımı S.O.S. veriyor demektir. Çok bilmişler hemen “efendim tarımda nüfusa gerek yok, her işi makinalar yapıyor” diyecektir. Ancak kazın ayağı öyle değil. Kirazı, fındığı toplamayı bir yana bırakın, domates kurutmak için güneydoğudan

Geçen sene “tarıma bir Selçuk Bayraktar” lazım diye yazmıştım.

Bu sene bir istatistik yayımlandı. Tarımda çalışanların yaş ortalaması 58-60 imiş.

Tarımda çalışan gençlerin oranı ise %5 civarında.

Gıda sektörü savunma sanayii kadar önemlidir deniliyor. Bu durumda ülkemizin tarımı S.O.S. veriyor demektir.

Çok bilmişler hemen “efendim tarımda nüfusa gerek yok, her işi makinalar yapıyor” diyecektir. Ancak kazın ayağı öyle değil. Kirazı, fındığı toplamayı bir yana bırakın, domates kurutmak için güneydoğudan gelen mevsimlik işçilere ihtiyaç var.

Yahu arkadaş, 80 bin TL maaş ile çalışacak çoban bulunamıyor, bu ülke nasıl hayvancılık yapacak?

Her neyse!

Genç nüfusumuzun tarıma yönelmesi için alınacak tedbirler içinde bir “başarı hikâyesi”ne ihtiyaç var.

Nasıl?

Bir başarı hikâyesi işte bir “
destan
”.
Mete Gazoz, Aziz Sancar, Ömer Halisdemir, Selçuk Bayraktar
gibi tüm ülke nüfusunun âşina olduğu, gıpta ettiği simalar gibi.
Tarımda böyle biri var mı?

Belki vardır, bilemiyorum.

Mustafa Özel’e sordum. Enez’de hayvancılık yaparak organik ürünler üreten
Mehmet Âkif Hut
ismini verdi.
O veya bir başkası öne çıkarılabilir, başarı hikâyesi ilmek ilmek dokunabilir.

Elbette ki, çocukluğundan itibaren bir belgesele konu olacaktır.

Nasıl çalışmış, hangi engelleri aşmış, elinden tutan biri olmuş mu? Tahsili nedir?

Sıfırdan mı başlamış, yoksa ailesinin imkânlarını mı kullanmış? Yürüdüğü yolda devlet ona nasıl davranmış?

Hayallerine, hedeflerine ortak olan olmuş mu? Tek başına mı yürümüş, yoksa başarısının arkasında bir kadro, bir “takım” mı var?

Şurası unutulmasın ki ülke gençlerini en fazla etkileyecek olan bu “rol model”in ekonomik açıdan hangi noktaya ulaştığıdır.
Yaşadığı, çalıştığı yörenin kurak arazisini suya mı kavuşturdu? Bir organik ürünü yıllar içinde geliştirerek dünya çapında bir “
marka
”ya mı ulaştırdı?
Ayrıntıya giremem, bu “
başarı hikâyesi
” nasıl oldu, onu da bilemiyorum. Benim demek istediğim gösterilen “başarı” karşısında gençlerin buna heveslenmesi, o kişiyi bir “rol model” olarak görmeleridir.
Bir “senaryo” yazdığımın farkındayım. Ancak bu senaryo gerçeklere dayanabilir.
Birileri (Bakanlık mı, başkaları mı) onu alıp ülke çapında, dünya çapında bir şöhrete ulaştırabilir.
Dizi filmlerinin önünde
“gerçek hayattan alınan bir hikâyedir”
diye yazar.

Hikâyeyi bir adım daha ileri götürelim. Zaman içinde gelişsin. Öyle ki bu dizide başka aktörler de yer alsın.

Böylece meselâ ülkemizde dünya çapında bir “
Tarım
Fuarı
” oluşabilir.
Fuar alanını dolduran milyonlar zaman sonra kurulacak “
Tarımfest
”e katılacak; gençler bu oluşumda yer alacaktır.

Bütün bunlar meraklısı için.

Zaten her işin başı “merak uyandırmak” değil midir?

O zaman “rol model”in özel hayatına dahi intikal edilecek; bir “star” olduğu için bu hayat ilgi çekecektir.

Kaç saat çalışıyor?

Ne yiyor, ne içiyor?

Ailesine vakit ayırıyor mu?

Yeni hedefleri nelerdir?

Bir ses sanatçısı, bir filim oyuncusundan bahsetmiyorum.
Tarım için bir “rol model” vücut bulurken acaba hangi yönler öne çıkar?

Politik tercihler mi?

Bilimsel projeler mi?

“Marka” olmak veya “ürün çeşitliliği” mi?


Meseleyi daha fazla dağıtmadan ilgililere teslim ediyorum.

Teklif bizden tedbir onlardan.
#Aktüel
#Hayat
#Mustafa Kutlu